Paylaş
Çocukluğunu geçirdiği basın koridorlarına, profesyonel olarak 1987 yılında henüz 14 yaşındayken Hey Dergisi’nde atmıştı adımını.
Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi gibi iki köklü kurumda iyi bir eğitim almış, bilgisini en iyi yaptığı işte, müzik yazarlığı ve yayıncılığında kullanmıştı. Aynı zamanda hayat tarzıydı bu onun.
Tolga’yı 1990’lı yılların ikinci yarısında Hürriyet’in Güneşli’deki binasında tanıdım. Yine çok genç bir yaşta bir gençlik dergisi olan Blue Jean’in yayın yönetmenliğini yapıyordu.
Çok satan, trendleri belirleyen, döneminin en önemli, en hit dergisiydi. Bir gençlik okuluydu.
Daha o yıllardan itibaren müzik aracılığıyla popüler kültüre yön veren isimlerden oldu hep.
Ama kendisi bu popülerliğin rüzgârına hiç kapılmadı. Mütevazılığını hep korudu.
Müzisyeninden gazetecisine, yazarından yayıncısına, kültür sanat dünyasının her alanından zengin bir dost topluluğu gelmişti Zincirlikuyu Mezarlığı’na onu uğurlamak için.
“Her ölüm erken ölümdür” demişti Cemal Süreya ama bu gerçekten çok erken ve ani bir veda oldu. Acının yanında bunun şaşkınlığı da vardı akan gözyaşlarında.
Üç yıl önce benzer şekilde kaybettiği yakın arkadaşı Çağlan Tekil’le yoldaşlığı, aynı zamanda kader birliğiymiş meğer. Aynı yaşta, aynı zamanda, aynı nedenle veda ettiler sevenlerine.
Tolga’nın 2014 yılında yayımlanan kitabı ‘Özür Dilerim Çok Sevdim’ adını taşıyordu. Sanki hayata bakışının özeti, mottosu gibiydi bu.
Kimseyi kırmadan yaşadı.
Müziğin hiç eksik olmasın sevgili komşum.
TÜRK ÇOBANA SİMYACI’YI OKUTAN FOTOĞRAFÇI
GEÇEN hafta dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun paylaştığı, Simyacı romanını okuyan Türk çoban fotoğrafını konuştuk. Fotoğraf, Bursalı Necati Değirmenci’ye aitti. Habercilerle konuştu, Coelho’yu köyüne davet etti daha sonra.
Peki o fotoğraf nasıl çekilmişti ve Paulo Coelho’ya nasıl ulaşmıştı?
Fotoğrafı çeken, Güney Amerika rehberliği yapan Selçuk Tanaydın’dı. Coelho’yu da etiketlediği Instagram’daki story’sinde şöyle yazmıştı: “Her gün tarlaya giderken Necati abi ve diğer çobanları görüyorum. Bir şey eksik, diyordum her seferinde, aklımda bir şey dolanıyor ama bulamıyordum. Geçen gün Simyacı kitabı aklıma geldi ve ‘Neden bu çok sevdiğim kitabı köyün çobanlarına okumak için hediye vermiyorum ki?’ diye düşündüm. Benim için önemli olan bu güzel kitap, esasında daha çok onları anlatıyordu. Sırayla tüm çobanların okuması için bu anlamlı kitabı Necati abiye hediye ettim. O da okuyunca diğer bir çobana bırakacak. :) Sonra diğer köylere kadar uzar gider umarım.”
Simyacı diğer köylerin çobanlarına ulaştı mı bilmem ama Necati Değirmenci’nin şöhreti dünyayı dolaştı Selçuk Tanaydın sayesinde.
Tanaydın’ın ‘Latin Amerika Seyahatnamesi’ adlı bir de gezi kitabı var.
Paylaş