Paylaş
Hem akademinin kuruluşu hem de Cumhuriyetin yüzüncü yılı kapsamında hazırlanan ‘Sanâyi-i Nefîse-i Mekteb-i Şahâne’den Güzel Sanatlar Akademisi’ne - Temsil ve Hafıza’ sergisi açıldı pazartesi akşamı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde.
Güzel Sanatlar Akademisi’ni ‘Kuruluş’ (1882), ‘Göçebe’ (1916-1926), ‘Kurumsallaşma’ (1926-1948) ve ‘Akademi Yangını’ (1948) olmak üzere dört dönemde ele alan sergi Akademililerce yürütülen ‘temsil’ ve ‘hafıza’ kavramlarını da sorguluyor.
Sergide 1882’de arkeolog, müzeci ve ressam Osman Hamdi Bey tarafından kurulan okulun o dönemden itibaren 1948’deki büyük yangına kadar hocaların ve öğrencilerin çalışmaları, açılan sergiler, yapılan yayınlar yer alıyor.
Sergide cevabı aranan en önemli soru Akademi’nin rejimin otoportresinde nasıl yer aldığı. Kurulduğu ll. Abdülhamid döneminden İttihatçıların meşrutiyet rejimine, işgal altındaki İstanbul’dan Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Atatürk ve İnönü dönemlerindeki fonksiyonuna kadar iktidarlarla ilişkileri de ele alınıyor.
12 BİN CİLT KİTAP YOK OLDU
Türk sanatının hafıza mekanı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi. Bu hafızayı muhafaza edebilmiş olmasını 1937 yılında Atatürk’ün emriyle Dolmabahçe Sarayı’nın Veliaht Dairesi’nin, Türkiye’deki ilk sanat müzesinin kurulması için Güzel Sanatlar Akademisi’ne tahsis edilmesine borçluyuz.
Müzenin açılması, Akademi depolarında kalan sanat eserlerini kamuyla buluşturmakla kalmaz, aynı zamanda bu seçkin koleksiyonu 1948 yangınında yok olmaktan da kurtarır.
1 Nisan 1948’de Fındıklı binasında çıkan büyük yangında Akademi’nin bir kaç atölyesi dışında 12 bin cilt kitaplı kütüphanesi, kapsamlı Milli Mimari Semineri Arşivi, bazı tablolar, heykeller, öğrenci çalışmaları, hocaların atölyelerindeki işleri ve sayısız eğitim malzemesi ile kurum evrakı bir gecede kül olur.
ll. Meşrutiyet rejiminde kadınların toplumsal yaşamda aktif görev almaları amacıyla bir dizi reform gerçekleştirilir. Genç kızların resim ve heykel eğitimi alabilmeleri için 1914 yılında kurulan İnas Sanayi-i Nefîse Mektebi bunların en önemlisidir.
KÜLLERİN ÜZERİNDE AÇILAN SERGİ
‘Sanâyi-i Nefîse-i Mektebinden Akademi’ye uzanan tarihsel süreçte, 1892-1947 arasında düzenlenen ve bir geleneğe dönüşen yıl sonu sergileri, yangına rağmen kararlılıkla sürdürülür. Yangından iki ay sonra Akademi binasında düzenlenen 1948 Yıl Sonu Sergisi, nispeten daha az zarar görmüş Taut Atölyesinde (günümüzde Akademi Kütüphanesi) açılır. Sergiyi görmeye gelecek ziyaretçiler için bina içinden sergi mekanına ulaşan dar bir yol tasarlanır. Binanın külleri üzerinde açılan sergi bu geleneği yaşatan Akademi’nin yeniden doğacağının bir işareti ve müjdecisidir.
Nitekim Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesinin on öğrencisi tarafından kurulan 10’lar Grubu da 1948 yangınının yol açtığı olumsuz koşullara rağmen eser üretmeyi ve sergi yapmayı sürdürür.
ÇOCUKLARIN GÖZENDEN 2050 YILINDA DÜNYA
ULUSLARARASI Pınar Çocuk Resim Yarışması, çocukların resim sanatına ve güzel sanatlara ilgisini artırmak, geleceğin ressamlarını yetiştirmek amacıyla tam 43 yıldır düzenleniyor. Teması bu yıl ‘Geleceğimi Resmediyorum: 2050 Yılında Dünyamız’ olarak belirlenen yarışmanın son başvuru tarihi, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanan 23 Nisan 2024. Yarışmaya Türkiye’nin 7 bölgesinden 6 – 14 yaş arasındaki çocuklar ile Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki çocuklar katılabilecek.
Minik ressamlar, www.pinarcocukresimyarismasi.com web sitesi üzerinden resimlerini yükleyerek ya da kargo yoluyla göndererek başvuruda bulunabilir.
Paylaş