Paylaş
Başbakan Erdoğan, bu açıklamanın ‘düşündürücü ve üzüntü verici’ olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Dünyada yanında hiç kimsenin kalmadığı bir dönemde, İran’ın yanında her şeye rağmen bulanan ülke Türkiye idi. Nükleer enerji konusunda sonuna kadar savunan ülke Türkiye oldu... Hesaba çekilmeden önce İran yönetiminin de kendisini hesaba çekmesi lazım.”
Kendinizi hesaba çekin!
Başbakan Erdoğan'ın "Biz hep İran'ın yanındaydık. Siz kendinizi hesaba çekin" ifadelerinden sonra bir sert uyarı da Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı ve Ankara Vekili Yalçın Akdoğan’ın 'Yasin Doğan' müstear adıyla yazdığı Yeni Şafak’taki ‘İran’a bir haller oluyor...’ yazısında geldi.
İran, Genelkurmay Başkanı üzerinden mesaj verirken Türkiye buna Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanı aracılığıyla aynı sertlikte cevap verdi.
Akdoğan, İran Genelkurmay Başkanı'nın sözlerini ‘hezeyan’ olarak nitelendirirken ‘Türkiye'nin Müslümanlığını ölçmek de kimsenin haddine değildir, onu suçlayan hezeyanlarda bulunmak da...’ diyerek Ankara’nın pozisyonunu tarif eden bir analiz yazdı.
Yalçın Akdoğan'ın ‘İran’a bir haller oluyor...’ yazısının içerik analizi yapıldığında;
1. İran'a açık bir uyarı, sitem ve hatırlatma var...
'Türkiye Nükleer meselesinde üstlendiği arabuluculuk misyonunun ötesinde bir çok konuda makul çizgiden ayrılmamaya çalışmıştır.
Uluslararası toplumun bir kısım belge ve tedbirlerde doğrudan İran'ı hedef almamasını da sağlayan Türkiye, kardeşane duygularını hiç kaybetmemiş, ikircikli tavırlar sergilememiştir.'
2. İran, ahde vefaya, komşuluk hukukuna saygıya davet ediliyor...
'Özellikle AK Parti iktidarı döneminde diğer bölge ülkeleri gibi İran'la da ilişkiler daha ileri noktaya taşınmıştır. İran'ın kıskaca alınması yönündeki gayretler karşısında Türkiye dengeli bir tutum takınmış, İran aleyhine oluşturulmak istenen baskılara göğüs germiştir.'
3. İran’ın ikircikli tavrının görüldüğünün altı çiziliyor...
'Uluslararası toplumun bir kısım belge ve tedbirlerde doğrudan İran'ı hedef almamasını da sağlayan Türkiye, kardeşane duygularını hiç kaybetmemiş, ikircikli tavırlar sergilememiştir.'
4. İran, iki dilli siyasetle suçlanıp, medya önünde ayrı, kapalı kapılar ardında ayrı konuşma sitemi kayda geçiriliyor...
'İkili ve yüzyüze görüşmelerde ortaya konulmayan tavırların medya üzerinden bu şekilde yansıtılması son derece yanlıştır ve rahatsız edicidir.'
5. Ankara’da İran'ın dostane tutumdan vazgeçtiği yönünde bir algı var...
'Bu açıklamalar alt alta konulduğunda ortaya hiç de dostane olmayan ve kardeşliğe yakışmayan bir söylem tablosu çıkıyor.'
6. Tahran’ın yayılmacı bir siyaset izlediği ve özellikle Esad yönetimine verilen ilkesiz desteğin altı çizilip bunun Ankara tarafından not edildiği görülüyor
'Herhalde bazıları Türkiye'yi fena halde kendileriyle karıştırıyorlar... Bir kere Türkiye'nin Ortadoğu'daki ülkelere parmak karıştırmak, buraların içişlerine karışmak gibi bir derdi hiçbir zaman olmamıştır.'
7. İran'ın ilkesel değil mezhepsel bir duruş sergildeği yönünde örtülü bir eleştiri var.
'Her gelişmeyi ABD ve İsrail karşıtlığı üzerinden okumak İslami bir bakış açısı olarak yutturulamaz. Kur'an'da ABD karşıtlığı yoktur ama zalime karşı tavır almak vardır.'
‘ABD'nin de desteklediği Maliki'ye sırf Şii diye destek veren bir anlayışı kimse görmezden gelemez.’
Yalçın Akdoğan yazısında 'İran'dan yükselen çatlak seslerin giderek artması iki ülke arasındaki olumlu iklimi zehirleme istidadı taşımaktadır' diyerek İran’la ilişkilerde yeni dönemin ipuçlarını verdi.
Paylaş