Gülümseten edebiyat tarihi

Yahya Kemal’in Boğaz’ın balıklarını zehirleyen eski çoraplarından Sait Faik’in ıstakozlu edebiyatçı tarifine, Necip Fazıl’ın Nahid Sırrı Örik’in cimriliği ile dalga geçişinden Peyami Safa’nın takma adla yazdığı romanlarla daha çok para kazanmasını yorumlamasına kadar edebiyat tarihinden birbirinden renkli anı ve derleme.

Haberin Devamı

İlk yayımlanışının üzerinden neredeyse 20 yıl geçmiş gazeteci yazar Mehmet Nuri Yardım’ın ‘Edebiyatımızın Güleryüzü’ kitabının.

Bir olay, kişi veya düşünce üzerine, zekâ inceliğine, bilgiye dayanan, kısa ve anlamlı söz söyleme sanatı olarak tarif edilen nükteleri derlediği kitabının yeni basımı yapıldı.

Gülümseten edebiyat tarihi

Mehmet Nuri Yardım, ince eleyip sık dokuyarak iki yüzden fazla şair, müzisyen, devlet adamı, yazar ve düşünürün hayatından nükteli anları ve anıları derleyip bu eserde bir araya getirmiş.

Çok sert tartışmaların, sataşmaların, hatta fiziki kavgaya varan olayların da yaşandığı edebiyat tarihimizde bu kez gülümseyerek dolaşacaksınız. Kitabı yeniden okurken küçük bir tadımlık seçki yaptım:

YAHYA KEMAL’İN ÇORAPLARI

Gülümseten edebiyat tarihi


- Edebiyatımızın iki dev ismi Ahmet Haşim ile Yahya Kemal birbirlerini iğnelemekten hoşlanır, hatta bir bakıma bundan anlaşılmaz garip bir zevk duyarlardı. Bir toplantıda Haşim, “Çocuklar, bugün Boğaz’daki bütün balıklar zehirlenmiş” diyerek felaket haberini verir. Herkes merakla onun yüzüne bakar, sözüne dikkat kesilir. Şair, dinleyenlerin merakını ve heyecanını şu sözüyle tebessüme ve neşeye çevirir: “Bugün, Yahya Kemal, Boğaz’a bir çift eski çorap atmış!”

KOL SAATİ KULLANSAN OLMAZ MI

Gülümseten edebiyat tarihi


- Reşat Nuri Güntekin, müfettiş olarak görev yaptığı sırada Milli Eğitim Müdürlüğü’nün merdivenlerinden çıkarken, büyük duvar saatini tamire götüren hademe kendisine çarpar. ‘Çalıkuşu’ yazarı, kendine özgü nezaketiyle güler ve şu teklifte bulunur: “Evladım, kol saati kullansan daha iyi olmaz mı?”

SERVER BEDİ’NİN EVİNDE YAŞIYORUZ

Gülümseten edebiyat tarihi


- ‘Fatih - Harbiye’ isimli şaheser romanın yazarı Peyami Safa, asıl imzasıyla yazdığı yazılara az para aldığı halde, ‘Server Bedi’ müstear (takma) adıyla kaleme aldığı romanlara gazeteler çok para verir. Ünlü romancı, hatırını soranlara şu cevabı verir: “Çok şükür, Server Bedi’nin evinde yiyip içiyoruz, kendisine dua ediyoruz.”

NECİP FAZIL’DAN PARA HARCAMA DERSİ

Gülümseten edebiyat tarihi


- Necip Fazıl, bir grup arkadaşını lüks bir lokantaya davet eder. Yemekten sonra üstat hesabı öder, sonra da garsona elli lira bahşiş verir. Grupta bulunan ve cimriliği ile tanınan Nahid Sırrı Örik, “Ayol siz delirdiniz mi, elli lira verilir mi?” diye isyan eder. Üstadın cevabı hikâyeci, romancı ve oyun yazarı Örik’in yüzünde tokat gibi şaklar: “Hani ben sizden bir zamanlar elli lira borç istemiştim. Paranız olduğu hâlde ‘Param yok, veremem’ demiştiniz. İşte şimdi o istediğim elli lirayı garsona veriyorum. Sizi birazcık olsun para kullanmaya alıştırmak istiyorum.”

Haberin Devamı

ŞARLO DA SONUNCU OLMUŞTU

Haberin Devamı

Edebiyatçı Baba Necip Fazıl, oğlu Mehmet’i kırmaz ve ödevini yapar. Ödevden ‘orta’ not alan küçük Mehmet eve geldiğinde üzüntülü bir şekilde babasına sitem eder: “Baba bu nasıl iş? Herkes seni edebiyatçı biliyor. Bense senin yaptığın ödevimden zar zor orta aldım.”

Üstadın tebessümü dudaklarına yayılır:

“Üzülme evlat! Şarlo da kendisine benzeyenler yarışmasında sonuncu olmuştu.”

ISTAKOZLU EDEBİYAT TARİFİ

Gülümseten edebiyat tarihi


- Eleştirmen Tahir Alangu’nun da bulunduğu bir toplulukta Sait Faik dostlarına, “Ne cıbıl heriflersiniz siz, size bir ıstakoz ısmarlayayım da mideleriniz bayram etsin” der ve Çiçek Pasajı’nın ıstakozcusunu çağırtır. İyi bir ıstakoz ısmarlar. Getirileni beğenmez ve daha iyisini ister. İkincisini de beğenmez, üçüncüsünde “Haa, bak bunda iş var!” diye elini kolunu sıvar ve ıstakozu çıtır çıtır kırar. Koskoca bir tabak dolusu beyaz et ortaya çıkar. Sait, şaşkınlıkla kendisine bakan Alangu’ya şu hikmetli sözü sarf eder: “İşte böyle. Kimi insanların içi koftur. Hiçbir şey çıkarılamaz. Kimileri de işte böyle doludur. Hikâyecilik işi, bunu bulmaktır.”

ECE AYHAN’IN ‘ÖKÜZLEME’ EDEBİYAT TARİHİ

Gülümseten edebiyat tarihi


- Ece Ayhan, şiiri ve düşünceleriyle edebiyat gündemini belirlemiş, tartışmalar açmış bir şair. Öküz dergisinin şairle yaptığı röportajlar ‘Öküz’lemeler’ adıyla kırk sayfalık bir kitapta toplanmıştır. Kitapçıkta ilginç tespitler ve salvolar var. Mesela, Ece Ayhan, Nâzım Hikmet’in hapishanede iken yazdığı şiirlerin çok güzel olduğunu ama 1951’den sonra yazdıklarının hepsinin ‘kartpostal şiirleri’ olduğunu söylüyor. Ona göre, Cemal Süreya ‘çok ezik’, Can Yücel ‘şiirini yoğurmayan bir küfürbaz’dır. Ece Ayhan’ın diğer bazı şair ve yazarlar hakkındaki yakıştırmaları şöyle:

Haberin Devamı

Yahya Kemal: Devlet Şairi

Fazıl Hüsnü Dağlarca: Hükümet Şairi

Attilâ İlhan: Kemalist Şair

Enis Batur: 5 Elli 3 Bacaklı Şair

Çetin Altan: Buzlu Badem

Yaşar Kemal: Şalgam Suyu ve Adana Kebabı

İlhan Selçuk: İmambayıldı

Toktamış Ateş: Mustafa Kemal Paşa Tatlısı

Yazarın Tüm Yazıları