Paylaş
Fakir İdris imzasına ilk kez rastlıyordum. Sel Yayıncılık’ın Geceyarısı Kitapları serisinden çıkmış ‘Dış Kanama’ adı kitabın. Üstelik tam 40 yıl önce yapılmış ilk baskısı.
Son sayfasında hikâyesini okuyunca anladım nedenini: “Dış Kanama, 1982 Aralık’ında 90 adet çoğaltılarak seyrek başdaşlara, birkaç ahî buçuk kardeşime, ara sıra doğru rıhtımda buluştuğum negatif ikizlerime ve ayrıca 1971-1972’de geçirdiğim kesintisiz şifahi dış kanamayı benimle yaşarken belleğinde pıhtı kalmış olabilecek bir iki siluete iletilmiştir, ilk iki sayfanın ahvale göre el yazısına başvurması bundandır.”
KİMDİR BU FAKİR İDRİS
Allah vergisi yeteneğine sırtını yaslayıp kanıyla yazdığı bir metin sonrası hayata ve edebiyata küsmüş, sonrasında da sırra kadem basmış bir yazarla mı karşı karşıyaydım?
Kendisini, “Mürekkebim kırmızı, kalemim kemiksiz, kâğıdım yirmi dört ayar yirmi dört saattir benim” diyerek tanımlıyordu.
Adı da Fakir İdris’ti üstelik. ‘Tutunamamış’ taşralı bir göktaşı mı?
32 kısa bölümden oluşan kitabın sayfalarında ilerledikçe, okudukça çok farklı bir metin çıktı karşıma.
Yolun ortasında durmuş ‘Mecbursunuz!’ diye bağıran bir bilge-berduşun topaç etkisiyle başlıyor metin.
Sartre’ın bütün varoluşçuluk külliyatını özetleyen o tek kelimenin çağrışımlarını okurken bir an Fakir İdris’in meçhul siluetinin Enis Batur’a dönüştüğünün farkına vardım.
Son sayfaya geldiğimde artık bundan emindim.
Evet, Fakir İdris hem ‘Dış Kanama’nın yazarı hem de Enis Batur’un bir kurmaca kahramanıydı.
Enis Batur’un edebi şakası.
Fakir İdris ilk ortaya çıkışından 40 yıl sonra Enis Batur’un müstear adlarından biri olarak edebiyat tarihindeki yerini almış oldu.
MARDİN BİENALİ’NİN KÜRATÖRÜ ALİ AKAY
MARDİN’i modern sanatın merkezi haline getirme düşüncesiyle 2010 yılında yola çıkmıştı Mardin Bienali.
Amaç, sanat yoluyla Mardin coğrafyasını sanatçılar, akademisyenler, öğrenciler ve farklı kültür topluluklarıyla hareketlendirmek, yeni paylaşım ortamları yaratmak, sanatta alışılagelmiş ‘merkez’ fikrinin tanımına yeni boyutlar getirmek ve Mardin’i saygın sergiler dizisiyle merkezi bir konuma oturtmaktı.
Ve bu amacına kısa sürede ulaştı. Bunda bienal yöneticileri Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın büyük katkısı var.
Tarihsel ve mekânsal olarak zengin geçmişe sahip Mardin’in eşsiz mimarisini çağdaş sanat mekânlarına dönüştüren bienalin altıncısı 2014 yılının mayıs ayında Ali Akay küratörlüğünde gerçekleştirilecek.
Çağdaş sanat dünyasının tanınan ve önde gelen isimlerinden biri Ali Akay. Doktora dahil lisans ve lisansüstü eğitimini Paris VIII Üniversitesi’nde tamamladı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde 1990 yılından beri Sosyoloji ve Resim Bölümü’nde ders veriyor.
Dünyanın çeşitli yerlerinde, galerilerde ve müzelerde birçok serginin küratörlüğünü yaptı. Mardin Bienali’ne de yeni bir pencere açacağına, soluk getireceğine şüphem yok. Bir Anadolu kentinin sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada çağdaş sanatla anılması çok önemli.
TİYATROYA KATKILARI DEVAM EDİYOR
USTA tiyatro sanatçısı Gülriz Sururi’nin vasiyeti doğrultusunda bağışlarıyla hayata geçirilen Gülriz Sururi - Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü bu yıl deprem bölgesinde çalışmalar yürütecek Atta Festival ve Mordem Sanat’a verilecek.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından beşinci kez verilecek 400 bin lira değerindeki ödül desteğiyle Atta Festival deprem bölgesinde yaşayan genç oyuncularla yeni bir çocuk oyunu üretecek. ‘Kabuk’ isimli oyun ekim ayında başta Hatay, Gaziantep, Diyarbakır, Kahramanmaraş ve Malatya olmak üzere depremden etkilenen illerde sahnelendikten sonra kasım ayında 27. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında İstanbul’da seyirciyle buluşacak. Kabuk’ta rol alacak 1 kadın, 2 erkek oyuncu için seçmeler, 4-5-6 Ağustos’ta Adana’da gerçekleştirilecek.
Gülriz Sururi - Engin Cezzar
Mordem Sanat’ın deprem bölgesinde gençlik ve çocuk tiyatrosu alanında çalışacak genç tiyatroculara yönelik yürüttüğü atölye çalışmaları da ödül kapsamında desteklenecek.
Türk tiyatrosunun iki büyük ismi Engin Cezzar 2017, Gülriz Sururi ise 2018 yılında ebediyete intikal etmişti. Sahnede yetiştirdikleri kuşaklara şimdi vasiyetleri doğrultusunda yapılan yardımlarla yenileri ekleniyor. Kısaca tiyatroya, kültüre hizmet etmeye, katkı sunmaya devam ediyorlar.
Paylaş