Paylaş
Tarih boyunca sanat hayatla, hayat da sanatla anlamlandırılır hep. Felsefecileri, sanatçıları başından beri meşgul eden soruya bir cevap da kendiliğinden geldi geçtiğimiz hafta.
Kabil Havaalanı’nda yaşanan insanlık dramının görüntülerini izledik içimiz sızlayarak. Taliban’dan kaçmak için her yolu deneyen çaresiz insanlar, bırakın uçağın içine balık istifi dizilmeyi, kanatlarına kendilerini bağlamış, üzerine tırmanmış, tekerlek boşluklarına sığınmışlardı. Bu görüntüler Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından Halil Altındere’nin beş yıl önce sergilediği ‘Köfte Airlines’ işini hatırlattı. Sosyal medyada Altındere’nin işi ile Kabil’den çekilen fotoğraf yan yana konularak paylaşımlar yapıldı. Evet sanat hayatı taklit etmemiş, bu kez hayat sanatı taklit etmişti adeta.
Halil Altındere de fotoğrafları görünce çok şaşırmış. Hatta kendi eserinden bir detay mı paylaşılıyor diye şüphelenmiş. “Görüntünün gerçek olduğunu anladığımda da şok oldum” diyor.
45 MÜLTECİ İLE ÇEKİLDİ
Altındere’nin Çanakkale Bienali için gerçekleştirdiği bu fotoğraf çalışması bienal iptal idilince ilk kez 2016 yılında Berlin’deki ‘Space Refugee’ (Uzay Mültecisi) sergisi kapsamında HAU Tiyatrosu’ndan gösterilmişti. “Mültecileri kimse kabul etmiyorsa Mars’a mı gidecekler?” diyerek hazırladığı bu sergisini Hürriyet’te Güliz Arslan’a verdiği röportajında şöyle anlatmıştı:
“Tekirdağ-İstanbul otobanı üzerinde, yol kenarında bir uçak gördük. Üstünde ‘Köfte Airlines’ yazıyor. Mustafa Yurdanur Bey, onu alıp oraya getirmiş, içine de restoran açmış. Amerika’da görmüş böyle bir şeyi, kendisi de yapmak istemiş. Berlin’deki HAU Tiyatrosu’ndan bir proje yapma teklifi aldığımda, mültecilerin bir yerden bir yere gitme-gidememe durumunu bu uçakla anlatmak istedim. Çanakkale Bienali ekibi yardımıyla Göç İdaresi’ne başvurduk. Projede yer almak isteyen 45 göçmen geldi ve çekimi onlarla gerçekleştirdik.”
Halil Altındere ‘Space Refugee’ (Uzay Mültecisi) isimli video işinde de Türkiye’ye 2012’de göç etmiş Suriyeli astronot Muhammed Faris’in gerçek hikâyesini anlatmıştı. Faris, uzaya çıkmış, diplomatik pasaportu olan biri ama Türkiye’ye kaçak yollardan, yürüyerek gelmişti. Onun hikâyesiyle aslında herkesin bir gün mülteci olabileceğini göstermek istemişti bize.
Tıpkı o uçaktakiler gibi.
Kendimizi bir gün o uçağın tepesinde bulmayacağımızı kim garanti edebilir ki?
“Sanat ele aldığınız sorunların çözümüne nasıl bir katkı sağlar” sorusuna “Romantik bir sanatçı değilim, ‘Sanat dünyayı değiştirir’ diyemem. Ama bir kişinin bile mültecilerle empati kurmasını sağlamanın önemli olduğunu düşünüyorum” diye cevap vermişti Altındere.
Sanatın hayatı değil, hayatın sanatı taklit ettiğini gösteren bu örnek de umarım bu empatinin kurulmasında etkili olur.
ŞEHİR TİYATROLARI KALDIĞI YERDEN
COVID-19 salgını döneminde ‘Sezon Minimal’ adıyla, az kişili ve tek dekorlu oyunlarla seyirci karşısına çıkmıştı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları. Ancak iki ayrı ‘kapanma’ sebebiyle hazırlanan oyunların altısı sahnelenebilmişti. Mehmet Ergen’in genel sanat yönetmenliğindeki İstanbul Şehir Tiyatrosu 2021-2022 sezonu için ‘Kaldığımız Yerden Yeniden’ mottosunu seçmiş. Bu başlık altında da hem geçen sene çok az sahnelenebilen ve hazırlandığı halde prömiyer yapamayan oyunları hem de yepyeni eserleri sahneye çıkarmaya hazırlar. İşte bu sezonun öne çıkanları:
- Kadıköy’de açılan Müze Gazhane, Şehir Tiyatroları seyircisi için sık uğranılan bir lokasyon olacak. Mekânda biri İtalyan sahne, diğeri meydan sahne olacak şekilde iki ayrı mekân da olacak.
- Oyunlar 1 Eylül’de ‘Antigone’ ile Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda başlıyor. Kapalı salonlar için sezonun açılış oyunu ise Albert Camus’nün ‘Veba’sı olacak. Müze Gazhane’deki yeni ŞT sahnelerinden olan meydan sahnede, Mehmet Ergen’in yönetmenliğinde sahnelenecek oyunu, pandemi sürecinde yaşamını yitirenlere bir saygı duruşu olarak tasarlamış, ŞT ekibi.
- Şehir Tiyatroları özellikle tarihi oyunlarıyla tiyatro yazınımıza büyük katkı sunan 90 yaşındaki Turan Oflazoğlu’na bu sene bir saygı duruşu yapıyor. Yazarın ‘Deli İbrahim’ oyunu sahnede olacak, ayrıca bir “Turan Oflazoğlu Festivali” düzenlenecek.
- Tiyatro tarihinin kült eserlerinden, Arthur Miller imzalı ‘Cadı Kazanı’ ŞT tarihinde ilk kez sahnelenecek.
- Sezonun en dikkat çekici oyunları, Mehmet Ergen’in dün yapılan basın toplantısında kullandığı tabirle ‘ŞT’nin alıştığımız şaşaalı büyük oyunları olacak gibi. 2022’de üç büyük ve klasik müzikal sahnede olacak: ‘Gypsy’, ‘Bando Ziyareti’ ve ‘Suikastçılar.’
- Mehmet Ergen, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği görevine geldiğinden beri kadın sanatçı ve yazarların görünürlüğünü vurguluyordu. Bu seneki basın toplantısında da genel sanat yönetmeni yardımcıları Emre Koyuncuoğlu, Lerzan Pamir ve Sevinç Erbulak’ı sahneye davet edip üzerinde çalıştıkları, tiyatroda toplumsal cinsiyet eşitliğini odağına alan bildiriyi duyurdu.
Paylaş