İlhan Söyler

İslam Cupi'nin gördüğü kupa

17 Mayıs 2012
TARİH: 15 Haziran 1983. YER: Mersin. Sarı lacivertliler, o sezonki lig şampi-yonluğunun ardından kupa finalinde Mersin İdman Yurdu ile oynayacak. İslam Ağabey saat 12.00’de otelin restauranında bir yanda rakısını yudumluyor, diğer yandan da sigarasını üflüyor. Kupanın kazanılacağından o kadar emin ki...

DAHA dün gibi hatırlıyorum.. 15 Haziran 1983’ü... Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’nı kaldırdığı o tarihi. 29 yıl geçmiş aradan.
Sizlere 29 yıl önce Fenerbahçe’nin o kupaya nasıl ulaştığının hikayesini anlatacağım. Ama önce bir hatırlatmada bulunayım. Bu satırları kaleme alırken, saat 14.30’du. Yani F.Bahçe-Bursaspor Türkiye Kupası final maçının başlamasına daha 6 saat vardı.
Sonuç ne olur bilmiyorum. Ama 29 yıl önce neler olduğunu biliyorum.
1983 yılının Türkiye Kupası final maçı Mersin’de, F.Bahçe ile Mersin İdman Yurdu arasında oynanacaktı.
İlk maçı F.Bahçe 2-0 kazanmıştı. 15 Haziran 1983 Çarşamba. O zamanlar gece maçları sadece İstanbul, İzmir, Adana ve Ankara’da oynanırdı.
Ama TV yayını olmadığı için maçlar genelde gündüz oynanırdı. F.Bahçe- Mersin İdman Yurdu maçı da gündüz oynandı.

‘İlhan gel evladım maç yaklaştıkça sıkıntım artıyor’

* McDonnell Douglas DC-9 (Douglas DC-9 olarak da biliniyor), çift motorlu jet uçağımız, maçtan bir gün önce salı günü o zamanlar ismi Yeşilköy Havalimanı olan Atatürk Havalimanı’ndan havalandı.

Yazının Devamını Oku

Özel güvenlikçiler ne iş yapar?

14 Mayıs 2012
Maçın oynandığı stadın kapasitesine göre özel güvenlikçiler görev yapıyor, ma ne iş yaptığını hala anlamış değilim... 

İl Güvenlik  Kurulu tarafından statlara gönderilen bu kişiler, hakikaten  güvenlik alanında eğitim yapmış kişiler midir? Üzerlerine önlüğü giyiyorlar ve maçı izliyorlar, ama olaylar sırasında hiç bir hamle yapmayı düşünmüyorlar...

Emre Belözoğlu korner için köşeye giderken özel güvenlikçi arkadaş cep telefonunu uzatmış fotoğraf çekmeye çalışıyordu. Bu mudur arkadaşın görevi? Yurtdışında maçlara gittiğimizde önümüze çıkan güvenlikçiler kapı gibi. Nereye yönlendiriyorsa o tarafa gidiyorsun. Aksini düşünmek bile istemezsiniz. Güvenlikçi böyle olur, bizimki gibi değil.

Sahaya çıkan teknik heyet, futbolcular, basın mensuplarını, yöneticiler, tribünlerdeki küçük çocuklar ve bayanlar, kenarlarda duran polislerden çok bu özel güvenlikçi arkadaşlara da güveniyorlar. Şükrü Saracoğlu Stadı'nda kaçan veya dayan yiyen özel güvenlikçiler gördüm. Şaşkınlık içerisinde kaldım. Bu mudur arkadaşların görevi? Bunlar kaçarsa, oradaki masum insanlar ne yapsın?

Fenerbahçe-Galatasaray maçındaki özel güvenlikçi listesine bakıyorum, 'bunları bulurken nereye başvuruyorlar?' diye düşünmeden edemiyorum. Kimse üzerine alınmasın, ama sanki kahveden toplanmış gelmiş kişiler gibi gözüküyorlar.

Tamam... Bir polis kadar  yetkisi yok, ama taşkınlık olduğu zaman toplanıp bir  güvenlik bağı bile kurmuyorlar.

Maçı takip eden,  fotoğraf çekmek için  tüm dikkatini oyuna veren basın mensubu, atılan yabancı maddeler nedeniyle güvenlik mensubuna "Halimiz kötü" diyor. İlginçtir özel güvenlikçiler kaçacak yer arıyorlar...

O halde tekrar soruyorum; Özel Güvenlikçiler ne iş yapar? 
Yazının Devamını Oku

Bitsin artık bu çile

7 Mayıs 2012
Bir yıldır devam eden şike iddiaları...

Bu hafta yapılan  iki büyük maç...
Böyle güzel maçları izlemek için, gün sayıyoruz, bitiminden sonra da "bitsin artık bu çile" şarkısını söylüyoruz.
Her yerde bir hadise var, Trabzon'da  sahaya atılan maddeler, küfürler.
Maç bitiminden sonra soyunma odası çıkışına kadar inen kulüp başkanları. Saha içinde maç bitiminden sonra ağzına geleni söyleyenler...
"Biri benim anneme küfür etti", diğeri  ise "ben kimsenin annesine küfür etmem" yanıtı...
Şenol Güneş'ten, "Fenerbahçe sahasında da  bize küfür edildi" karşılığı...
Trabzonspor Başkanı Sadri Şener tüm tv'lerde  boy gösterdi, bağırdı çağırdı...

Yazının Devamını Oku

Fatih Terim duy bu sesi

26 Nisan 2012
Galatasaray'ın kendi internet sitesinde "Bugün yapılacak idman, taraftarlara açık, basına ise kapalıdır" diyor...

Tamam...

 

Kendi internet ağında basına bilgilendirme tarzında açıklamalar yapılıyor. Ama, bu takımı takip etmekte olan basın mensupları da bir zaman geliyor takımın içinde olma hakkını da istiyor.

 

Geriye dönüyorum, Fatih Terim şampiyonlukları, UEFA Kupası'nı kazanırken, medya hep yanındaydı, etrafındaydı...

 

Gidilen ülkelerde, takım uçaklarında, kalınan oteller de hep birlikte, yanyana olurduk...

 

Yazının Devamını Oku

Melo’ya 18 dakika Caner’e 4 saniye!

25 Nisan 2012
G.SARAY ile Fenerbahçe arasındaki şampiyonluk rekabeti pazar günü oynanan ve Fenerbahçe’nin 2-1’lik mucize galibiyeti ile sona eren maçın ardından daha da kızıştı.

Maç öncesini, maçı ve maç sonrasını dikkatle izledim.
Bununla da yetinmedim, 2 gün boyunca Florya’nın nabzını tuttum.
Pek çok isimle konuştum.
Herkesin merak ettiği:
* Galatasaray, Fenerbahçe yenilgisiyle panik yaşar mı?
* Bu panik sarı kırmızılıları şampiyonluktan eder mi?
Soruların yanıtlarını aradım.

Yazının Devamını Oku

Yeni bir Galatasaray

17 Nisan 2012
Kolay değil, bir ekip oluştur, her telden çalan bir topluluk...

Oyuncuların geldikleri yerlerde "oyun kalıpları" değişik... Her şeye rağmen  bir sezon içinde tam bir "takımlaştık"

Bu yapımda kim var, tabiki Fatih Terim... Önce futbol felsefesini oyuncularına aşıladı.  Neydi bunlar?

-İnançlar.
-Değerler.
-Davranışlar.

Yazının Devamını Oku

Aksiyon filmi gibi

15 Nisan 2012
Süper Final aksiyon filimi gibi başladı... Saraçoğlu gemisinin makine dairesinde görevli olan futbolcular,"tam gazla" çalıştırdılar...

Fenerbahçe'de  Baroni, Caner, Mehmet Topuz  ve Alex, Trabzonspor'da  Zokora, Alanzinho, Colman uzun yolda iskeleye  yanaşmak için adeta hız kesmediler. Bu filmde bir diğer önemli aktör de, Gökhan Gönül idi.

Fenerbahçe, sağ kanattan dalga dalgaTrabzonspor'un üstüne aktı ve Trabzonspor sol kanadını sallayıp durdu. Hedefe de yaklaştı ama geri döndü.. .Sancak tarafında bulunan Musa Sow gelen topları kullanamadı...Trabzonspor, Fenerbahçe kalesini uzaktan, yakından füzelerini gönderdi ama isabet yoktu...

Bu arada uzaktan kaleyi düşünmeyip, kenarlar ve verkaçlarla hedefe gitmeyi tercih eden Fenerbahçe'de, Baroni sahne aldı ve topu " ip" gibi köşeye gönderdi.Bundan sonra Fenerbahçe biraz hız kesip, daha fazla yorulmak istemedi.
 
Her iki takımda yolu yaralamıştı, bakalım diğer devre nasıl olacaktı? Fenerbahçe'de ters hareketler başladı, oyunu hızlı kurayım derken paslarda isabetler azalmıştı... Bu yüzden de geri çekilmek zorunda kaldılar.

Fenerbahçe pas hatası yapar yapmaz, Trabzonspor 'Ben de yaparım' dedi. Onlardan bir tanesinde Colman kritik anda topu kaptırdı ve Baroni aldı su gibi aktı, kafasını kaldırdı.  Akan suyu, Sow da içmesini bildi Daha sonra Fenerbahçe pas hatalarını düzeltti. Bunlar olunca da Trabzonspor havlu yu attı...


Yazının Devamını Oku

Yılın modası, genç yerli oyuncular

13 Nisan 2012
Büyük takımlar artık kendilerine yeni bir yol çizmeye başladı. Ligde oynayan yerli oyunculara hucum başladı.

Milli takım Teknik direktörü Abdullah Avcı  geleceğin oyuncuları olan isimlerin bir çoğunu kodrosuna aldı. Bu gençler kimler derseniz, bir bakalım...
 
Soner(G. Birliği): Orta alanda bu sezon bir patlama yaptı. Bugünün oyuncusu olduğunu gösterdi.
Oyun okuma sanatını her geçen gün geliştiriyor. Sol ayağını  istediği gibi kullanıyor, oyunu geniş okuyabiliyor. Fenerbahçe'den sonra , Galatasaray'da bu oyuncuyu renklerine bağlamak için düğmeye bastı.
 
Alper (Eskişehirspor): Geçen sezonu Fenerbahçe'ye transfer söylentileriyle geçirdi. O da kendisine pahalıya mal oldu  ve inişe geçti. Sonradan bir de sakatlık geçirdi, toparlanması zor değil. Her şeye rağmen sahne alıp transfer listelerinde olacak"
 

Yazının Devamını Oku