Paylaş
Amacı kentin kültür hayatını canlandırmak, İstanbul’u dünyanın kültür başkentleri arasına sokmaktı. 1972’de İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nı (İKSV) kurarak ilk İstanbul Festivali’ni hayata geçirdi. Tek bir festivalle yola çıkan vakıf, aradan geçen 50 yılda güncel ve klasik müzik, sinema, sahne sanatları, güncel sanat ve tasarım alanlarında düzenlediği binlerce etkinlikte on iki milyonu aşkın izleyiciyi ağırladı.
Festivalin ve bienalin ne demek olduğunu onun sayesinde öğrendik. Dünyanın en önemli sanatçılarını İstanbul’da izleme fırsatı sundu. Türk sanatçılarının yurtdışına açılmasını sağladı. Kültür-sanat aracılığıyla Türkiye’nin uluslararası bağlarının güçlenmesine çok büyük katkı sağladı.
Hayatımızı sanatla zenginleştiren İKSV, bu yıl 50’nci yılını kutlamaya hazırlanıyor.
En büyük kutlama, 5 Haziran Pazar akşamı İstanbul’un farklı parklarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştireceği ücretsiz konserlerle olacak.
1985 yılında 13. Uluslararası İstanbul Festivali’ne katılan New York Filarmoni Orkestrası efsane Şef Zubin Mehta yönetiminde Spor ve Sergi Sarayı’nda konser vermişti.
NICK CAVE’Lİ KUTLAMA
İstanbul Film, Müzik, Caz ve Tiyatro Festivalleri sene boyunca şehirde festival havası estirecek. Filmekimi sonbaharda sinemaları şenlendirecek. Venedik Sanat Bienali’ndeki Türkiye Pavyonu ve İstanbul Bienali bir kez daha Türkiye’yi uluslararası sanat gündeminin merkezine taşıyacak.
İKSV ve Zorlu PSM işbirliğinde, ‘Anna Karenina’ balesiyle izleyicilerle buluşacak Zürih Balesi ve 2018 yılında verdiği efsane konser hâlâ hafızalardan çıkmayan Nick Cave & The Bad Seeds de bu yılın konukları arasında.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın unutulmaz eseri ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’, Serdar Biliş’in yönetmenliğinde çağdaş bir yorumla tiyatro sahnesine taşınacak.
Sabahattin Ali ve Aliye Ali’nin birbirlerine yazdıkları mektuplardan yola çıkan müzikli tiyatral gösteri ‘Alelade Âşıklardan Farkımız’ ise Özen Yula tarafından sahneye konacak.
İKSV’nin düzenlediği festivallerden ikonik görüntüler, Instagram üzerinden yayına giren @İKSV_Albümleri hesabından yayımlanmaya başladı. 50 yıllık bir albümün sayfalarını karıştırmak gibi bir duyguyla kapılıyor insan fotoğraflara bakarken.
Hayatımıza kattığın bunca zenginlik ve güzellik için teşekkürler İKSV. Nice senelere.
5 BİN OKUR YOK MU O DERGİLERİ YAŞATACAK
EDEBİYATIN, sanatın nabzının attığı yerlerdir dergiler. İlk ürünler orada yayımlanır, yazarlar, şairler, sanatçılar için edebiyat, sanat dünyasının giriş kapısıdır. Ne yazık ki son dönemde, dövizdeki dalgalanmaya bağlı olarak kâğıt tedarikinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle yardım çağrıları, kapanma haberleri gelmeye başladı.
Semih Gümüş’ün yayımladığı ve 15 yıldır iki ayda bir çıkan Notos Dergisi, Ocak-Şubat sayısını çıkartamadı. Eğer bir aksilik olmazsa mart ayında yeni sayısını okuruna ulaştırabilecek.
Türkiye edebiyatının en önemli dergilerinden, 1933’ten bu yana yayımlanan, pek çok ustanın ilk imzasının göründüğü Varlık dergisi de artan maliyetler nedeniyle zor günler geçirdiğini duyurdu ve bir çağrı yaparak ‘abonelik’ desteği istedi.
Ve son olarak yine bir okul olarak kabul edilen, köklü edebiyat dergilerinden Dergâh, şubat sayısı ile birlikte yayınına belirsiz bir süre ara verdiğini şu sözlerle duyurdu: “32. cildimizin son sayısı olan şubat sayımız çıktı. Maalesef okuyucularımıza üzücü bir haberimiz var: Bütün dünyada gözlemlenen kâğıt tedarikinde yaşanan zorluklar ve içinde bulunduğumuz şartlar dolayısıyla Dergâh Dergisi yayınına ara veriyor.”
Dergilerin yardım kampanyalarına ve kapatılma haberlerine sosyal medyada pek çok yorum yapıldı. Kültür Bakanlığı’nı işaret edenler de oldu destek vermesi için, ah vah edip yaşatılması için bir şeyler yapılmalı diyenler de.
Tabii ki artan maliyetleri göz ardı edemeyiz. Bu konuda birtakım yasal düzenlemeler yapılmalı.
Ama temelde yapılacak tek şey var. Gidip o dergilere abone olmak. Bir dergiyi ancak okuru yaşatır. Suni yardımlar suni teneffüs gibidir, kısa süre hayata döndürür ama uzun süre yaşatmaz.
Bir dergiyi yaşatmak için 5 binlik bir abone sayısı yeter de artar bile.
YILDIZ KENTER BELGESELİ GELİYOR
TÜRK tiyatrosunun büyük ustası, hocaların hocası Yıldız Kenter 2019 yılında aramızdan ayrılmıştı. Kenter’in her anı tiyatroyla dolu 91 yıllık ömrünü anlatan belgeselin çekimleri başladı. Prof. Dr. Dikmen Gürün’ün danışmanlığını üstlendiği belgeselin senaryosunu daha önce Genco Erkal ve Metin Akpınar belgesellerinin senaryosunu yazan Zeynep Miraç kaleme aldı. ENKA Sanat’ın yapım sponsorluğunu üstlendiği belgeselin yönetmen koltuğunda da yine Selçuk Metin var.
Temmuz ayında seyirciyle buluşması planlanan belgesel, Yıldız Kenter’in kişiliğini, hayata ve tiyatroya bıraktığı izleri merkezine alıyor.
Belgeselde Yıldız Kenter’i Genco Erkal, Haldun Dormen, Kadriye Kenter, Müjdat Gezen ve Tilbe Saran gibi isimlerin yanı sıra Ayhan Kavas, Bartu Küçükçağlayan, Bülent Şakrak, Demet Akbağ, Demet Evgar, Dikmen Gürün, Engin Hepileri, Filiz Kutlar, Hakan Gerçek, Jülide Kural, Mehmet Birkiye, Nergis Çorakçı, Okan Yalabık, Suat Öztuna ve Yeşim Koçak gibi birlikte çalıştığı sanatçılar anlatacak.
Paylaş