Paylaş
Bu yasaklamalardan çok Rusya’yı endişelendiren müzelerinden dünyanın çeşitli ülkelerine ödünç olarak verilen eserler. Uluslararası sanat gündeminin en önemli maddesi şimdi bu: Rusya’nın ödünç verdiği hazinelere ne olacak?
Son olarak BBC Türkçe’de yer alan bir habere göre Rusya Kültür Bakanlığı, İtalya’daki müzelere ödünç verdikleri sanat eserlerinin iadesini istedi. İtalya basını, bu talebi Rusya’nın Ukrayna işgalinin ardından alınan yaptırım kararları ve tepkilere ‘misilleme’ olarak yorumladı.
Dünyanın en büyük müzelerinden olan St. Petersburg’daki Hermitage Müzesi’nin Müdürü Mikhail Borisoviç Piotrovsky, İtalya’daki iki müzeye bir mektup yazarak, ödünç verdikleri eserleri ay sonuna kadar geri istediklerini bildirdi.
Hermitage Müdürü, Milano kentindeki Palazzo Reale ve Gallerie d’Italia müzelerine gönderdiği mesajda şöyle yazdı:
“Rusya Kültür Bakanlığı’nın kararına göre ödünç olarak yurtdışına gönderilen tüm eserlerin Rusya’ya iade edilmesi gerekiyor. Hermitage bir devlet müzesi olarak Kültür Bakanlığı’na bağlıdır. Bu kararın sizin için büyük üzüntü ve sıkıntı yaratacağını tahmin ediyorum ve anlayışla karşılayacağınızı umuyorum.”
Hermitage Müzesi’nin Milano’daki müzelere ödünç olarak yolladığı eserler arasında İtalyan heykeltıraş Antonio Canova’nın bir heykeli ve İtalyan ressam Tiziano’nun bir tablosu da yer alıyor.
ESERLERE EL KONULABİLİR Mİ?
Rusya’nın ödünç verdiği eserler Hermitage Müzesi’yle sınırlı değil. Moskova’daki Pushkin State Museum of Fine Arts ve özel koleksiyonlardan verilen eserlerin akıbeti de merak konusu.
İngiltere ve Fransa’daki iki büyük sergi için Rusya’dan ödünç alınan eserlere el konulup konulamayacağı ya da sergilerin kapatılıp kapatılmayacağı tartışılıyor. Şimdilik kapanma kararı almayan sergilerden ilki Victoria and Albert Museum’daki ‘Faberge in London’, 8 Mayıs’a kadar sürecek. Yapılan açıklamalarda yasaya göre İngiltere müzelerindeki geçici sergilere yurtdışından ödünç verilen sanat eserlerinin haczedilmekten İngiltere mahkemeleri tarafından korunduğu belirtiliyor.
Bir diğer önemli sergi Paris’teki Fondation Louis Vuitton’da sürüyor. Mikhail ve Ivan Morozov koleksiyonundan oluşturulan sergide Van Gogh, Gauguin, Monet ve Picasso gibi ünlü sanatçıların eserleri yer alıyor.
Dünyanın en değerli modern sanat koleksiyonlarından biri olan koleksiyondaki yapıtlardan bir seçki sunan ve gişe rekoru kıran sergi 3 Nisan’a kadar uzatılmıştı. Sanat davaları konusunda uzman avukat Olivier de Baecque, Le Figaro’ya verdiği demeçte, “10 Ağustos 1994’ten beri yürürlükte olan yasaya göre, Fransız devleti bu tablolara ve heykellere yabancı kamu kurumlarının sorumluluğunda olduğu için el koyamaz” açıklamasını yaptı.
Eserler bulundukları ülkelerin yasalarıyla korunsalar da iadelerinin savaş şartlarında nasıl olacağı belirsizliğini koruyor.
CHELSEA GİTTİ SIRADA SANAT KOLEKSİYONU VAR
VLADİMİR Putin rejimiyle açık bağlantıları olduğu gerekçesiyle yaptırım uygulanan Rus oligarklarının en ünlüsü Roman Abramovich’in malvarlıkları geçen hafta İngiltere tarafından dondurulmuş ve seyahat yasağı koyulmuştu.
Chelsea futbol kulübüne ve dev yatlarına da el koyulan Abramovich büyük bir sanat koleksiyoneri olarak da biliniyor.
Moskova’daki Garage Museum of Contemporary Art’ın kurucularından olan Abramovich’in koleksiyonunda Lucian Freud, Francis Bacon gibi önemli sanatçıların eserleri bulunuyor. İngiltere’de bulunan koleksiyona da diğer malvarlıkları gibi büyük ihtimalle el koyulacak.
MAGAZİN KONSEYİ’NE KÜÇÜK BİR KATKI
KELEBEK yazarı arkadaşlarımız Ömür Gedik, Savaş Özbey, Onur Baştürk ve Orkun Ün’ün oluşturduğu Magazin Konseyi, bu hafta ‘Bergen’ filminden şarkı polemiğini masaya yatırmış. Farah Zeynep Abdullah’ın filmdeki şarkıları kendisi seslendirmesine Mahsun Kırmızıgül karşı çıkmış, Özcan Deniz ise “Biyografi filmlerinde şarkıları oyuncular seslendirir” demişti.
Tartışmaya küçük bir katkı sunayım.
Biyografi filmlerinde sanatçının kendi sesine yer verilip verilmemesinin en büyük belirleyicisi telif hakları. Eğer o sanatçının varisleri ya da şarkıların telifini elinde bulunduran şirket izin vermezse hiçbir şekilde o sanatçının sesi kullanılamaz.
Ahmet Kaya ve Müslüm Gürses filmlerinde olduğu gibi.
Ailesinin izin vermemesine rağmen eğer çekilirse Neşet Ertaş filminde olacağı gibi...
‘Bergen’ filminde şarkıların tamamını Farah Zeynep Abdullah’ın söylemesinin nedeni bildiğim kadarıyla telif değil tamamen tercih. Bir anlamda sadece benzerliği ile değil sesiyle de oyuncunun meydan okuması.
Benim için bu türün zirvesi Oliver Stone’un ‘The Doors’ filminde Jim Morrison’ı canlandıran Val Kilmer’dır.
Usta oyuncu The Doors’un bütün şarkılarını kendisi söylemiş, hatta karışık sırayla kayıtları dinleyen grup elemanları hangi şarkıyı Val Kilmer’ın, hangi şarkıyı Jim Morrison’ın söylediğini karıştırdıklarını itiraf etmişlerdi.
Paylaş