Yüz yıl önce İnönü savaşları

Yunanistan’ın Küçük Asya faciası dediği olay budur. Gerçekten de Mustafa Kemal Paşa tarafından Miralay İsmet Bey’e çekilen “Siz savaş alanında sadece düşmanı değil, aslında milletin makûs talihini de yendiniz” ibaresi bunu ifade etmektedir.

Haberin Devamı

19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkış, Erzurum ve Sivas Kongreleri... Erzurum Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa istediği sonuçları alamamıştır. İstiklal Savaşı’na ve Meclis Hükümeti’ne adım atarken henüz başlangıçta muhalefet de burnunun dibindeydi. Trabzon’dan gelen heyet içindeki birkaç üyenin muhalefeti gelecek dört yıl boyunca sürecekti. Sivas Kongresi, daha doğrusu kongrenin yönetimi altı ay kadar sürdü. Arada kurtuluş hareketini resmen ilan ettiği Amasya’ya bile gidip gelmişti. Bu bir organizasyon dönemidir. Savaş ve devlet düzeni, yılın sonunda 27 Aralık’ta ulaştığı ve sıcak bir ilgi gördüğü Ankara’da kuruldu sayılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti orada tesis edildi. Osmanlı Teşkilatı Esasiye Kanunu’na (1876) bağlılık söz konusuydu. Slogan “Saltanat ve hilafeti kurtarmak, milletin iradesinin bunu başaracağı ve başka hiçbir güce güvenilmemesiydi”. Kuruluş ve ümit başlangıcın ihtişamı, savaşın vasıtalarını getiren bir başlangıçtır.

Yüz yıl önce İnönü savaşları

Haberin Devamı

HER GRUPTAN İNSAN VARDI

1919 sonunda başlayan Çukurova-Dörtyol, Maraş, Antep ve Urfa’daki direnişler Meclis Hükümeti’nin kuvvetini göstermeye başlamıştır. 1920 yılı, İstiklal Savaşı’nı başlatan “Komutanlar Triumvirası” diyebileceğimiz gruptan Kâzım Karabekir Paşa’nın Doğu Anadolu’daki zaferleriyle tarihe geçti, ümitler direnç ve yeni düzeni getirdi. Cihan Savaşı sonunda Brest-Litovsk Antlaşması ile vatana dönen bölgeler, yeni kurulan Ermenistan Cumhuriyeti’nin ordusuna karşı kazanılan zafer Kafkas hükümetlerini ve yeni Sovyet Rusya ile kurulan sağlam ilişkiler, Doğu Cephesi’ni garantiye almıştır. Garp Cephesi’ni de o anda hatta Anadolu’daki isyanlarda bile henüz teşkilatlanamayan bir milli ordu değil, milis kuvvetlerin esası götürmektedir. Karadeniz Bölgesi’nde Giresunlu Osman Ağa kuvvetleriyle Meclis’in Muhafız Alayı ve Kurtuluş Savaşı’ndaki düzenli ordunun alayı olarak kariyerine devam edecektir. Çerkez Ethem’in isyanı düzenli ordunun ilk mukavemeti sırasında ortaya çıktı. Ethem Bey, İsmet Paşa’yı anlamamıştır. Milli ordunun kuruluşu esas itibarıyla mahalli kuvvetlerin bu komutayı benimsememesiyle ilgilidir. Bugün bu olaya itaatsizlik, disiplinsizlik ve kendi başınalık diye bakmak gerekir ama bu gibi kuvvetlerin iç isyanları bastırmakta Batı Anadolu’daki düşman ilerleyişine karşı Anadolu Hükümeti’ne büyük destek olduğunu hatırlamak gerekir. İstiklal Savaşı sırasındaki bu tip çatışmalarda etnik aidiyet rol oynamaz. Çarpışanların içinde her gruptan insan vardı.

Haberin Devamı

RİCATI ÖĞRENDİLER

Yunan ordusunun iki tane önemli komutanı vardı. Bunlardan birincisi aslında Anadolu’daki ilerlemeyi yönetecekti, ancak Venizelos’un teklifini reddetti; General İoannis Metaksas “Yunanistan’ın elindeki topraklarla yetinmesini (evet, bugünkü On İki Adalar denen Güney Ege adaları hariç, şu andaki Yunanistan ancak 2.5 milyon nüfusa sahipti), çalışmasını, kalkınmasını, Küçük Asya’nın bir macera olacağını, yok olduğu zannettikleri ordunun Birinci Harbin de getirdiği tecrübelerle komutanları ve neferleriyle bir sabah aniden karşılarına çıkacağını” Venizelos’a bildirmiştir. General Anastasios Papulas, Birinci İnönü Savaşı’nın, yani Garp Cephesi Komutanı olan Miralay İsmet Bey’in de tabiriyle iyi bir komutandır. Askerleri de iyi çarpışmaktadır ama kusurları Birinci Cihan Harbi’ni iyi bilmemeleri, büyük tertiplerden, stratejik girişimlerden, sevk-i idare sahibi komutanlıktan uzak kalmalarıdır. Bu görüş, bizzat Papulas’ın meziyetlerine rağmen, iki günden fazla süren bir muharebede sinirlerinin çok çabuk bozulmaya başlamasından bellidir. İstiklal Savaşı’nın soğukkanlı ve kurmay gücünü temsil eden İsmet Paşa’nın bu ifadesi dikkatle değerlendirilmelidir. Onun anlattıklarına göre silah mevcudumuz, kaynaklarımız, nakliye araçlarımız Britanya destekli Yunan istila ordusu ile mukayese edilemezdi. Bir konuda tecrübesiz oldukları için ağır topları (obüs) nakletmeye çekinmişlerdir. Bunun bir yük teşkil edeceğini, ricat anında bırakılırsa da potansiyel bir tehlike olabileceği düşünmüş olmalılar. Oysa mütarekede İtilaf Devletleri’ne teslim edilen bu silahları bulundukları, depolandığı bölgelerden zapt ettik. Tamamıyla İmalatı Harbiye ustalarının atölyelerinde elden çıkmış olan kamalar ve tamirat gerektiren yerler yapıldı. Yunan istila ordusu karşılarında ağır topların mukavemetini gördü, bu çok önemlidir. İkincisi, İnönü Muharebesi’ndeki asker yeni toplanmıştan çok, harp tecrübesi olan er ve erbaşlardan oluşuyordu. Ricat tekniklerini ustalıkla öğrenen birliklerdi. Bu Türk askeri tarihi açısından da bir yenilikti. Nitekim bu stratejinin ve taktiğin en iyi şekilde uygulandığını, Birinci ve İkinci İnönü muharebelerinde ve Sakarya Muharebesi’nde göreceğiz.

Haberin Devamı

KÜÇÜK ASYA FACİASI

Bugünkü İnönü, İsmet Paşa’nın galibiyeti ve muharebelerinden dolayı değil, paşanın orada istila ordusunu durdurması ve bezdirmesinden dolayı ona soyadı olmuş bir yerdir. Gerçekten istihkâmların iyi kazılması ve direnci General Papulas’ın da dikkatini çekmiş ve Atina’dan ilerlemenin durdurulmasını istemiştir. Kendisi ancak istifa ettikten sonra yeni komutan Hacıanesti aynı strateji ve sevk-i idare kabiliyetine sahip olmadığı için Metaksas-Papulas görüşünün aksine bir ilerlemeye gitmiştir. Yunanistan’ın Küçük Asya faciası dediği olay budur. Gerçekten de Mustafa Kemal Paşa tarafından Miralay İsmet Bey’e çekilen “Siz savaş alanında sadece düşmanı değil, aslında milletin makûs talihini de yendiniz” ibaresi bunu ifade etmektedir.

Haberin Devamı

İLK DEFA DÜZENLİ ORDU

1921 Nisan ayında Büyük Millet Meclisi orduları, doğuda Kâzım Karabekir’in zaferleri, Kafkas milletleri ve Rusya ile olan yakınlaşmayı sağlamıştır. Batı’ya da ilk defa olarak düzenli ordunun yurdu savunabileceğini göstermiştir. Bu savunmanın bir buçuk sene sonra “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir” komutuna çevrilmesi hiç şüphe yok ki Sakarya zaferinden sonra Meclis kararıyla mareşal rütbesini alan başkomutanın şahsi dehasıdır ve ancak onun stratejik dehası ve ısrarıyla bu safhaya kadar gelinmiştir.

Bu konuda, yani Birinci ve İkinci İnönü muharebeleri daha doğrusu direnme ve düzenli ricat konusundaki başarılarla Sakarya Muharebesi’nin kazanılması safhasını ve İsmet Paşa’nın buradaki rolünü en iyi anlatan eserler Selim Erdoğan’ın Sakarya-Türk Bitti Demeden Bitmez” ve Alev Coşkun’un sürükleyici üslubuyla kaleme aldığı serideki Asker İnönü” kitabıdır. Bu serinin Diplomat İnönü” başlığını taşıyanını da gelecek yazılarımızdan birinde daha iyi tahlil edeceğiz.

DOĞRUYMUŞ CAMİLER OTOPARK OLMUŞ

Yüz yıl önce İnönü savaşları


CÜNEYT Özdemir’in YouTube kanalında camilerin önündeki park meselesine değindiğini gördük. Haklıdır ve yerindedir, doğru noktalara değiniyor. Bu yazılanlar ve söylenenlere rağmen Süleymaniye Camii’nin bahçesinin otopark olarak kaldığı anlaşılıyor. Demek ki yanlış olan bizmişiz. Bu aldırmazlığa, küstahlık demek gerekiyor. Birisi söylüyordu: “Şu anda milletimizin en sevgili çocuğu arabasıdır” diye. Bunu duyduğumda çok kızmıştım. Meğer ne kadar haklıymış. Cami görevlileri orada, İbn Haldun Üniversitesi’ne ait bir merkez orada ve bazı kıdemli esnaf da orada. Anlaşılıyor ki imtiyazı koparan caminin avlusunu işgal edecek. Bu zihniyetle baş etmek hiç kolay değil ama etmek lazım. Restorasyon için harcanan para bir müddet sonra otomobil egzozlarının yarattığı kirlenmeyle yeni harcamalar gerektirecek. Memleketi gezmeye gelen turistler de “Bunlar nasıl insanlar?” diye soracak. Onların sorması beni alakadar etmiyor. Süleymaniye’de Bayram Sabahı’nı yazan şairlerin ve yazarların ülkesinin düştüğü bu durum hazindir.

Yazarın Tüm Yazıları