Paylaş
‘Land art’ (arazi sanatı) olarak adlandırılan ve 100 hektarlık alanda sanatseverlerle buluşan sergi, 20 Haziran’da ziyarete açılmıştı.
‘Fata Morgana’, adını güneş ışınlarının denize güçlü bir şekilde vurmasıyla denizin üzerindeki nesnelerin uçuyormuş gibi göründüğü bir hava olayından alıyor. Bir tür serap etkisi.
‘Tek kişilik bienal’ olarak da yorumlanan sergide Aydın, fotoğraf, heykel, yerleştirme ya da doğal malzemelerle yapılmış düzenlemelerle araziye müdahalelerde bulunuyor. Türkiye’nin en büyük kişisel açıkhava sergisini doğayla yapılmış bir ortaklık diye tanımlamıştı sanatçı.
‘Güneşin yüzdüğü yer’ olarak da anılan Yason Burnu’nun serginin ana mekânı olarak seçilmesinin nedeni ‘Fata morgana’ denilen hava olayının burada görülüyor olması.
DOĞANIN MÜDAHALESİ
Serginin mekânlarından bir de Sülü Burnu’ydu.
Sanatçı buraya ‘Hayatın Kaynağı’ adını verdiği görkemli bir çeşme heykeli yerleştirdi.
Hollandalı ressam Hieronymus Bosch’un ‘Dünyevi Zevkler Bahçesi’ eserindeki cennet tasvirinden yola çıkılarak yapılan çeşme, her şeyin bir gölün etrafında yer aldığı ve gölün ortasında da pembe renkli bir çeşmenin bulunduğu tasvirdeki çeşmenin bir benzeriydi.
Aydın, bu havuzdan aldığı ilhamla çeşme formundaki heykelini içi deniz suyu dolu antik bir taş ocağınına yerleştirdi.
Sergi her ne kadar doğayla ortaklık kurularak hazırlansa da son müdahale yine doğadan geldi. ‘Hayatın Kaynağı’, Karadeniz’in hırçın dalgalarına dayanamadı ve yerine büyük bir boşluk bırakarak yok oldu. O artık zihinlerde, fotoğraflarda bir görüntü olarak kaldı.
Alper Aydın
ZİHİNLERDE GÜZEL BİR İMGE OLARAK KALACAK
Alper Aydın, cumartesi günü heykelin bıraktığı boşluğu ve dalgaları çektiği bir videoyu Instagram hesabından yayınlayarak şunları yazdı:
“Sevgili dostlar, sizlerle bir haberi paylaşmak istiyorum, ‘Hayatın Kaynağı’ isimli çeşme heykeli bu sabah 9.47 itibarı ile dalgalar tarafından yok edildi ve denizden gelen denize geri döndü. Üç kez fırtınayı atlatan çalışma, bu sefer kendi sağlamlığını aşan dalgalara karşı dayanamadı. Bu muhteşem heykele şahitlik edenler için güzel bir imge olarak zihinlerimizde kalacak... Bir taraftan anlıyorum ki bizlerin kalıcı olarak inşaa ettiği her yapı bir anda yok olabilir. Heykeli Sülü Burnu’na koyarken her zaman bir risk vardı ve bunu göze almıştık ama bütün kaosun, fırtınaların, dalgaların arasında bu kadar dayanması bizim için çok büyük bir direnç göstergesi ve umut olmuştu. Bu günden sonra boşluğun ve dalgaların ortasında ne zaman Sülü Burnu’nda olsak bir zamanlar çeşmenin orada olduğunu güzel bir şekilde hatırlayacağız.”
Bu arada ‘Hayatın Kaynağı’ heykeli Karadeniz’in dalgaları arasında kaybolsa da ‘Fata Morgana’ sergisindeki diğer eserler 20 Ağustos’a kadar görülebilir.
‘Hayatın Kaynağı’ heykeli yerini hırçın dalgalara bıraktı.
40 ÜNİVERSİTEDE KONSER VERECEKLER
KLASİK müziğin yaygınlaşması, gerçek bir müzik bilincinin oluşması için misyoner gibi çalışan isimlerin başında geliyor ünlü şef Rengim Gökmen. Son olarak Etisan Holding’in desteği ile hayata geçirilen Etisan Oda Orkestrası ve ‘Klasik Müzik 101’ projesinin başına geçti.
Rengim Gökmen
Yaklaşık 40 üniversiteyi kapsayan projenin ilk konserlerini 12 Haziran Pazartesi günü Gazi Üniversitesi’nde gerçekleştiren Devlet Opera ve Balesi Eski Genel Müdürü ve Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Rengim Gökmen, Ankara’daki öğrencilerin bile bazılarının ilk kez hayatlarında bir orkestra ve şef ile karşılaştıklarını belirterek şunları söyledi: “Daha önce Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile yıllarca yapmış olduğumuz Anadolu turneleri ve üniversite öğrencileri ile buluşmalarımız her zaman çok heyecan vericiydi olurdu. İnanılmaz merak ve ilgi ile karşılaşıyorduk. Ankara’da, sanat ve kültüre ulaşım olanakları bu kadar geniş olan bir kentte dahi gençlerimizin bizi heyecanla bekleyişi çok dikkatimizi çekti. Zannediyorum bu proje ile Anadolu’nun en uzak köşelerine kadar Türkiye’nin üniversitelerini dolaştığımız zaman çok daha büyük bir etki yaratacağız ve gençlerimizle daha sıcak bir temas kurarak sanata ve kültüre yaklaşımlarında önemli adımlar atmalarına biz de yardımcı olacağız.”
CEVDET KUDRET ÖDÜLÜ’NE BAŞVURU İÇİN SON AY
- BU yıl şiir dalına ayrılan Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri’ne başvuru süresi 31 Ağustos tarihinde sona eriyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından organize edilen ödülün seçici kurul üyeleri Yalçın Armağan, Metin Celal, Mehmet Can Doğan, Gonca Özmen ve Elif Sofya’dan oluşuyor. Yarışmanın sonucu ekim ayında ilan edilecek ve kazanan kitabın yazarına ödül belgesi 2023 TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nda düzenlenecek bir törenle verilecek.
Paylaş