Paylaş
Bahar göz kırptı mı kapıdan, Çeşme’ye çekip gideceksin.
Gömleğin düğmelerini açıp rüzgarla dans edeceksin.
Yaz gelince de ipek gibi kumlara uzanıp yazın tadını çıkaracaksın
İyot kokusunu ciğerlerini doldurup, sabaha kadar yakamozları seyredeceksin.
ve Çeşme’de arınıp hayata taptaze döneceksin“
... desek, Bodrum aşığı Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir kızar mıydı acaba bize?
İzmir’in tatil cenneti Çeşme son yıllarda aldı başını gidiyor.
Otobanın yapılmasıyla da dünya markası olma yolunda hızla ilerliyor.
Turizmciler, “60 gün değil de nasıl 160 gün turizm yaparız” diye durmadan kafa yoruyor. Yabancı gazetecileri getirip, yedirip-içirip ilçeyi gezdiriyor, turistik tesisleri tanıtıyor.
Çeşme 160 gün turizmi hak etmiyor mu?
Birbirinden güzel koyları, akvaryum gibi denizi, pırıl pırıl kumlarıyla Çeşme; 60, 160 değil, 360 gün turizmi fazlasıyla hak ediyor.
Gel gör ki, bu çabalar ferdi olmaktan öteye gidemiyor.
Şehri yönetenler, elini taşın altına koymayınca, olmuyor olamıyor...
* * *
Dünya markası olmak için yıllarca festivaller yapılıp, oluk gibi paralar harcanıyor ama şehrin temizliğine aynı özen gösterilmiyor.
Plajlar çöpten, kirlilikten geçilmiyor. Çalgıya para bulanlar, altyapıya gerekli yatırımı yapmıyor. Böyle olunca da Çeşmeliler isyan ediyor. Daha temiz bir Çeşme için çırpınanlar sahaya iniyor.
* * *
Tatilini Çeşme’de geçiren Star TV Haber Grup Başkanı Uğur Dündar, çocukları Bora (12), Bartu (10) ve Damla (10) ile geçen cumartesi günü Ilıca Plajı’na indi.
Eski Devlet Bakanı Işın Çelebi’nin de aralarında bulunduğu yüzlerce kişi, ellerinde çöp torbaları ve eleklerle kumsalda kırık şemsiyeleri, battaniyeleri, pet ve metal şişeleri, cam kırıklarını, meyve atıklarını, terlik, çorap gibi onlarca atığı topladı.
“Başka Ilıca Plajı yok. Lütfen temiz tutalım, tutmayanları uyaralım” etkinliğine bizi de çağırdılar. Plajı temizlerken konuştuğum üstat Uğur Dündar, “Onlarca ülkeyi gezdim. Dünyada bu kadar güzellikte sahil yok. Ama maalesef kirlilikten kristal kumlara uzanamıyoruz. Birkaç yıl önce yüzerken, balıkları akvaryumdaki gibi pırıl pırıl seyrediyorduk. Ama bu yıl sularda aynı berraklık yok. Çeşme açıklarına kurulan balık çiftlikleri burayı tehdit ediyor. Bu cennet göz göre göre yok ediliyor. Aman takipçisi ol. Sana çok görev düşüyor” dedi.
Evet Uğur Abi, gerçekten bize çok iş düşüyor. Allahın özene bezene yarattığı cennet vatanımın, birbirinden güzel koyları balık çiftliklerinin tehdidi ve işgali altında. Birkaç yıl önceye kadar resmen işgal ettikleri koylarımızı, sahillerimizi şimdi atıklarıyla, yemleriyle kirletiyorlar. Bunun en çarpıcı örneği de Çeşme’de, Karaburun’da sergileniyor. Üç kuruş için cennet yok oluyor, kimsenin umurunda değil. İnşallah her şeyin para olmadığını, pırıl pırıl denizler yok olmadan, kristal kumlu sahiller kirlenmeden anlarlar.
SİT alanı Bademli’nin dokusunu bozuyorlar
Okuyucu mektubu
İbrahim Bey,
Bizler Gökçeada Bademli Köyü sakinleriyiz. Köyümüz “Sit alanı” olarak ilan edilen tarihi Rum köyüdür. Hal böyle iken evlerin birebir sınırında, köyün girişinde olan tek bir alan nedeni anlaşılamayan şekilde SİT alanından çıkarıldı. Şimdi orada otel inşaatı yükseliyor ve altıncı kata ulaştı.
Yapılan inşaat köyün tek ve iki katlı taş ev dokusuna hiç uymayan betonarme yapısıyla gerçek anlamda bir “ucube” dir. Sit alanında yer alan korunması gerekli eski Rum evleri ve diğer kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili hiçbir bilimsel esasa da uymayan bu yapının eski iki katlı haline getirilmesi, inşaatın adanın ve köyün dokusuna uygun olacak şekle dönüştürülmesi için henüz geç değildir. Lütfen sesimizi duyurur musunuz.”
Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Bademli’nin dokusu bozuluyor diye feryat eden köylülerin sesine bir kulak verir misiniz. “Rant için SİT’i bozdular” iddialarına açıklık getirir misiniz?
UĞUR DÜNDAR’A AÇIK MEKTUP
Tehlikeli atıklar İzmir’in göbeğinde yatıyor
Uğur Abi, ben her hafta cuma günleri Hürriyet Ege’de sadece mavi-yeşil yazılar yazıyorum. Doğa düşmanlarına, çevre katillerine karşı, “Daha temiz bir Ege” kampanyası yürütüyorum. Ama çevre düşmanları ve düşmanlıkları o kadar çok ki baş edemiyorum. Kütahya Şaphane’de yerleşim alanın ortasına asit fabrikası kuruyorlar. İzmir Gaziemir’de kurşun fabrikasının tehlikeli atıklarını şehrin ortasında kuzu kuzu yatırıyorlar. Halk çok tedirgin ama yetkililerin kılı kıpırdamıyor. Ekrandan bir sorabilir misiniz acaba?
1. Şaphane’de asit fabrikasına izin verilecek mi?
2. İzmir’deki tehlikeli atıkları kim ne zaman kaldırıp bertaraf ettirecek?
Paylaş