Paylaş
2018’de işi biraz daha zorlaştırıp, korkularımla yüzleşmeyi diledim.
"Ne istediğine dikkat et, bakarsın gerçekleşir…"
Geçen hafta Cape Town’da uçurum korkum çıktı karşıma. “İstedin geldim, haydi yüzleşelim” dedi!
Cape Town müthiş bir yer. Havası, doğası, insanları, yemekleri… Hürriyet Seyahat’te bu büyüleyici şehir ile ilgili kapsamlı bir yazımız var, okumanızı tavsiye ederim.
En büyüleyici yerlerinden biri de Masa Dağı’nın karşısındaki Aslan Başı Tepesi… Uzaktan bakınca sırtüstü yatan bir aslana benziyor. Oldukça heybetli!
Ve uçurum kenarından yürümeyi bırakın, araba bile kullanamayan, düz yolda kendi kendine takılıp yere düşebilen, uzun süredir spor yapmayan ben bu tepeyi tırmanacağım!
2.5 kilometrelik dimdik kayalardan oluşan bir parkur!
Bir yanımda sıkı bir koşucu olan gazeteci arkadaşım Yonca Tokbaş… Diğer yanımda “haftanın 8 günü antrenman yapıyorum” diyen fotoğrafçı arkadaşım Sezgin Yılmaz! Onlar için çıtır çerez, benim için Everest!
Başladım kendi kendime söylenmeye…
Senin neyine dağlara tepelere tırmanmak!
Git otur bir restorana yemeğini ne, ne gerek var elin Afrika’sında maceraya?
Seni taşıyarak indirmek zorunda kalacaklar sonunda rezil olacaksın herkese!
Düşüp bir yerlerini kırarsan nasıl döneceksin İstanbul’a?
Kendimi yerin dibine soktum anlayacağınız. Kalbim güm güm atıyor, düşüp bayılmaktan korkuyorum! Aklıma en kötü senaryoları getiriyorum da, orayı tırmanabileceğime kesinlikle ihtimal vermiyorum.
O sırada sevgili Yonca benim gerildiğimi fark etti ve döndü dedi ki, ‘hepsi senin zihninde, vücudun alışacak, ben seni yarı yolda bırakmayacağım, yanındayım korkma’.
Ve çıktım ben o 2.5 kilometreyi! Dik kayalara da tırmandım, zincirlere de asıldım. Bazen yoruldum, evet çok korktum, çıkarken arkamdan gelen başka biri yoksa bildiğim bütün duaları da okudum, ama çıktım.
Ve zirveye çıkınca çok mutlu oldum. O kadar mutlu oldum ki!
Hani çocuğunuz okulda ödül alır, gözlerini yaşarır, koltuklarınız kabarır, sevinçle kıvançla dolarsınız ya! Aynen o mutluluğu 32 yaşındaki kendim için hissettim. Anneme, arkadaşlarıma fotoğraflar, video’lar gönderdim.
Dünya için küçük benim için kocaman bu adımı herkes ile paylaşmak istedim!
Zirvede muazzam bir gün batımına şahit olduk! Mutluluğum Cape Town’un müthiş doğası ile birleşince sakinleştim, kendime güvenmeye başladım.
Her çıkışın bir inişi var!
Güneşin batmasına yakın Yonca “haydi inelim hava kararıyor” dedi. Hava karardı. İniş daha zordu. Bizim fenerimiz yoktu. Telefonumun şarjı bitmek üzereydi. Ama inanır mısınız hiç korkmadım. Karanlıkta, duyularımıza güvenerek, fazla düşünmeden, şarkılar, marşlar söyleyerek indik dimdik parkuru.
Herkes söylerdi de ben yeni fark ettim korkularımızın gerçek olmadığını! İstersek her şeyi yapabileceğimizi. Zihnimizde kurduğumuz kötü senaryolar, sadece birer senaryo! Ondan haydi 2018’de hep birlikte kurtulalım onlardan, deneyimlerimizi çeşitlendirelim, ufkumuzu genişletelim, hissetmediklerimiz hissedelim!
Paylaş