Çocuk anneyle babayla büyür. Onların ilgisiyle büyür. Çocuğunuzun yanlışını söylemeniz bile bir ilgidir. İlgisiz büyüyen, kötü her şeye açık olan her çocuk, iki ilgiyle büyüyen çocuk için tehlikedir. Yani bir kötü iki iyiyi yok eder. Uyuşturucuya alışan çocuklarımızın potansiyeli bu kadar çoksa, diğer çocuklar da her an tehlikede demektir. Tabii ki durum böyleyken anne babaya düşen görev, hepimizin az çok bildiği gibidir ve ayrı bir eğitim konusudur.
- En kısa zamanda tüm gençliğin enerjisini doğru yere yönlendirmek amacıyla spor salonları açılmalı ve burada profesyonel sporcular yetiştirilmeli. Çünkü okullarda sporun yeterli olmadığı bir gerçek.
Bu salonlar gençliğe bedava hizmet verecek.
- Ailelerin, çocuklarının arkadaşlarını hatta ailelerini tanıması ne kadar zorunluysa, okullarda ve spor salonlarında da çocukları takip etmek mecburi görev olmalıdır.
- Okullarda muhakkak uyuşturucuyla ilgili bilgi verilmelidir. Bu seminerler şeklinde de olabilir. Yanlış anlaşılmasını istemem. Anlaşılırsam da önemli değil. Ben, Spor Bakanı olsaydım ya da bir gün olursam tüm okullarda günde iki saat grup sporlarını şart koşardım.
Kısacası 3 önemli şey.
- Başını okşa.
- Spora teşvik et.
- Onunla kaliteli vakit geçir. Süre önemli değil.
Sonra eğitim de gelir, huzur da mutluluk da. Sağlıklı toplum olmak için, en, en, en önemlisi çocuklarımıza inanmayı öğretmeliyiz. Kendi başına kaldığında içindeki inancın kuvvetini hissetmelidir. Hayata güzel bakmasına sebep olacak inançları olmalı. Bu da en yakın önce Allah sonra anne-baba-kardeştir diye düşünüyorum. Çünkü, hayattaki en büyük tehlike insanın iç dünyasındaki karışıklık ve ona dur diyecek bir inancın olmayışıdır.
Sevgilerimle Hülya
UMUT: Benim yeğenlerim var. Ben bu acı tecrübeyi yaşadım, üstelik yeğenlerimden biri de yaşadı. Kendimi suçlu hissediyorum. Ailemin tek eksikliği bağımlılığımı öğrendikten sonra bu konuyu benimle hiç konuşmamaları oldu.
Ben yeğenlerime soruyorum, konuşuyorum. Arkadaşlarıyla tanıştım, gittikleri çevreleri dolaştım. Önce çocuklara açık olacak, sonra da güven ve sevgi vereceksiniz. Yeri geldiğinde onun rencide olmasını da bir yana koyarak, şüphe duyduğunuz an idrar tahlili yaptıracaksınız.
SEZAİ BİBEROĞULLARI: İnşallah bir süre sonra evleneceğim ve çocuğum olacak. Ama dünyanın gidişatı beni korkutuyor. Ne yapabilirim çocuğumu uyuşturucudan korumak için? Arkadaş olabilirim. Ne yaparlarsa yapsınlar evin iktidarı anne-babada. Arkadaş olmak demek her türlü etkinlik demek, kafeye giderim onunla.
Bu yaklaşımım olursa oğluma ya da kızıma karşı, içinde bulunduğu ortamda kimlerle arkadaşlık ettiğini bilirim. Hepsini tanıyıp, arkadaşlarıyla da arkadaş olurum. Ona güven de veririm.
Ben 2,5 yıldır temizim ama ilk günlerde annemle ağabeyim gözümün içine bakıyorlardı eve gidince ‘Acaba’ diye. Ama yıllar geçtikçe şimdi çok daha yakın olup bana güveniyorlar. Yine de hala ben Taksim’e gitmeye korkuyorum. Belli rahatlıktan sonra kullanmaya başlarım sanıyorum.
EGEMEN AKALIN: İnsan sosyal bir varlık. Başka arkadaşları da olacak. İlkokul çağına gelince anne babanın arkadaşlığı yetmez. Ben çok ilgiliydim. Ama bugünkü aklım olsa, bu maddelerle ilgili bu tehditle ilgili bilgi sahibi olmaya çalışırdım. Ben bu tehlikeden habersizdim. Mesela çocuğumun esrar içmeye başladığını anlamadım. Ama kıkırdamalar, kızılderili yürüyüşü yapmalar, tavla oynamak, satranç oynamak... Bizim ailede her şey vardı. Çocukları, gençleri nasıl koruyacağız? Spora yönlendirsek, imkanları olmayanlar ne yapsın? Okuldaki beden dersleri yeterli değil.
Profil olarak genç nüfus oranı bu kadar yüksekse, büyükşehirlerde yerel seçimler sonrası adaylar en azından genç nüfusa eğilmeli. Bakıyorum da seçim propagandasında yerleri yok gibi bir şey. Oysa bu bir devlet politikası olmalı. Çocukları meşgul etmek lazım. Nasıl bir toprak kaybı varsa ülkemizde, bir de gençlik kaybı var. TEMA nasıl ‘Kıbrıs adası kadar toprağımızı bir yıl içinde kaybettiğimizi’ söylüyorsa, bu da gençlerimizin erozyonudur.
Evde ortalarda ilaç bırakmayın
UMUT: Evde ilaçlar ortada gezmemeli. İlaç suistimali yüzünden çocuklar haplardan korkmuyor. Biz antibiyotikleri fütursuzca kullanıyoruz.
EGEMEN AKALIN: Haklısın. Şimdi kızım da ağabeyinden sonra başı ağrısa da aspirin bile içmiyor. Ben, çocuğumun başına gelenleri paylaştığımda, diğer aileler ‘Benim çocuğumdan uzak tutun’ dediler. Oysa bu çocuklara destek olmadığımız zaman, onlar da sokaktaki kullanmayan insanlar için tehdit!
NAHİDE KOÇYİĞİT: Son çıkışında ‘Anne ben de üretken olmak istiyorum. Takı yapıp satacağım’ dedi. Abdullah Şen de ona bir radyo programı ayarladı. Ama tüm esnaf onu tanıdı. Kim olduğunu biliyorlardı. İşi zorlaştı. Torbacılar geldi ve onu yine kandırdılar.
Apartmanın elektrik saatlerinin oraya eroin bırakıyorlardı. Kızım elinde sigarayla uyuyakalıp bizi yakacak diye sabahlara kadar başında bekliyordum. Mat mat bakıyor, korkuyorsun. Bulamadığında da, bulduğunda da agresifleşiyor.
ABDULLAH ŞEN: Avrupa’ya gönderilemeyen uyuşturucular iç piyasaya sürülecek. Bağımlı zaten ellerinde mevcut. Onların kullandığı miktar belli. Ne yapılacak, yeni bağımlılar yaratılacak! Uyuşturucuyla mücadele bir devlet politikası olmalı. Kitaplar bilgilendirecektir çocukları.
Filmler de çok önemli. Gençleri uyuşturucudan koruma derneğimiz var. Aileler ya da gençler www.gukod.org sayfasına girerlerse, buradan narkotik sayfasına da ulaşabilirler. Bir zamanlar Radyo Barış’ta bir program yapmıştım.
Bu programda uyuşturucu bağımlılığından kurtulmuş gençlere spikerlik şansı verip, onlara güvendiğimizi hissettiriyorduk. Sponsorluk yüzünden program bitti. Çok güzel dönüşler oluyordu o programa. Böyle yayınları daha büyük radyo kanallarında yapmak gerek. Çocukların deneyimlerinden yararlanmak lazım. Tabii hiç bulaşmamış çocuklar ve başlayıp bırakanlar farklı ele alınmalı. Şunu unutmayalım; Anne-baba da, doktor da her zaman başta kalamaz. Yapılabilecek en doğru şey, hiç başlamamak, hiç elini sürmemek. Çocuk en önemli kararı kendi verecek. Nedir o karar: ‘Kullanmamak!’