Paylaş
En son uzandıkları nokta Üçkuyular.
Hani şu metro çalışmaları nedeniyle yol güzergâhlarının allak bullak olduğu Fahrettin Altay Meydanı’nın bulunduğu Üçkuyular.
Meydana çıkan tüm sokaklar darmadağın.
Çalışmalar bir facia.
Günlerdir evlerin içinde toz bulutları dolaşıyor.
Güvenlik önlemleri ise, Türkiye’nin Batı’ya Açılan Kapısı İzmir’e hiç yakışmayacak cinsten.
Çöp kutularını 1.5 metre kazdıkları çukurun kenarlarına 60-70 metre arayla koyup güya uyarıyorlar.
İnsanlar evlerine Sırat Köprüsü’nden geçerek ulaşıyor.
Çalışma yapılan sokaklar delik deşik. Doğalgazcıların geçtiği sokaklar köstebek yuvası gibi...
Çevreci yakıt için yapılan çalışmalarda maalesef çevreye büyük bir saygısızlık var.
Bunları kim denetliyor bilen, gören var mı?
Bugüne kadar bunların çalışmalarından kaç kişi mağdur oldu, soran var mı?
Oy toplamak için mangalda kül bırakmayanlar, mahalle mahalle gezip, ev ev dolaşan belediye başkanları orada mısınız? Yoksa havalar sıcak diye siesta mı yapıyorsunuz?
Çıkın lütfen sokağa da şu İzmir halkının çektiği çileyi bir göz atın.
Şikayetim var savcı bey
Yer: İzmir, Semt: Karabağlar İlçesi Üçkuyular Mahallesi.
12 Sokak’ta şu sıralar doğalgaz çalışmaları var.
Çevreci yakıt diye kimsenin ses çıkarmadığı çalışmalar maalesef hem çevreye hem de insanlara zarar veriyor.
Kazılan çukurlardan çıkan toprakların bir kısmı yollara saçılıyor.
Bu topraklar arabaların, insanların kaymasına neden oluyor.
En son mağdur da maalesef eşim Füsun Irmak.
Önceki gün sabah eşim Füsun, 1.5 metrelik doğalgaz çukurlarını doldurmak için yola bırakılan topraklarla kayak pistine dönen evimizin önünde düşüp, bileğini kırdı.
Eşrefpaşa Hastanesi’nde çığlığımıza yetişen Sorumlu Hemşire Tülin Katarcı ve güleryüzlü personel acımızı hafifletti. Ortopedi Uzmanı Opr. Dr. Hilmi Çetin Aydınok, maharetli elleriyle kırıkları oturtup kolu alçıya aldı.
Şimdi zorlu bir süreç başladı. İnşallah kısa zamanda kırıklar kaynar ve ameliyata gerek kalmaz.
Bu bizim bizzat yaşadığımız bir olay. Kim bilir, daha kaç kişi vardır çevreye saygısız çalışmalar nedeniyle mağdur olan.
O nedenle tüm mağdurlar adına, çevreye saygısız çalışmalar yapanlardan şikayetçiyim Savcı Bey.
Jeotermal yatıyor İzmirliler bakıyor
İzmir yenilenebilir, sürdürülebilir enerji olan jeotermal konusunda çok zengin.
Balçova’da, Seferihisar’da, Doğanbey’de İzmir’e hatta Ege’nin birçok iline yetecek kadar jeotermal enerji var.
Biz bu enerjinin binde birini bile kullanamıyoruz.
1981-1984 yılları arasında İzmir Valiliği yapan ileri görüşlü Hüseyin Öğütçen tarafından Balçova’da ilk kuyusu açılan işletme maalesef yıllar geçtikçe karınca hızıyla bile çalışmıyor.
Jeotermal kaynaklar uyurken, biz hala Balçova’nın tamamına bile hizmet veremiyoruz. Bu kadar beceriksizliğe isyan ediyoruz.
“Kimler, niçin bu enerjinin tüm şehrin hizmetine sunulmasına engel oluyor” diye kendi kendimize sorguluyoruz...
İran’dan, Rusya’dan alınan doğalgazın Balçova sınırına kadar gelmesine kahroluyoruz.
Milli servet jeotermal yeraltında uyurken, kaynakların tam üstündeki şehirde doğalgaza trilyonlarca dövizin ödenmesine şaşkınlık içinde seyrediyoruz.
Söyleyin Allah aşkına nasıl bir çarktır bu böyle.
Dışa bağımlı olmayan, sonsuz ömre sahip ulusal enerjimiz elimizin altında dururken, biz bu zihniyetle dış borçtan kurtulabilir miyiz?
Paylaş