Arda Galatasaray'da futboluna futbol kattı...
Taraftarların sevgisini kazandı...
Ama sonra bir beraberlik yaşadı, magazin haberleriyle gündeme geldi...
Eski başkan Adnan Polat ile arasındaki futbolcu-başkan ilişkisi, arkadaş ilişkisine dönüştü...
Sakatlıklar geçirdi, gerilem başladı...
Zaman geldi, takımında oynamadı, Milli Takım'da yer aldı...
Zaman zaman medya ile tartışmalar yaşadı...
2006 yılında Edu, Carrusca ve Ricardinho gibi oyuncular milyon dolar kazanırken, Arda'nın aldığı para aylık 325 TL idi...
Tarih yazan bir kadroları vardı. İlhan, İsmail, Kamuran, Burhan’lar, Fethi Heper, Vahap ve Halil gibi oyuncuların hepsi de Anadolu’nun içinden çıkmış oyunculardı. Müthiş bir kadroydu. Bir de tribünleri ayağa kaldıran amigosu vardı. Orhan’dı. Es-es-es-ki-ki’yi çıkaran kişiydi... Neyse hepsi geride kaldı.
Kaleci topu özledi
Es Es rüzgar gibi başladı. Veysel sağ kanattn öyle bir indi ki Malecki’ye al da at dedi. O vurdu ama olmadı. Eskişehirspor çabuk oynamayı telaşa dönüştürdü. Kanatları düşündü olmadı, ortadan ver-kaçlar para etmedi. Batuhan’ın topla ilişkisi yoktu. Rakip 15 milyom Euro’luk bir ekip. Es Es’in yarım kadro değerinde bile değil... Rakip ne yapsın hücumda bir kişi bırakmış o da gitmekte zorluk çekiyor. Eskişehir kalecisi kalesinde topu özleyip duruyordu.
Veysel farkı
İlk bölüm ha bitti ha bitecek derken Alper Potuk baktı, ‘Bu iş böyle gitmez uzaktan vurayım’ dedi, Batuhan’ın beline çarpan top filelerle buluştu. Rakip zayıftı Diego ve Servet top servislerinde kayıpları oynadı. Ama sahanın tek yıldızı Veysel golü atınca biraz daha rahatladı. Yeni transfer Malecki ısınma turlarını yapıyor ve Eskişehir yıllar sonra Avrupa’ya yelken açtı. Birçok dalgalarla boğuştu, bakalım bu yelkeni limana getirebilecek mi? İzleyip göreceğiz...
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, "25 Haziran'da transferlerimizi açıklayacağız" dedi, olmadı daha sonra "30 Haziran'da açıklayacağız" dedi. Temmuz ayına girdik hala transferden ses seda yok.
4 Temmuz'da sezonu açan Galatasaray, yeni sezonun hazırlıklarına Avusturya'da devam edecek.
İç transferlerde bir futbolcu belirsizliği devam ediyor; satalım mı, kalsın mı? Oyuncular geleceklerini merak ediyorlar.
Kadroda yabancı fazlalığı var; "Ya terk et, ya da sev kalsın"
Assaidi işi bitti mi hala bir açıklama yok.
Melo için yönetim bir aydır "bizim malımız bizden kopamaz" diyor, ama futbolcu için ne olumlu ne de olumsuz bir karar veriyor.
Ama bir saman alevi gibiydi. Ardından Portekiz ayaklandı. Şut sayısı o kadar fazlaydı ki, kimilerine direkler izin vermedi. Kimilerine de Petr Cech.
Bireysel kalite “karizma.” İşte o ortaya çıkıyor. Ronaldo. Portekizli hem kendini kullanıyor, hem de sağ parseli. Yapısında iddialı olma, sağlam kalite, kural değerleri, kurallara bağlılık, adalet duygusu, açık fikirlilik var. İstek, gol olacak pozisyonu tespit etmek, sağlam bir yapı ve cesaret... İşte bütün bunların birleşimi olan Ronaldo, yüksek kaliteye sahip.
Baros hala güçsüz
Portekiz’de Ronaldo’ya eşlik edenler yok muydu? Vardı. Coentrao, Nani gibi kanat oyuncuları Ronaldo’ya ayak uydurdu. Böyle futbolcular da olunca, Portekiz’in kalitesi üstün geldi.
Sivok, Beşiktaş’takinin aksine daha iyi bir performans sergiledi. Gole kadar hatasız oynadı. Kasaba, yani Almeida’ya bakarken; arkadaki bakkalı unuttu.
Baros, hala güçsüz... Karşısında Pepe gibi bir futbolcu vardı. İkili mücadelelerde daha diri olan Pepe ayakta kaldı.
Çek Cumhuriyeti Teknik Direktörü Michal Bilek’in tek yanlışı vardı.. Sol kanatta oynayan Darida’yı erken çıkarttı. Gole gidebilecek tek oyuncusu oydu Çeklerin.
İngiltere ilk dakikalarda ‘Ukrayna bana gelecek önce gardımı alayım’ dedi. Yarmalenko, Gusev, Devic, Milevsky gibi oyuncular yeteteneklerini kullanıyor ama olmuyordu. İşte Ferguson’ın söylediği söz maçta kendini gösteriyordu. Ukrayna oyunun hakimiyetini alamadı. İngiltere’de oyunu değiştirebilen özel oyuncular karşılaşmadaki farkı yaratan taraftı. İşte Rooney, Gerrard, Terry gibi oyuncular hem oyuncu hem sanatçılar... Ukrayna saldırdı ama nereye saldırdığını bilemedi. İngiltere sadelikle maçı götürdü.
Çeyreği kazandı
Sadeliği karmaşıklık yapan Ukrayna maçı kaybetti. Ukrayna’da saldırganlık, gücünü yitirdi. Bir yere kadar gitti. Ukrayna bu tabloda başını kuma gömdü. Ama attığı gol goldü. Çizgi hakemi bana göre o pozisyonda uyuyup kaldı. Yanı başındaki topu göremiyorsa suç orta hakemin değil çizgi hakeminindir. Tüm bu manzarada İngiltere çeyrek altını kazanan taraf oldu.