Bağımsızdır, bağlantısızdır. Mesleğe birçok yeniliği getirmiştir. Köşe yazısı denilen olguya yeni bir format atmıştır. Köşe yazılarının üslubunun değişmesinde, konularının çeşitlenmesinde öncülük yapmıştır. Her zaman tartışılmıştır, her zaman konuşulmuştur, her zaman dikkat çekmiştir. Hiçbir zaman kendisine kayıtsız kalınmamıştır.
*
Sabah gazetesindeki köşesinde dün Hürriyet’i yazdı Hıncal Uluç.
Ulaşmak istediğimiz hedefler açısından ne kadar doğru yolda olduğumuzu bir duayenin kaleminden okumak, hepimizi çok mutlu etti.
İŞTE O YAZI...
"Hürriyet, yeniden çocukluğum, gençliğimin gazetesi, Erol Simavi’nin, Nezih (Demirkent) ve Necati (Zincirkıran) ağabeylerin Hürriyet’i olma yolunda.
O dediğim Hürriyet, ülkenin en çok satan gazetesiydi.
*
Uçaklardan çok iyi anlar, bütün pilotları tanır, bir uçağın havalanışını bile üç buçuk saat yorumlama kabiliyetine sahiptir, hava meydanlarını avcunun içi gibi bilir, sektördeki son gelişmeleri en yakından izler, havacılık literatürüne fazlasıyla hâkimdir.
(Not: Bu arada muhabbeti de pek tatlıdır.)
*
Ama gazetecilik için bilmek, iyi bilmek yetmez ki!
Bildiğini iyi işlemek, iyi yansıtmak, iyi yazmak da gerekir.
*
★
2) DENGE: Siyaset, ekonomi, magazin, spor... Hepsinin kalbimizdeki yeri ayrı... Dengenin mana ve önemini biliyoruz yani.
★
3) ÇEŞİTLİLİK: Hobiler, ilgiler, meraklar öyle çeşitlendi ki... Biz de buna uygun bir tutum almaya çalışıyoruz. Gayretimiz bu yönde.
★
4) DİNAMİZM: Hep yenilik, sürekli yenilik. Bıkmadan, usanmadan yenilik... Yenilik de yenilik... Kalbimiz hep böyle atıyor.
★
Yaşanan acılara ortak olduk.
Kurtarma çalışmalarına katılan fedakâr görevlileri coşkuyla selamladık.
Dayanışmayı öne çıkardık.
Hakkını teslim etmemiz gereken kim varsa hakkını teslim ettik.
Başta AFAD olmak üzere bölgede başarılı işler çıkaran kurumları öne çıkardık.
Birliği, beraberliği teşvik ettik.
Kötülüğün değil, iyiliğin öne çıkması için çabaladık.
★
Biri Libya, diğeri İdlib...
*
Libya’da...
Ateşkesin kalıcı olup olmayacağı merak ediliyor.
İdlib’de ise...
Saldırıların ve insani dramın sona erip ermeyeceği merak ediliyor.
*
Gittiği kuaförde sıra beklemek istemeyen bir milletvekili, sıra bekleyen diğer müşterilerle tartışmış. Küçük çapta bir olay yaşanmış... Milletvekili, kuaförün tutumuna da sinirlenmiş... Bunun üzerine milletvekilinin eşi olan belediye başkanı, kuaförü mühürlemiş...
*
İddiada adı geçenler şunlar:
Belediye başkanı... O belediye başkanının eşi olan milletvekili... İddianın sahibi olan işyerinin sahibi... İşyerinin çalışanları... İşyerinin müşterileri...
Hürriyet, bu iddiayı haberleştirirken...
Adı geçen belediye başkanıyla konuştu.
Adı geçen
Sağımda solumda suratlar asıldı. Saydıranlar oldu.
“Hiç mi kadın yok sizin gazetede” diye sorgulayanlar oldu.
Annem bile kızdı yahu!
*
Oysa Hürriyet, çok şükür ki kadın yönetici açısından çok şanslı bir kurum.
Hürriyet’e kadın eli değiyor.
İşte yazı işleri masamızın vazgeçilmezi
Neredeyse milli spor haline geldi, getirildi.
Her gün bir şey üfürülüyor sağda solda.
Yok şuna satılacakmış, yok buna satılacakmış. Yok şöyle olacakmış, yok böyle olacakmış.
Uydurup uydurup yazıyorlar, çiziyorlar, konuşuyorlar.
*
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni olarak olacak olanı işte burada yazıyorum:
*
Hürriyet