Paylaş
Bienal sırasında Scuola Grande San Giovanni Evangelista kilisesindeki sergide havada asılı duran erkek figürlerin ilham kaynağının, tenisin süper starı Roger Federer olduğu açıklandı.
20 Grand Slam şampiyonluğu bulunan ve gelmiş geçmiş en iyi tenis oyuncusu olarak kabul edilen İsviçreli sporcu Federer, sakatlığı nedeniyle sahalardan uzak kaldığı dönemde Rondinone ile birlikte çalışmış ve ona modellik yapmış.
Artam.com’da yer alan habere göre bu bilgi, NBCUniversal tarafından Credit Suisse ile ortaklaşa hazırlanan ‘Bir Şampiyonun Portresi - Portrait of a Champion’ adlı belgeselde açıklandı.
Belgesel, Federer’in 2020’de kortlardan uzak kalışından Rondinone’nin ‘Human Cloud’ adlı enstalasyonu için modele dönüşmesine kadarki süreci takip ediyor. Sanatçı Ugo Rondinone ünlü tenisçiyi ilham kaynağı olarak seçmesinin nedenini şu sözlerle açıklamış: “Onu sahada izlediğimde, topu yakalayarak uçabilen bir adam görüyorum. Bu yüzden onu uçan bir insana dönüştürmenin uygun olduğunu düşündüm.”
BEDRİ BAYKAM DA YAPMIŞTI
Sporu ve sporcuyu eserine taşıyan, onlardan ilham alan bizde kim var diye düşündüğümde, aklıma ilk gelen isim Bedri Baykam oldu. Bizzat model olarak kullanmasa da koyu bir Fenerbahçe taraftarı ve sıkı bir tenis tutkunu olan Baykam her iki spor dalında etkilendiği isimleri eserlerinde işledi.
2007 yılında Fenerbahçe Kulübü’nün kuruluşunun 100’üncü yılı vesilesiyle Şükrü Saracoğlu Stadı’nda ‘Efsanenin Yüzyılı’ başlıklı bir sergi açmıştı.
Baykam’ın kişisel olarak da 100’üncü sergisiydi bu. Sanatçı Fenerbahçe’nin 50 yılına bizzat kendisinin tanık olduğu 100 yıllık tarihinden özenle seçtiği 26 kişilik kadronun yan yana poz veren portrelerini bir araya getirmişti.
‘4D’ ROLAND-GARROS TARİHİ
2011 yılında ise bu kez bir diğer tutkusu olan tenis tarihi üzerine ‘4D’ tekniğiyle hazırladığı sergisini Fransa Açık Roland-Garros Tenis Turnuvası’nın yapıldığı tarihi alandaki Fransız Tenis Federasyonu Müzesi’nde açtı. Sergide Roland Garros tarihinde yüz yılı aşkın sürede iz bırakmış onlarca isim ve unutulmaz maç anları eserlerdeki katmanlarda hayat bulmuştu. Sergi büyük ilgi görmüş ve uzun süre açık kalmıştı.
İSTANBUL’A YAPTIĞI BESTE GRAMMY ALDI
KLASİK müziğin kuzeyli yıldızları önümüzdeki hafta İstanbul’da İş Kuleler’deki İş Sanat sahnesinde bir konser verecek. Grammy ödüllü Estonyalı orkestra şefi Tönu Kaljuste yönetimindeki Tallinn Oda Orkestrası, 8 Şubat Çarşamba, 20.30’da dinleyicilerle bir araya gelecek. 21. yüzyılın yaşayan en önemli bestecilerinden Arvo Pärt’ın eserlerini seslendirecek orkestra, kuruldukları yıl bestecinin ‘Te Deum’ başlıklı eserini kaydettikleri albüm ile klasik müzik dünyasının saygın toplulukları arasına girmeyi başardı.
Besteci Arvo Pärt’ın İstanbul için ayrı bir önemi var. 2010 yılında İstanbul, 2011 yılında ise Estonya’nın başkenti Tallinn’in Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi üzerine iki şehri buluşturduğu eseri ‘Adam’s Lament’i bestelemiş ve orkestranın kurucusu Tönu Kaljuste albüm kaydı ile 2014’te Grammy Ödülü’nün sahibi olmuştu.
Besteci Arvo Pärt, çağımızın Mozart’ı olarak gösteriliyor.
Kısaca konseri kaçırmamak için pek çok neden var.
GÜLABİ AĞA’NIN SIRRI
EVLİYA Çelebi’nin ‘Seyahatname’sinde yer alır ‘Sergüzeşt-i Gülabi Ağa’ hikâyesi. Çelebi’nin abartılı ve olağanüstü anlatımı şimdi ressam Mustafa Delioğlu tarafından görsel bir dille yeniden yorumlanmış olarak yayımlandı. ‘Evliya Çelebi’den: Gülabi Ağa’nın Başından Geçenler’ adlı resimli roman, Sultan Selim döneminde vebadan kırılan İstanbul’da geçiyor. Padişahın çağrısıyla veba illetine karşı Ayasofya’da okunacak duaya katılan Gülabi Ağa, kendisini bozulan bağırsak sıkıntısından kurtaran yeniçeriyi Hızır peygamber olarak görüp onun peşine takılmasıyla başından geçenleri anlatıyor. Kırklar Meclisi, Galata Meyhaneleri, Haliç ve Unkapanı’nın iç mahalleleri, Gülabi Ağa’nın uzun ve gizemli gecesinin mekânları. Bu büyülü hikâyeye şimdi Delioğlu’nun aynı atmosferi ustaca yansıtan çizgileri eşlik ediyor.
Paylaş