Paylaş
Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ı nasıl anlatırsın deseler, vereceğim örnek bu olurdu sanırım.
Daha önce de piyanosunu Kaz Dağları’nın eteklerine çıkaran Say’a Munzur konserinde Serenad Bağcan eşlik etti.
On binden fazla kişinin katıldığı konserin dağılma görüntülerini paylaştı Say sosyal medya hesaplarından. Bir konser için yollara düşmüş insanların o görüntüsünden etkilenmemek mümkün değil.
‘PORTRELER’E ANTALYA’DA DÜNYA PRÖMİYERİ
Bu yıl 5’incisi düzenlenen Antalya Akra Caz Festivali’nin kapanış konserinde ise merakla beklenen projesi ‘Portreler’in dünya prömiyerini yapacak Fazıl Say.
17-18 Haziran tarihlerinde vereceği konserlerde Fikret Otyam, Ahmet Say, Yaşar Kemal, Yıldız Kenter, Türkan Saylan, Nejat Eczacıbaşı, Şarık Tara ve Tarık Akan gibi alanında derin izler bırakmış ustalar için yaptığı besteleri seslendirecek. Yekta Kopan’ın sunumuyla gerçekleşecek konserlerde Say’a usta müzisyen, flüt sanatçısı Bülent Evcil eşlik edecek.
Beş yıl gibi kısa bir sürede Antalya’nın sahiplendiği ve sevdiği bir festival oldu Akra Caz Festivali. Kadir Dursun organizasyonuyla gerçekleştirilen festival, bu yıl 3-18 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Modern ve klasik cazın yanı sıra caz müziği, funk, rock, latin, soul ve elektronik tarzla harmanlayan renkli bir müzikal yelpazeyle izleyici karşısında olacak.
Festivalde bu yıl Igor Butman, Fantine, Imany, Akra Jazz Band, Kokoroko, Deli Bakkal, China Moses, Önder Focan Group, Antonio Lizana Flamenco Ensemble, Neşet Ruacan Quartet, August, Kick The Switch, Afroloji, Onat Murat Trio, Mark Eliyahu, Esra Kayıkçı Band gibi sanatçı ve gruplar sahnede olacak.
‘SEFARAD’ SERGİSİ KÖKLERİNE DÖNDÜ
YUNUS Emre Enstitüsü, Türk-Sefarad sanatçıların eserlerinden oluşan ‘Sefarad: Çok Kültürlü Bir Mirasın İzinde’ başlıklı karma sergiyi daha önce Amsterdam’da açmış ve ben o açılışa katılmıştım. Sergi şimdi Musevi cemaati için çok daha anlamlı bir yerde, Sevilla’da açıldı. Sefaradların İspanya’dan Osmanlı topraklarına göçünün 530’uncu yıldönümüne denk gelen sergiyi Yunus Emre Enstitüsü’nün Madrid’deki merkezi organize ediyor.
Küratörlüğünü İstanbul doğumlu Türk-Sefarad sanatçı Terry Katalan’ın üstlendiği sergide, 33 Türk-Sefarad sanatçının 70’i aşkın eseri yer alıyor.
Endülüs Özerk Bölgesi’nin başkenti Sevilla’nın kültür sanat hayatında önemli bir yere sahip olan Fundación Tres Culturas’ın içinde gerçekleşen sergiye T.C. Madrid Büyükelçiliği, 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi ve Centro Sefarad-Israel katkı sağlıyor. Sergi, Türk Sefarad toplumunun İspanya’dan Türkiye’ye uzanan çok kültürlü tarihi mirasının izlerini yansıtıyor.
Yunus Emre’nin barış, kardeşlik ve hoşgörüyü ilke edinen felsefesinden yola çıkan sergi, 1492’de İspanya’dan sürgün edilen Sefaradların Osmanlı topraklarına kabul edilişlerinden günümüze kadar 530 yıldır Türkiye’de huzur ve barış içinde yaşadıklarını vurgulamayı ve Sefarad toplumunun köklerinin ait olduğu İspanya ile Türkiye arasındaki kültürel ilişkileri daha da güçlendirmeyi amaçlıyor.
30 Eylül 2022 tarihine kadar ziyarete açık olacak serginin Sevilla’dan sonra Madrid’de de sanatseverlerle buluşturulması planlanıyor.
PERULU SANATÇIDAN ‘BARIŞIN RUHU’
GALATAPORT’un açılışıyla Karaköy’ün canlanan sanat ortamına binaların renklenen duvarları da eklenmeye başladı.
Son olarak Necati Bey Caddesi’nde bulunan Root Karaköy oteli, Perulu sanatçı Pesimo’yu İstanbul’a getirerek dış cephesine bir duvar resmi uygulattı. Sanatçının ‘Barışın Ruhu’ adını verdiği eseri ilhamını, barıştan ve hepimizin birbirine bağlı olduğu anlayışından alıyor.
YANKÖŞE’DE ‘ORİGAMİ GEYİK’
Kahve Dünyası da Kabataş’ta, Meclis-i Mebusan Caddesi, 85 numarada bulunduğu binanın yan duvarını 2017 yılından beri güncel sanat projesi ‘Yanköşe’ye ayırmış ve her yıl iki sanatçıya ya da projeye burada yer veriyor.
Yanköşe’nin ağustos ayına kadar devam edecek son sergisi, sokak sanatçısı No More Lies’ın ‘Origami Geyik’ isimli çalışması.
‘Origami Geyik’, iklim krizinin en görünür sonuçlarından biri olan ve geçen sene dünyanın pek çok yerinde çıkan orman yangınlarına dikkat çekerek orman yangınlarının sadece ağaçlara değil, içinde yaşayan canlılara da zarar verdiğini bir geyiğin kırılganlığıyla anlatıyor.
Paylaş