Paylaş
2016 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Dylan’ın sınırlı sayıda basılan ve 45 dolar etiket fiyatı olan ‘The Philosophy of Modern Song’ adlı kitabının ıslak imzalı versiyonu 599 dolardan satıldı. Kitabın daha sonra otomatik kalem makinesiyle imzalandığı ortaya çıkınca Dylan, sadece 900 adet satılan kitapta yaptığı bu hatayı telafi edeceğini ifade etmiş.
Dylan, yaptığı açıklamada COVID-19 salgını öncesi ciddi bir ‘vertigo’ rahatsızlığına yakalandığını, hastalığı sebebiyle ıslak imza gerektiren işlerini bir ekiple yapması gerektiğini ve salgın karantinası sebebiyle bunun mümkün olmadığını söylemiş. Kendisine önerilen ve edebiyat dünyasında sık kullanıldığına ikna edildiği için otomatik kalem makinesiyle kitapları imzaladığını itiraf ederek “Bir makine kullanmak hataydı ve bunu hemen düzeltmek istiyorum” demiş.
CAM FANUSTA İMZALAMIŞTI
Bob Dylan otomatik imza olayını nasıl telafi eder bilmiyorum ama bu örnek bana 2009 yılında Beylikdüzü’ndeki Tüyap Kitap Fuarı’nda tanık olduğum bir imza gününü hatırlattı.
‘Şu Çılgın Türkler’ ve ‘Diriliş’ kitaplarıyla büyük ilgi gören ve satış rekorları kıran Turgut Özakman imza günlerinin en çok ilgi gören yazarıydı. Bilgi Yayınevi’ndeki imza standı cam bir fanus şeklinde tasarlanmıştı ve Özakman yüzünde maskesiyle kitaplarını imzalıyordu. Okurları önünde metrelerce uzunlukta kuyruk oluşturmuştu. Özakman saatlerce o şekilde kitaplarını imzalamıştı.
O dönem yaşanan domuz gribi salgını nedeniyle pek çok ziyaretçi de maske takmıştı ama Özakman’ın bir diğer gerekçesi akciğerlerindeki rahatsızlığıydı. Yayınevi yeni çıkan ‘Cumhuriyet-Türk Mucizesi’ kitabı için imza günü rica edince kıramamıştı ve hasta hasta kabul etmiş, çare olarak da bu cam fanus yapılmıştı.
Vertigo ve COVID-19 pandemisi nedeniyle imza makinesine başvuran Bob Dylan’a örnek olur mu bilmem ama ‘Şu Çılgın Türkler’in ruhuna yakışır bir davranış sergilemişti yazarı da.
SENDE BİR HİKMET VAR
SON yıllarda yaptığı imza günleri en çok ilgi gören yazarların başında Ahmet Ümit geliyor. Okurları kitaplarını imzalatmak için saatlerce bekliyor, yüzlerce metre uzunluğunda kuyruklar oluşuyor, miting kalabalığını aratmayan görüntüler ortaya çıkıyor.
Ahmet Ümit’e bu tür bir olay yaşayıp yaşamadığını sordum. O da doktor tavsiyesiyle bir yıl kaşe kullanmak zorunda kaldığını ancak okurlarının bunu gördüğünü ve belli olduğunu belirterek imza günlerinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bir gün kızıyla imzada saatlerce bekleyen Trabzonlu bir amca, ‘Bu kadar insan senin için kuyruğa giriyorsa sende bir hikmet var, beni bir okuyup üfler misin?’ dedi. Aşırı imza nedeniyle dirseğimde tenis dirseği oluştu. Ortopedistim Selahattin Bey, imza yapma dedi, bir yıl kadar kaşe kullandım. Şimdi ıslak imzaya döndük. En yoğun imzada, örneğin son İzmir fuarında en az 1000 kişi gelmişti, muhtemelen 3000’in üzerinde kitap imzalamıştım. Ortalama 1000 kitap imzaladığımı söyleyebilirim, çünkü okurlarım çoğunlukla tek kitapla gelmiyor.”
KİM NASIL İMZALARDI
- Bir dönem imza günlerinin yıldızı şüphesiz Aziz Nesin’di. Onun bir özelliği de uzun uzun ithaf yazmasıydı. O da son dönemlerinde gözlerindeki problem nedeniyle şiirlerinden birini kazıtarak yaptırdığı kaşeyi ithaf olarak basıp altına sadece imzasını atıyordu.
- İlhami Bekir Tez ve Vedat Türkali de ilerleyen yaşlarında yaptıkları imza günlerinde asistanlarına veya arkadaşlarına ithaf cümlelerini yazdırıyor ve altına imzalarını atıyorlardı.
- Büyük halk ozanı Âşık Veysel, ‘Dostlar Beni Hatırlasın’ kitabına parmak ve mühür basardı.
FATMA GİRİK, KIRK DOUGLAS’TAN NERESİNE İMZA ATMASINI İSTEDİ
İLGİNÇ bir imza hikâyesine de imzalı kitap konusunda uzman sahaf dostum Şeref Özsoy’un ‘BitapKitap’ adlı sosyal medya hesabında rastladım.
Kirk Douglas, 1964 yılında iyi niyet elçisi olarak Türkiye’ye gelmiş, İsmet İnönü’den tutun da Amerikan Kız Koleji öğrencilerine kadar pek çok görüşme yapmış. Prodüktörler Cemiyeti’nin onuruna düzenlediği yemekli toplantıda Fatma Girik (Reşat Ekrem Koçu’ya göre) dekoltesinin açıkta bıraktığı göğsüne imza atmasını rica etmiş, Kirk Douglas ise Girik’in sağ kolunu imzalamış. O sırada henüz 10 yaşında olan çocuk yıldız Ayşecik (Zeynep Değirmencioğlu), “Bir daha hiç yıkanmayacak” sözü vererek, Douglas’ın eteğine imza atmasını sağlamış.
Paylaş