Paylaş
‘Kösem Sultan’, ‘Haremde Taht Kuranlar - Nurbanu ve Safiye Sultan’ gibi tarihi kurgu romanlar kaleme aldı. ‘Sultanın Mutfağı’ incelemesiyle Osmanlı saray mutfağına soktu okurunu.
1870-1850 yılları arasında İstanbul’un eğlence hayatını anlatan ‘İstanbul Eğleniyor’ kitabı yayımlandı kısa süre önce.
Lisansını Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde, yüksek lisansını aynı üniversitenin Tarih Bölümü’nde, doktorasını ise İspanya’da Salamanca Üniversitesi’nde yaptı.
Bir süre önce akademisyenliği bırakıp kitap çalışmalarına ağırlık vermiş, çeşitli ülkelerdeki kültür turlarında rehberlik yapmaya başlamıştı.
Son olarak ‘Heidi’nin dünyasına yolculuk’ sloganıyla düzenlenen İsviçre kültür turuna çıkmıştı. Instagram hesabından, Heidi’nin köyünden Heidi ve Peter’in heykeliyle paylaştığı fotoğraflarına imrenerek bakmıştım.
Ne yazık ki hemen ertesinde kötü haberi aldım. Gezinin son günü geçirdiği bir trafik kazasında ağır yaralandığını öğrendim. İki haftadır İsviçre’de bir hastanede bilinci kapalı halde hayata tutunma mücadelesi veriyor.
Umarım kısa sürede iyileşir ve her daim yüksek enerjisiyle neşeli kahkahalarını yeniden duyarız.
RENZO PİANO SONSUZLUK HAVUZUNDA
İSTANBUL Modern’in yeni müze binasının mimarı Renzo Piano tasarladığı binanın son halini görmek için İstanbul’daydı.
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, dünyanın önde gelen kültür-sanat kurumları ve müzelerinin tasarımında imzası bulunan Renzo Piano’yla birlikte dün bir basın toplantısı düzenledi.
İstanbul’a nitelikli bir mekân kazandırmak amacıyla yeniden tasarlanan müze binasının ziyaretçi odaklı bir anlayışla her türlü kültür-sanat ve eğitim faaliyetine olanak tanımak üzere planlandığını vurgulayan Oya Eczacıbaşı, “Renzo Piano, müze mimarisinin günümüzdeki en önemli isimlerinden biri olarak İstanbul’a uluslararası sanat çevrelerinin dikkatini çekecek ve bu eşsiz kentin değerini yansıtacak bir müze binası kurma hayallerimize ortak oldu. Kendisiyle ilk kez Eylül 2014’te, Cenova’daki ofisinde bir araya geldik. İstanbul Modern’in geleceğine dair hayallerimizi anlattığımızda onun da en az bizim kadar heyecanlandığını görmek, umut ve mutluluk vericiydi” diyerek süreci anlattı.
İstanbul’un fantastik bir şehir olduğunu ve kendisine müze yapma teklifi geldiğinde projeyi hiç tereddütsüz kabul ettiğini belirten Renzo Piano, “Bu bina Boğaz’ın sularından henüz su üstüne sıçramış bir deniz canlısı gibi. Yerçekimine meydan okuyarak yerden yükselen, böylece bir tarafındaki deniz manzarası ile diğer tarafındaki park ve tarihi ortaçağa dayanan Galata bölgesi arasında şeffaflığıyla ilişki kuran bir bina yapmak istedik. Bakışı engelleyen hiçbir şeyin olmadığı, adeta havada asılı duran bir mekân tasarlayarak çoklu düzlemler oluşturduk” dedi.
Renzo Piano müzenin terasına koyduğu sonsuzluk havuzuyla binanın Boğaziçi’nin sularıyla bütünleşmesini sağladığını söyledi.
AFGAN KIZI TÜRKİYE’DE KALACAK
DÜNYACA ünlü fotoğrafçı Steve McCurry’nin 51 fotoğrafından oluşan sergisi İstanbul Sinema Müzesi’nde açıldı.
Steve McCurry’nin son 30 yılda dünyanın farklı birçok bölgesinde çektiği en çok bilinen ve hatırlanan çalışmalarını Türkiye ile buluşturan Nulook Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Yıldırım, serginin en önemli eserlerinden biri olan ‘Afgan Kızı: Şarbat Gula’yı sanat koleksiyonuna eklediğini söyledi. The Stay Group’un bini aşkın eseri barındıran sanat koleksiyonuna dahil olan fotoğraf, sergi sonunda sanatçısı tarafından özel olarak imzalanarak gönderilecek.
Steve McCurry, National Geographic Dergisi’nin 1985 Haziran sayısında ‘Afghan Girl’ başlığıyla yayımladığı fotoğrafla dünya çapında bir üne kavuştu.
Fotoğraf, ünlü sanatçının diğer eserleriyle birlikte 31 Temmuz tarihine kadar İstanbul Sinema Müzesi’nde sergilenmeye devam edecek
Muzaffer Yıldırım
Paylaş