Paylaş
17 Nisan 2014 yılında 87 yaşında Meksika’da hayata veda eden usta yazarın son yılları hafıza kaybıyla mücadele içinde geçmişti ve ‘Ağustosta Görüşürüz’, ‘rüzgâra ve dalgalara karşı son bir yaratma çabasının sonucu olarak’ ortaya çıkmıştı.
‘Yüzyıllık Yalnızlık’, ‘Kırmızı Pazartesi’, ‘Kolera Günlerinde Aşk’ gibi çok sevilen, dünyaca ünlü romanların yazarının içine sinmemişti, tamamlayamamıştı bu veda romanını. Her ne kadar içinden iki bölümü daha önceden gazetelerde yayımlasa da son noktayı koymamıştı.
Mükemmeliyetçiliği ile her geçen gün zayıflayan zihin gücü arasında mücadeleye dönüşen yaratım süreci sonunda belli ki pes etmiş ve son kararını kitabın yayınlanmaması yönünde vermişti.
Çocukları Rodrigo ve Gonzalo García Barcha, dosyayı imha etmek yerine bir kenara koyarak kararı zamana bıraktılar.
Aradan on yıl geçtikten sonra babalarının metnini tekrar okuduklarında diğer büyük eserleri kadar cilalanmamış olduğunu görüp, küçük çelişkiler ve pürüzler barındırdığını fark etseler de çok sayıda keyifli unsur barındırdığına kanaat getirdiler.
Latin Amerika’da Gabo olarak anılan babalarının eserlerinin ana teması olan aşk, tüm yaşanmışlıkları ve başarısızlıklarıyla sevgi dolu bir biçimde işlenmişti. Yaratıcılığı, şiirsel dili, okuru sarıp sarmalayan anlatımı, insan doğasını algılayışı tamdı.
İHANETİN GEREKÇESİ
Sonunda kitabı yayımlamaya karar verdiler. Ve bu ihaneti göze almalarının sağlam bir gerekçesi de vardı kendilerince:
“Kitabı başta hatırladığımızdan çok daha olumlu bir bakış açısıyla değerlendirince, aklımıza başka bir olasılık geldi.
Kitabı tamamlamasını engelleyen zihinsel zayıflama, aslında Gabo’nun bu metnin, tüm kusursuzluklarına rağmen, ne kadar iyi olduğunu fark etmesini de engellemiş olabilirdi. Böylece bir ihanette bulunduk ve okurların alacağı keyfi diğer tüm görüşlerin üstünde tutmaya karar verdik. Şayet okurlar bu tutumumuza hak verirse, belki Gabo da bizi affeder. Bunun mümkün olduğuna güvenimiz tam.”
Gabriel Garcia Marquez
BİR RESTORATÖR GİBİ ÇALIŞTI
Marquez’in arşivi, Texas Üniversitesi’nde bulunan Harry Ransom Center’da saklanıyordu. Kitabın bizzat Gabo tarafından yapılmış düzeltmelerini içeren beş farklı versiyonu buradaydı. Dosya daha önce kendisiyle bizzat çalışmış, ‘Anlatmak İçin Yaşamak’ adını verdiği anılarını birlikte düzenlediği editörü Cristóbal Pera’ya teslim edildi. Pera’nın seçilmesinin bir diğer nedeni yine ‘Ağustosta Görüşürüz’ün bazı bölümlerinde de yazarla birlikte çalışmış olmasıydı.
“Bu edisyondaki görevim, büyük bir ustaya ait bir tuvalin önündeki bir restoratör gibi davranmaktı” diyen Cristóbal Pera dosyaya son halini verdi.
Roman bu ay başında tüm dünyada aynı anda okurla buluştu. Türkiye’de Can Yayınları tarafından yayımlanan ‘Ağustosta Görüşürüz’, her yıl 16 Ağustos’ta adada bulunan annesinin mezarını ziyaret eden 50 yaşında, mutlu bir evliliği ve iki yetişkin çocuğu olan bir kadının aşkı, hayatı, ihaneti sorgulamasını sürpriz bir sonla anlatıyor.
1982 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nde değer görülen Gabriel Garcia Marquez’in yayınlanmamasını vasiyet ettiği son romanının ölümünün onuncu yılında çocukları tarafından okurla buluşturulması çok eski bir tartışmayı da yeniden gündeme getirdi.
Yazarların, şairlerin özellikle yayınlamadıkları eserlerin vefatlarından sonra derlenerek kitaplaştırılması.
Marquez’in çocukları babalarının vasiyetini tutmamakta haklı mı değil mi? Buna biraz da okurları karar verecek sanırım.
Paylaş