Güncelleme Tarihi:
Ne kadar zaman oldu bilemiyorum. Televizyonda, TBMM'de pankart açan gençleri görmüştüm.
Dinleyici localarında sessiz sadasız pankart açmışlardı. Pankartın üzerinde ‘‘Öğrenim hakkımız engellenemez’’ yazıyordu. Öğrenim harçlarının yüksekliğini protesto ediyorlardı.
Olay müthiş hoşuma gitmişti. Çocuklar demokratik haklarını kullanıyorlardı. Ama herkes benim gibi düşünmüyordu.
Nitekim, TBMM Başkanvekili olacak zatı muhterem, gençliğinde öğrenci lideri konumunda olduğunu unutmuş; gürledi:
‘‘Burası Yüce Meclis'tir. Burada böyle şey yapamazsınız. Görevlileri göreve davet ediyorum.’’
Bu sözlerin Türkçesi şuydu: ‘‘Bu kerataları yakalayın ve lazım geleni yapın.’’
Yaptılar. Çocukların hayatlarını söndürdüler.
Kimilerini ‘‘çeteci’’ ilan ettiler. Onlarca seneye mahkûm ettiler.
Sonra da tümü Yargıtay'da beraat etti.
Şimdi bunları yapanlar, varsa vicdanlarıyla baş başadırlar.
* * *
Peki o gün TBMM Başkanvekili şöyle deseydi:
‘‘Tamam çocuklar; derdiniz anlaşıldı. Şimdi vakar içinde locayı terk edin.’’
Sonra görevlilere hitap etseydi:
‘‘Çocukların salimen TBMM'yi terk etmelerini sağlayın. Kıllarına dokunmaya kalkan olursa hakkında soruşturma açarım.’’
Mesele kalmayacaktı. Çocuklar, TBMM'de vekillerini uyarı görevlerini yapmış olarak gideceklerdi.
Ve TBMM bu olayı düşünecek, konuya daha da iyi eğilecekti.
Belki de TBMM'nin bilmem kaç kilometre yakınında gösteri yapma yasağını fena halde saçma bularak kaldıracak, TBMM bahçesinde bir ‘‘demokrasi yolu’’ ihdas edecekti.
Göstericiler bu yolda, gruplar halinde pankartlarıyla sessizce yürüyebilecekler, vekillerine dertlerini yansıtabileceklerdi.
TBMM bahçesi, Beyaz Saray'ın önü gibi olacaktı.
Bunu yapmak için vakit geç değildir.
* * *
Benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta başkadır. Ben, ‘‘Hukuk toparlanmalıdır’’ diyorum.
‘‘28 Şubat'ın Anayasa'ya aykırı brifinglerinin etkisinden artık kurtulmalıdır’’ diyorum. ‘‘Hukuk, siyaset üstü olduğunu anlamalıdır’’ diyorum.
Çünkü aksi halde, devlet hukuku politize ederek, kendi temeline dinamit koymuş olacaktır. Aksi halde Susurluk çeteleri ortada kol gezerken, pankart açan çocuklar çeteci ilan edilecektir.
Devlet hukuku siyasete alet etmeye kalkışır, hukuk da buna boyun eğerse, hukukun saygınlığı kalmaz. Hukukun saygınlığı, devletin saygınlığı demektir.
Son Yargıtay kararları, hukukun baskıcı siyasete asil bir isyanıdır.
Bunun devamını diliyorum.