Gazeteler açısından da maske zorunlu olmalı

Yeniden evlere hapsolacağız diye endişeleniyorum.

Ekonominin işlemesi gerekiyor. Daha yeni yeni kendine gelmeye çalışan işyerlerinin açık olması gerekiyor. Üretimin artması gerekiyor. İşlerin yürümesi gerekiyor.

Kısacası...

Normalleşen hayatın kesintisiz biçimde akması gerekiyor.

*

Hayatın yeniden “durma” noktasına gelmesine...

Hiçbir sektörün zerre kadar tahammülü kalmadı.

*

Gazeteler olarak bizim açımızdan da durum farklı değil.

Sokağa çıkma yasaklarında...

Bin bir emekle hazırladığımız gazetelerimizi okurlarımızla doğru dürüst buluşturamıyoruz.

*

Ne kadar uğraşırsak uğraşalım...

Ne kadar önlem alırsak alalım...

Ne kadar yaratıcı yöntemler denersek deneyelim...

Tam olarak olmuyor, olamıyor.

*

Bu durumda yapılması gereken tek şey var:

Vaka sayısının hızlı artışını durdurmak ve vaka sayısının yeniden inişe geçişini sağlamak...

*

Bunun sağlanması için yapılabilecek tek şey...

Maskenin tüm yurtta zorunlu hale getirilmesi ve maske takmayanlara caydırıcılığı yüksek cezaların verilmesi...

*

Türkiye’de maske kuralına uyanların sayısı hayli yüksek...

Ama hesaba katılır bir kalabalık da bu kurala uymamakta, bu kuralı takmamakta ve özensiz davranmakta.

Sorumluluk bilincinden uzak bu tipler, hem kendi sağlıklarını tehlikeye atıyorlar, hem de başkalarının sağlıklarını riske atıyorlar.

*

Normalleşen hayatımız, yeniden anormalleşecekse...

Bu tipler yüzünden olacak.

*

Telkinlerin, tavsiyelerin, öğütlerin, korkutmaların işe yaramadığını görüyoruz.

Sorumluluk bilinciyle hareket edileceği
beklentisi ise...

Boş bir rüya!

*

Bu durumda...

“Salgını önlemenin en önemli iki yolu”ndan biri olan maskenin...

Hiç zaman kaybetmeden tüm yurtta zorunlu hale getirilmesi şart oğlu şart...

GAZETECİYE ‘ŞU KONUYU HABER YAPMA’ DEMEK...

Fırıncıya “Ekmek çıkarma” demek gibidir.
*
Marangoza “Masa yapma” demek gibidir.
*
Berbere “Tıraş yapma” demek gibidir.
*
Kahveciye “Çay demleme” demek gibidir.
*
Yönetmene “Film çekme” demek gibidir.
*
Şarkıcıya “Şarkı söyleme” demek gibidir.

ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERİN GÜNDEMİ: KORONA

EN son mayıs ayının ortalarında vaka sayısı 1500’ü aşmış durumdaydı.

Ve bir ay sonra geldiğimiz yer şurası:

Vaka sayısı yeniden 1500’ün üzerinde.

*

Mayıs ayında yer gök koronaydı.

Gündemin en tepe noktasındaydı bu illet.

*

Bir süredir ikinci, hatta üçüncü plana düşürdüğümüz korona, bugünlerde yeniden gündemin en tepe noktasına yerleşmiş durumda.

Bu kez korona gündeminde öne çıkacak başlıklar şunlar:

*

Anadolu’da hangi kentlerde artış var? Maske ve mesafe kurallarının uygulanması nasıl sağlanacak? Yoğun bakım ünitelerinde bir doluluk var mı? İyileşen sayısının vaka sayılarının altında kalmasının nedeni ne? Virüse yakalananların yaş durumu nedir? Virüse yakalananların hastaneye yatma oranı nedir? Virüsün bulaştırma gücünde bir azalma olmadı mı? Sıcak hava virüsü zayıflatır tezi tamamen çöp mü oldu? Avrupa’da neden bizdeki gibi bir yükseliş yok? Vaka sayısının yeniden düşüşe geçmesi nasıl mümkün olabilir?

*

Hürriyet, önümüzde günlerde ısrarla bu soruların cevaplarını arayacak.