50. Yılında Kıbrıs Barış Harekâtı

1974 Barış Harekâtı Türkiye’nin kendi sanayisi, askerî ve politik yapısı bakımında bir mucizedir. Bülent Ecevit (Cumhuriyet Halk Partisi) ve Necmettin Erbakan (Millî Selâmet Partisi) koalisyon hükümetiyle adaya çıkarmayı mükemmelen becermişlerdir. Doğu Akdeniz nükleer gücü olan büyük devletlerin hemen hepsinin yerleştikleri yer oldu. Bu durumda Kıbrıs Türkiye için çok büyük stratejik öneme haizdir.

Haberin Devamı

KIBRIS’ı Helen adası diye modern Yunanistan’ın ve genelde sade vatandaş Avrupalıların benimsedikleri bir slogandır. Çünkü Kıbrıs’ın tarihi, kültür ve ticaretteki rolü zaman bakımından Helenizmi aşar. Çeşitli milletler ve katmanlar vardır. Arkeolojik kazılar bunu gösterir. Madenleri en başta bakır ve Akdeniz’in ortasındaki rolü itibarıyla mesela Girit, Midilli, Sicilya gibi bereketli olmamasına rağmen çok ilginç bir askerî ve siyasî merkez olmuştur. Şüphesiz ki Helen nüfus kadar Fenikelilerin de tadı var ve ortaçağlarda da bu karma miras böyleydi. Mesela Kıbrıs’ın Venedik dönemi Akdeniz’de çok daha etkilidir, daha çok bilinir, doğrudur.

50. Yılında Kıbrıs Barış Harekâtı

Haberin Devamı

TOROS TÜRKMEN AŞİRETLERİ BÖLGEYE YERLEŞTİRİLDİ

Türkler burada ancak 16. asrın ikinci yarısından sonra ortaya çıkarlar. Bu II. Selim dönemindeki fetihle oluşmuştur. Fakat çok ilginç bir kolonizasyon vardır. Bir, devletin içtimaî ve idarî yapısından dolayı zorluk çıkaran; yani gerek aralarındaki itilaf gerekse vergi konusunda merkezi devlet temsilcileriyle çıkan başkaldırılardan dolayı zapt edilmesi gereken bir unsur olarak Toros Türkmen aşiretleri önemli ölçüde adaya yerleştirilmişlerdir. Saf Oğuz ırkı oldukları için dinî bakımdan da Anadolu’nun diğer gruplarına göre daha değişik, profan bir dünya görüşlerini vardır. İçlerinde Anadolu Alevileri bulunmakla birlikte neredeyse Şamanizme daha yakın olanları vardı. Bütün bu nedenlerinden dolayı modern Kıbrıs halkının İslamî yaşamı gerçekten daha çok uhrevidir. Hayatın her safhasına birtakım âdetlerle girmemiştir. Modern Kıbrıs Türk’ünün bu yüzden benimsediği en açık akım laikliktir.

Latin harfleri geldiği zaman da Türkiye’den kültürel yardım istemişlerdir. Adada Türklerin çok aktif politika gütmedikleri zamanlarda bile Türkiye’nin tesiri olmuştur. Hele İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yunan Enosis’ine ve Rum nüfusun ayaklanması döneminde İngiltere tarafını seçmişlerdir. Bu gayet kaçınılmaz bir tutumdur çünkü koloni idarelerinde iki etnik grup varsa bunların birbirine zıt hareket etmeleri doğaldır.

Haberin Devamı

Türkiye’den kaynaklanan daha doğrusu Osmanlı’dan beslenen bu Türklük şuuru da eğitim bakımından da yeterince desteklenmiştir. Lefkoşa Türk Lisesi fevkalade gençler yetiştirmiştir. Bu nesillerin İstanbul ve Ankara’daki seçkin üniversitelere ne kadar intibak ettiklerini gözümüzle gören kuşaklarız.Hâkim olan Türklük olduğu için araziler daha çok Türk Müslüman unsurudur. Bu her türlü tapu kayıtlarında, tahrirlerde görülür.

Esasen adadaki folklorik kültür “Biz mütegallibe bir millet olduğumuz için ticaret ile uğraşmadık” şeklindedir. Gerçekten Rum nüfusun aksine beynelmilel ticari bağlarla ilgi kuramamışlardır. İki unsurun da ne ticari işbirliğine ne de “intermarriage” dediğimiz karşılıklı evliliğe başvurmadığı biliniyor. Bu konuda Kıbrıs daha çok, Rus imparatorluğundaki Türk milletlerin tavrına yakındır. Türkler dil kültürüne açık olsa da dine ve karışık evliğine kapalı bir yapı gösterir. Buna karşılık Kıbrıs’ın Türk eşrafı ayakta kalma savaşı veren bütün azınlıklar gibi yetiştirdiği çocuklara tıp ve hukuk öğretmeyi tercih etmiştir. Britanya idaresi devrinde mahkemelerde ve hukuk hayatında Türklerin becerikli hukukçuları çoktu.

Haberin Devamı

Rauf Denktaş Bey de bunlardan biridir. Yargıç değil, savcıdır. Hukuk bilgisinin kuvveti de İngiltere’deki tahsili ve adadaki pratiğinden ileri gelir. Kıbrıs halkının iki tarafta da politik tecrübeleri ve kabiliyetleri zayıftır. Yunan politikacıların içinde Makarios’tan daha renkli bir tip görülemez. Çok değerli kanaat önderleri olmasına rağmen Türkler arasında da Rauf Denktaş seçkin bir politikacıdır. Türk gurubunun öbürkülere göre âkil tavrı da seçkin liderin etrafında pek fazla münakaşa etmenden etseler de bunları bir yana bırakarak birleşmeleridir. Adada Rauf Denktaş’a muhalifler her zaman olmuştur. Ama bunlar açık bir şekilde çoğunluk tarafından desteklenmemiştir.

Haberin Devamı

O DÖNEMİN ŞARTLARI İÇİN MUCİZE BİR HAREKÂTTI

1974 Barış Harekâtı Türkiye’nin kendi sanayisi, askerî ve politik yapısı bakımında bir mucizedir. Bülent Ecevit (Cumhuriyet Halk Partisi) ve Necmettin Erbakan (Millî Selâmet Partisi) koalisyon hükümetiyle adaya çıkarmayı mükemmelen becermişlerdir. Kıbrıs Türk ordusunun da donanımı ve askerî sanayisini kurması bakımında büyük bir hamle oldu. Çünkü 1960’lardan beri belirli konularda ABD’nin uygulamaya kalktığı kısıtlamalara karşıydı. Bununla beraber şunu söylemeli ki Yunan tarafında da solculuk dolasıyla ABD’nin Yunanlıları desteklemekten geri durduğu hatta yanlarına İsrail’i kazandığı söyleniyor. Söylentilerin açık bir planlamayı ve stratejiyi ispatlayacak derecede kuvvetli olduğunu söyleyemeyiz.

Haberin Devamı

Şurası bir gerçek; adanın garantör devleti olan Türkler tarafından çıkarma ile kontrol altına alınması (bu yarı bölgede de olsa hakiki bir kontroldür) o anda vahim olan ekonomik durumu yeniden ıslahında, nüfusun naklini gerektirmiş gibi görünüyor. Burada galiba bir yanlışlık başladı. Türkiye Anadolu’dan getirdiği nüfusu iyi seçmeyi bilemedi. Bugün adada Annan Planı desteklemiş olan ve Türk işgal (!) idaresinden bahseden bir nüfus var. Bunların neşriyat ve yayını da var ve Rum tarafıyla birleşerek Avrupa vatandaşı olmayı düşleyen bir oportünist gruptur. Tabii bu hayal devam etmez. Böyle bir şey gerçekleşse bile Rumlar tarafından ilk atılacak grubun içinde kendileri yer alırlar.

1974’ten sonraki ani yerleştirmeyi tashih etmelidir. Şüphesiz ki Kıbrıs’a yerleşmeci bulunabilir. Nitekim Tuna Boyu’ndan Bulgaristan’dan gelen, daha doğrusu çok kısa zaman önce atılan göçmenler, çalışkanlıkları ve kültürel düzeyleri itibariyle yerli Türkler ile çok iyi kaynaştılar ve iktisadi gelişmeye de büyük katkıları oldu. Yine aynı şekilde sayısız eğitim kurumuna da Türk üniversitelerinden oraya nakledilen uzmanlar ve öğretim üyeleri besliyorlar. Hayatın her safhasında tabipten, orkestra şefine kadar anavatanın oraya seçkin insanlar yolladığı da bir gerçektir.

1974’teki federasyon planı karşı tarafta hiç kabul görmedi. Bu zamanla bir gerçeği ortaya koydu ki federasyon ve hatta konfederasyon tipindeki birleşmeler bir hayaldir. 70 yaşındaki nüfusun bile Kıbrıs’ın Rum kesimiyle ilişkileri son derece sathidir, hatta tarih olmuştur 50-70 arası için ise böyle bir şey söz konusu olmadı. Kıbrıs’ın Türk kesiminde kalan Rum nüfusun ise gerçekten dikkatli bir politika ile bütünleşmesi sağlandı. Bu bakımdan Kıbrıs’ın artık federatif çözüme entegrasyonu önemlidir.

KIBRIS’IN ÖNEMİ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR

Doğu Akdeniz nükleer gücü olan büyük devletlerin hemen hepsinin yerleştikleri yer oldu. Rusya tarihte ilk defa Esad hanedanı sayesinde bu imkâna kavuştu. Amerika zaten yüzen bir kıta hâlinde hep oradadır. İngiltere’nin üsleri vardır. Yarın bir gün silahlanması artıkça NATO’nun içindeki Almanya’nın buraya bahri bir kuvvetle inmesi şaşılacak bir sonuç olmaz. Bu durumda Kıbrıs Türkiye için çok büyük stratejik öneme haizdir ve bu bölgede evlilik veya intibak dolasıyla gelen Rus ve Ukraynalı az sayıdaki nüfusun dışında son Ukrayna  - Rusya Savaşı’ndan sonra burada türeyen Rusların ve Ukraynalıların burada tutulması son derece mahsurludur. Zira bu nüfusun simetriği güneyde de mevcuttur.

Bölgenin ekolojisi değişti, acayip bir yapılaşma ortaya çıktı. Sosyal dengeler bozuluyor, evlilik yoluyla gelip yerleşen Türk tebaasına geçen Rusların ve Ukraynalıların tersine bu nüfus fevkalade intibaksızdır. Aynı şey Antalya bölgesi için de geçerlidir. Bu nüfusun derhal iadesi söz konusudur. Herkes Suriyelilerin üzerinde çok duruyor ama asıl ikinci grup budur. Buna karşılık Türkiye’ye hiç şüphesiz kabulü mümkün ve hatta gerekli olan nüfus söz konusu olacaktır. Çünkü ziraat buna ihtiyaç duyuyor. Ekim ve devşirme sistemimiz oldukça durgun. Türkiye köyleri köylülerden boşaldı ama o bereketli toprakların o ülkeye yakın sakinlere ihtiyacı var. Böyle bir nüfus da mevcut. Hatta diyebiliriz ki ABD gibi herkesi alabilecek bir ülkenin dışında İsrail’dekine benzer bir yapımız var; kendimize yakın insanlar diasporadan her an buraya gelebilirler.

NİTELİKLİ BİR ESER

TÜRK Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) kuruluşuna, faaliyetlerine ve aktörlerine dair tüm bilgilere ulaşılabilecek nitelikli bir eser. Yaşananların ilk elden kaynaklarıyla inşa edilmiş olan bu kitap, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yılında adadaki Türklerin varlıklarını koruma ve sürdürme mücadelesinin bugüne dek sessiz kalmış kahramanlarına karşı önemli bir çalışma.

50. Yılında Kıbrıs Barış Harekâtı

Yazarın Tüm Yazıları