Paylaş
Zannederim konuyu bilmeyen kalmadı, ama kısaca özetlemek gerekirse Funda Hanım, Sabahattin Ali'nin meşhur kitabının şarkıcı Madonna üzerine olduğunu söyledi. Kitabı da seneler önce okuduğunu ancak çok hatırlamadığını belirtti.
TV geçmişi olan biri olarak, yayında bilmediğin bir konu hakkında konuşmanın ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu bilirim, izleyicinin ne kadar zalim olabileceğini de... Ancak iyi niyetle, düşünülmeden yapılmış bir gaf üzerinden, hakaret etmek, küçümsemek ve aşağılamak Sabahattin Ali okuyucusuna yakışmaz. Naçizane fikrim, Funda Hanım'ın film çıkınca sinemaya gidip izlemesi. İzlerken de bir fotoğraf çekip sosyal medyada tatlı bir dille paylaşması. Böylece kendisi ile uğraşan herkese güzel bir ders vermiş olur.
BÜYÜCÜ
Madem konumuz kitap, yeri gelmişken ben de güzel bir kitap tavsiye edeyim. John Fowles'ın 1965'te yazdığı 'Büyücü' kitabını yeni okuma fırsatım oldu. Hikaye, okuldan yeni mezun olan İngiliz genç Nicholas Urfe'nin, öğretmenlik yapmak için gittiği ufak bir Yunan adasında yaşadıklarını anlatıyor. Başlık yanıltmasın, kitapta büyücüler yok, yerine muhteşem bir psikolojik macera var. Fowles, kitabı tam 12 yılda yazmış. Basıldıktan sonra da üzerinde çalışmaya devam etmiş ve 1977'de daha farklı bir versiyonunu yayınlamış. Okurken elimden bırakamadım, bittikten sonra da keşke bitmeseydi dedim. "Şöyle güzel bir kitap" okumak istiyorum diyenlere tavsiye ederim.
Kitabın filmi de var, ancak Woody Allen’ın “Eğer bir daha yaşasaydım, Büyücü’yü izlemek dışında herşeyi aynı yapardım” demesi üzerine izlemeye cesaret edemedim. Eğer aranızda izleyen varsa, düşüncelerini beklerim.
HARRY POTTER MAKYAJ ÇEKMECENİZDE
Büyücü deyince sizin de aklınıza Harry Potter mı geldi? O zaman “Potterhead”lere bir müjdem var! Storybooks Cosmetics, Harry, Ron, Hermione, Dumbledore ve Voldemort'un asalarını makyaj fırçası haline getirdi.
Eee hedef kitle büyüdü, makyaj çağına çoktan geldi, artık oyuncak kesmiyor! Acaba biz yaşlanınca Hogwarts temalı bir bakım evi de yaparlar mı? Tekerlekli sandalye yerine uçan süpürgelerimiz olsa, ilaçlarımız iksir gibi gelse fena mı olur? Sizi bilmem, ama eğer Voldemort olmayacaksa ben kesin giderim!
BAKIM MI, İŞKENCE Mİ?
Makyaja girmişken, geçenlerde internette çok enteresan fotoğraflara rastladım, sizinle paylaşmak isterim.
Biz kadınların işi çok zor! Küçüklüğümüzden beri, her zaman güzel gözükmemiz gerektiği fikri beynimize kazınıyor. Mesela ben göbekli bir çocuktum, herkes sürekli “göbeğini içeri çek” derdi. Annem hala beni her gördüğünde, “git yüzüne bir şey sür”, “haydi bir fön çektir” diye başımı etini yer.
Fazla süs püs beni sıkar ancak güzel olmak adına eski jenerasyonların yaptıklarını görünce halime şükür, kuaförüme minnet ettim.
İşte buyrun 1920'lerin fön makinesi!
Kıvırcık saçlara sahip olmak artık çok kolay!
Şişlik giderici maske!
Bu işkenceye maruz kalan hemcinslerime geçmiş olsun der, yazımı 1950'lerin Amerikan filmlerinde sıkça karşımıza çıkan Yumurta Dolması tarifimle noktalarım. Yaparken retro bir önlük takarsanız, kendinizi eski zamanlarda hissetmeniz garanti! Yarın yine beklerim!
Malzemeler:
- 4 haşlanmış Yumurta
- 1,5 yemek kaşığı Mayonez
- 1/2 çay kaşığı Hardal
- Tuz
- Paprika
- Maydanoz
Adımlar:
1- Yumurtaları katı kıvamda haşlayın. Ortadan ikiye bölün ve sarılarını çıkartın.
2- Yumurta sarılarını, mayonez, hardal, paprika, tuz ve ince doğranmış maydanoz ile karıştırın.
3- Lezzetlendirdiğiniz yumurta sarılarını kaşık ya da bir sıkma torbası yardımıyla tekrar yumurta beyazlarının içine alın. Afiyet olsun!
Paylaş