Paylaş
Hele bu toprakların suyunu içip havasını solumuşlarsa aradan yüz yıldan fazla bir zaman geçse de iletişim çağının nimetlerinden yararlanarak ‘salt bae’ hareketi ve et tokatlayarak küresel stara dönüşseler de o duruş ve tavır genlerine işlemiş gibidir.
Osman Hamdi Bey’in 1878 tarihinde yaptığı ‘Kapı Önünde Kasap’ tablosuna bakarken ünlü ünsüz pek çok kasap geçiyor gözümün önünden. En çok da Nusret’e benzetiyorum onu. Tabloyu alıp duvarına assa ve büyük büyük büyük dedemin resmi dese kim itiraz edebilir ki?
Osman Hamdi’nin sıklıkla işlediği, günlük yaşamı ve çeşitli meslekleri ele alan gerçekçi kompozisyonlarından ikonik bir örnek olan ‘Kapı Önünde Kasap’ tablosu Antik A.Ş.’nin 11 Mart’ta teklif almaya başlayan 371’inci müzayedesinin en dikkat çeken eseri.
Tablonun tanıtımı şöyle yapılıyor müzayede kataloğunda:
“Detaylı giysisi, duruşu ile kendine ve işine duyduğu güveni yansıtan bir kasap, arkasına aldığı kapının açıldığı gizemli boşluk, duvar çatlakları içinden fışkıran çiçekler ile hayvan kesimi sonrası bir sessizlik anının yansıması...
Osmanlı döneminde Esnaf ve Zanaatkârların birleşerek kurduğu teşkilatlarda kasaplık mesleği ayrı bir önem ve düzenleme ile dikkat çekerdi. Osman Hamdi’nin ‘Kasap’ konulu, ahşap üzerine yağlıboya ve 1878 tarihli tablosu Osmanlı’da farklı bir konuma sahip olan kasap figürünü günümüze taşıyan belgesel nitelikte bir eser. Müzayede açılış fiyatı 2 milyon 700 bin TL olan eser sanatçının az sayıdaki yağlıboya eserlerinden.”
Osman Hamdi’nin Paris döneminde yaptığı ve resimlerinin karakteristik özelliklerini taşıyan, uzun süre sonra müzayedeye çıkan bu eseri 51x40 cm. ebatlarında.
Giysileri ve davranış biçimlerini ustalıkla tuvallerine taşıyan sanatçının bir eserini müzayedede görmek büyük sürpriz.
En son 2016 yılında yine Artam tarafından müzayedeye çıkan büyük boyutlu ‘Yeşil Cami Önü’ tablosu 13 milyon 500 bin TL’ye satılmıştı.
‘Kapı Önünde Kasap’ tablosunu kimin satın alacağını şimdiden merak ediyorum doğrusu...
USTA İSİMLERİN ESERLERİ MÜZAYEDEDE
ARTAM Antik A.Ş. yeni müzayedesinde Osman Hamdi Bey’in ‘Kapı Önünde Kasap’ tablosu dışında Türk resminin klasik ve çağdaş ustalarının eserlerini de satışa sunuyor.
Özel koleksiyonlardan toplanan eserlerin yer aldığı müzayede Neşet Günal’dan Canan Tolon’a, Burhan Doğançay’dan Şükriye Dikmen’e, Ömer Uluç’tan İhsan Cemal Karaburçak’a, Erol Akyavaş’a değin uzanan usta sanatçıların 321 eserini içinde barındıran zengin bir seçki sunuyor.
Türk figür resminin önemli ustalarından Neşet Günal’ın ‘Kapı Önü I’ isimli tuval üzerine yağlıboyasının (1962 tarihli, 180x73 cm) açılış fiyatı 2 milyon 400 bin TL.
Ömer Uluç’un 1992’deki Berlin ve Lahey ile 1994’teki AKM sergilerinden bu yana ilk kez sergilenen ‘Büyük Nü’ isimli tuval üzerine akrilik ve 210x244 cm ebatlarına sahip eseri de 1 milyon 400 bin TL açılış fiyatıyla müzayedeye çıkıyor.
Burhan Doğançay’ın tuval üzerine yağlıboya ve karışık teknik çalışması ‘Flood Watch is Coming’ (200x140 cm) müzayedenin öne çıkan diğer bir yapıtı. 1994 tarihli eser 1 milyon 600 bin TL ile satışa sunuluyor.
Namık İsmail, Neş’e Erdok, Şükriye Dikmen, Canan Tolon, Nedim Günsür, Erol Akyavaş, Abidin Elderoğlu, Hakkı Anlı, Mübin Orhon, Selim Turan,Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu’nun da aralarında bulunduğu sanatçıların müzayedeye çıkan eserleri 20 Mart’ta artam.com adresinde çevrimiçi olarak sonlanacak müzayedede satılacak. Tüm yapıtlar Artam Antik A.Ş.’nin Beşiktaş, Maçka’da bulunan sergi salonlarında görülebiliyor.
KİTAP ÜRETİMİ DÜŞTÜ
YAYINCILIK sektörü 2022’ye kötü bir başlangıç yaptı. Yılın ocak ve şubat aylarında son 9 yılın en düşük kitap baskı sayılarını gördük. Yılın ilk iki ayında bir önceki yıla göre kitap üretimi yüzde 15 oranında düşüş gösterdi. Son iki yıldaki düşüş yüzde 40’a yaklaşıyor.
Yayıncılar Meslek Birliği (YAYBİR) Başkanı Mustafa Aksoy, sektörün yaşadığı zorluğa dikkat çekerek, Özel Kopyalama Harcı’nda 1984 yılından bu yana 1.5 trilyon liraya yakın para toplandığını, yaşanılan krizin geri dönülmez noktaya ulaşmasını engellemek için, bu paranın ilim, edebiyat, müzik ve sinema alanında faaliyet gösteren Meslek Birlikleri aracılığıyla hak sahiplerine dağıtılmasının aciliyet kazandığını söylüyor.
ALTIN LALE’Yİ VERECEK JÜRİ BELLİ OLDU
İSTANBUL Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 8-19 Nisan tarihleri arasında yapılacak 41. İstanbul Film Festivali’nde Uluslararası Yarışma filmlerini değerlendirecek olan jüri üyeleri belirlendi.
Altın Lale için, ‘sinemaya yeni bakışlar’ temasını izleyen filmlerin yarışacağı festivalin jüri başkanlığını yönetmen, senarist ve yapımcı Bent Hamer üstleniyor. Bent Hamer başkanlığındaki Uluslararası Yarışma jürisinin diğer üyeleri yönetmen Radu Muntean, yapımcı Marie-Ange Luciani, yönetmen Ali Asgari ve Venedik Günleri sanat direktörü Gaia Furrer’den oluşuyor.
İKSV eski yönetim kurulu başkanı ve İstanbul Film Festivali’nin kurucularından Şakir Eczacıbaşı anısına verilen Uluslararası Altın Lale Ödülü, bu yıl da Eczacıbaşı Topluluğu tarafından para ödülüyle destekleniyor. Altın Lale’nin sahibi olacak filmin yönetmenine 10 bin Euro, filmin Türkiye’deki dağıtımını üstlenecek firmaya 100 bin TL, Jüri Özel Ödülü’nü kazanacak filmin yönetmenine ise 5 bin Euro verilecek.
Paylaş