Paylaş
Hayat devam ediyor da nasıl ediyor? Oğluma bakarken bile aklım yaralanan bebeklerde, hayatını kaybeden canlarda.
Artık kafamız değil geleceğimiz karışık.
Sonra kendimle konuşuyorum; "Kadın olarak, anne olarak umudunu kaybetme! Türkiye için daha çok çalış, bir ol, korkma!"
Başka şansımız yok.
Başımız sağolsun.
Geçtiğimiz salı, The Marmara Otel'de daha adını duyar duymaz çok ilgimi çeken bir etkinlik gerçekleşti. İsmi "Dijital Topuklar". Amacı, dijital dünyada yer alan, yer almak isteyen ve takip eden kadınları bir araya getirmek, deneyimleri paylaşmak. Tabi, dijital dünyaya yatırım yapmak isteyen markalardan da katılım bir hayli yoğundu.
Dijital Topuklar, iki blogger annenin girişimi. Dijital dünyada yer alan bir kadın olduğum için, ben de soluğu ilk defa gerçekleşen bu farklı organizasyonda aldım.
Sabah oturumlarında konunun ana hatları konuşulurken, öğleden sonra ise, “sosyal medyada linç kültürü” gibi biraz daha kalbe dokunan konular konuşuldu, dertleşildi.
EN İYİ BEN BİLİRİM!
Benim için zirvenin yıldızı Ayşe Arman'ın yönettiği "çocuklar ve teknoloji" hakkındaki son oturum oldu. Ayşe Arman'ın zeki soruları ve konuşmacıların esprili fakat aydınlatıcı yorumları harikaydı. Konu çocuk olunca, tabi nabız da haliyle yükseldi.
Dikkatimi çeken, bağımsız bir platformda, ortaya atılan düşünceleri açık fikirle dinlemek yerine, kendi kurallarını inatla savunan anneler oldu. Teknolojiyi destekleyen ve yasaklayan anneler arasındaki atışmayı, bir anne olarak çok aydınlatıcı buldum, orası ayrı.
Dijital Topukların yaratıcıları Elif Doğan ve Perihan Gürer'i bu güzel organizasyon için tebrik ederim! Gelecek senelerde, bu bebek organizasyonun gelişerek, dijital dünyanın kadınlarına yol göstermesi dileğiyle.
ESKİ PAZARLAMA TEKNİKLERİ PASPASIN ALTINA!
Dijital mecralarda kaliteli ve yaratıcı projeler görünce çok heyecanlanıyorum. Malum devir değişti, artık klasik pazarlama yöntemleri işe yaramıyor. İyiki de yaramıyor, çünkü bu sayede markalar radikal kararlar verip, ilgi çeken projeler üretebiliyorlar.
Yaratıcı projelere en iyi örnek, Pizza Hut'ın yeni iletişim kampanyası.
Çocukluğumda, Bursa'da alanında tekti Pizza Hut. Pizza deyince aklımıza ilk o gelirdi. Ancak zamanla rakiplerin açılmasıyla, popülaritesini paylaşır oldu.
Ancak geçenlerde rastladığım reklamını görünce, yine gündemime girdi. Bilirsiniz, eve servis yapan çoğu restoranın vazgeçilmezidir broşürler. Arabanızın camından, posta kutunuzdan, kapınızın önünden eksik olmaz. Hem sinir bozar, hem de çevreye zarar verir!
Pizza Hut’ta buradan yola çıkarak, "artık broşür mü kaldı demiş" ve evlere serviste, paspas göndermeye başlamış. Anlayacağınız hem boşuna bastırılan kağıtları, hem de geleneksel pazarlama metodlarını bir güzel silmiş süpürmüş!
Bu güzel fikrin iletişimini de hayatımızdan bir kesit gibi gerçekçi bir video'yla dijitalde desteklemişler.
Paspası kullanır mıyım bilmem ama broşürlerden kurtulmak için eve ilk siparişte Pizza Hut'ı tercih edeceğim kesin!
Kendi pizzamı kendim yaparım diyenler için pizza tarifim aşağıda! Aslında evde yapması hiç zor değil, işin en güzel tarafı da istediğiniz malzemeyle lezzetlendirmek.
PİZZA NASIL YAPILIR?
MALZEMELER:
Pizza Hamuru için:
2 su bardağı Un (300 gr)
170 ml Su
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı Toz Maya
Zeytinyağı
Tuz
Sos için:
1 yemek kaşığı Domates Salçası
1 çay kaşığı Sarımsak Tozu
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı kekik
2-3 yemek kaşığı su
Tuz
300 gram Mozzarella Peyniri
2 dal Fesleğenin Yaprakları
1.Mayayı ılık suda 10 dakika bekletin.
2.Hamur için kuru malzemeleri karıştırın. Suyu da ekleyerek 10 dakika yoğurun.
3.Ilık bir yerde. 1 saat mayalanmaya bırakın.
4.Sos için malzemeleri 2-3 yemek kaşığı su ile karıştırın.
5.Hamuru merdane ya da elinizle açın. Sosu üzerine yayın. Dilediğiniz malzeme ile pizzanızın üzerini kaplayın.
6.200 derece fırında 20 dakika pişirin.
Not: Pişirme esnasında pizza taşı kullanırsanız, pizzanızın altı çıtır çıtır olacaktır. Afiyet olsun!
Paylaş