Yıldızlarla dolu bir hafta sonu: One Love Festival

Aralarında James Blake, Tom Odell, Metronomy, Hot Chip, Julian Casablancas + The Void, Everything Everything’in de yer aldığı 13 yabancı, 21 yerli toplam 34 sanatçının katılacağı festivalde müzikseverler Love, Union ve Into The Woods sahnelerinde bu eşsiz performansları izleme şansına sahip olacak. Özellikle James Blake’i Lifepark’ın müthiş doğasında izlemek için gerçekten sabırsızlanıyorum.

Festivale alanına ulaşım oldukça kolay: Hacıosman Metro Durağı ile Lifepark arasında 13:45 – 23:45 saatleri boyunca ring servisleriyle festivalciler Lifepark’a basitçe ulaşım sağlayabilirler. 23:00-01:00 saatleri arasında ise yine ücretli olarak Lifepark’tan Zincirlikuyu’ya gidecek ek ulaşım araçları olacak.

One Love Festival 14’ün günlük programı şu şekilde:
1. Gün: (13 Haziran 2015 – Cumartesi )

LOVE

(14:45) Palmiyeler
(15:45) Kim Ki O
(17:15) Sattas
(19:00) Metronomy
(20:45) James Blake
(22:30) Hot Chip

UNION
(14:15) Adamlar
(16:00), The Away Days
(17:45) Biz
(19:30) Fink
(21:15) Everything Everything
(23:00) Sapan

INTO THE WOODS
(14:00) Sevil Soylu
(15:30) Deniz Kabu
(17:30) Unus Emre
(19:30) Darren Roach
(21:00) Dayko & Jamiryo
(22:30) Ahmet Şendil

2. Gün: (14 Haziran 2015 – Pazar)

LOVE
(14:00) Norrda
(15:30) 123
(17:00) Ceylan Ertem
(18:45) Austra
(20:30) Tom Odell
(22:15) Little Dragon

UNION
(14:45) Barış Demirel
(16:30) Can Güngör
(18:15) José González
(20:00) The Ringo Jets
(21:45) Julian Casablancas+The Voidz

INTO THE WOODS
(14:00) Ali Murat Karakuş
(15:30) Batu Çelik
(17:30) Cem Salman
(19:30) Slow Hand
(21:30) Loulou Players

RUS KIZIL ORDU KOROSU’NDAN MÜZİK ZİYAFETİ

Rusya ile Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin 95. yılı çerçevesinde, IEG Live ve Sa Organizasyon işbirliği ve Rusya Büyükelçiliği’nin destekleriyle Rus Kızıl Ordu Korosu bu hafta sonu İstanbul’a geliyor.

13 Haziran Cumartesi akşamı saat 21:00’da, Zorlu PSM’de sahne alacak olan Rus Kızıl Ordu Korosu Barış Manço’dan, Tarkan’a, Pharrell Williams’tan Daft Punk’a yerli yabancı birçok unutulmaz sanatçının eserlerini müzikseverler için yorumlayacak.

Popüler şarkıların yanı sıra Rus halk şarkılarından klasik eserlere, Mozart ve Verdi gibi sanatçıların opera aryalarına da yer verilecek olan konser Ankara’daki müzikseverleri de unutmuyor. Tüm kadro 15 Haziran 2015’te ise Ankara Congresium’da sahneye çıkacak ve Ankaralılara da unutulmaz bir gece yaşatacak.

FLORENCE + THE MACHINE – HOW BIG, HOW BLUE, HOW BEAUTIFUL

Florence + The Machine, uzun zamandır üzerimde gezinen umutsuz bulutları dağıtan nefis bir albüm ile geri döndü. ‘How Big, How Blue, How Beautiful’ün prodüktörlüğünü Markus Dravs ve Paul Epworth üstlenmiş. İlk iki albümünden sonra biraz kendisine zaman veren Florence İngiltere’de evinde geçirdiği zamanını çok değerli bulduğunu belirtmiş. ‘Ceremonials’ turnesinden sonra kendisine 1 senelik izin veren Florence, bu sürede ne yapsa kendisini tatmin edemediğini, gittiği partiler, gezdiği şehirlerde bir türlü ona doğru gelmediğini, kendisini bir türlü huzurlu hissedemediği bir dönem geçirdiğini belirtmiş.

Tazelenmek için ve aslında yeni albüme odaklanmak için gittiği Los Angles ve Jamaica seyahatlerinin ona ‘How Big, How Blue, How Beautiful’u yazdırdığını anlatmış. Yeni albümü Florence’in kendini bulmak adına yoğun çaba sarf ettiği bir döneme denk geldiği için şimdiye kadar yaptığı en kişisel albüm olduğunu da belirtmeden geçmemiş.

Albüm için stüdyoya girdiği günlerde ona uğur getirdiğini düşündüğü mavi yağmurluğu ile şarkılarını söylediğini belirten sanatçı, bu dönemde Patti Smith’in ‘Just Kids’ kitabıyla kendi yolunu bulduğunu söylemiş. Sadece Patti Smith’in kitabıyla yetinmeyen Welch, ilham arayışları sırasında sık sık The Beatles, Rolling Stones, Fiona Apple, Tom Petty, Bruce Springsteen dinleyerek albüm için aradığı ‘sıkı’ sound’u bulmaya çalışmış.

Önceki iki albümünde daha karanlık şarkılar yazan şarkıcı, bu sefer ilk defa hayatın içinden şarkılar yazdığını belirtmiş. Dünyadan ve bu hayatta kaçmaktan ziyade, daha çok hayatı yaşamaya ve mücadelelere rağmen sevmeyi incelemiş yeni şarkılarında.

Florence Welch’in 3. albümünden çıkan ilk single ’What Kind Of A Man’ şubat ayında ilk yayınlandığında gerçekten bizi dev bir albümün beklediğini hissettirmişti. Hemen ardından klibiyle de ilk single’ı takip eden çalışma ‘St. Jude’ Mart ayında yayınlanırken, Florence esas bombayı Nisan ayında ‘Ship To Wreck’ ile patlattı. Muhtemelen birçok kişide de bende olduğu gibi ‘Dog Days Are Over’ hissi veren şarkı hakkıyla albümün A1 şarkısı olurken, albümün çıkmasına kısa bir süre kala yerini yeni single ‘Delilah’ a bıraktı.

Bütün bu single’lar birbiri ardına piyasaya çıkarken Florence albüm yayınlanmadan önce, hem de uzun süredir canlı performans vermemişken, Coachella’da sahne aldı. ‘Konserlerde kendimi kaybediyorum’ diyen Florence Welch gerçekten haklı olacak ki, Coachella performansının bir bölümünde sahneden izleyenlerin üstene atlayarak ayağını kırdı. Festivaldeki diğer 2 performansını alçıdaki ayağıyla daha çok oturarak tamamlayan Florence 1,5 ay kadar kendisine ve ayağına iyi bakarak şimdilerde albümün tanıtımında yine koşturmaya başladı.

Albümün standart versiyonunda 11 şarkı yer alırken, elbette 16 şarkılık deluxe formatı daha doyurucu. Özellikle deluxe formattaki ‘Hiding’ şarkısı kaçırılmaması gereken bir çalışma olmuş. 3. albümüne kadar hiç liste başı olma zevkini tatmayan Florence + The Machine ‘How Big, How Blue, How Beautiful’ ile Billboard 200 listesinde bu hafta birinci olarak kendisi için de bir ilki gerçekleştirmiş oldu. Kendisine piyasaya çıktığı ilk haftalarda rekor kırdıran ‘How Big, How Blue, How Beautiful’ Florence’i sevenler için harika bir armağan olacağını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Hatta yeni albümün müzik basınında aldığı kritiklere bakacak olursak Florence’in 3. albümü bu senenin en iyi albümleri listesinde ilk 5’e şimdiden göz kırpıyor demek abartı olmaz.

Yeni albümün de çıkışıyla, 2 haftadır sürekli dinledikten sonra kendim için bu yaz bir plan yapmaya karar verdim. Piyasaya çıktığı ilk günden beri canlı performansı için İstanbul’da gün sayan bir hayranı olarak, sanırım Florence’in daha fazla buraya gelmesini beklemeden ilk yakalayabildiğim Avrupa konserlerinden birisinde kendisine izleyeceğim. Dilerim 2015’te turnesi kapsamında Florence İstanbul’u da teğet geçmez.

YILDIZLAR:
Ship To Wreck
Delilah
Queen Of Peace
Long & Lost
Caught
Third Eye
Which Witch

OSCAR’IMI VERDİM GİTTİ:

What Kind Of A Man (şarkıyı çıktığında sevmiştim, ne hikmetse şimdi 4 ay sonra albüm yayınlandığında durmadan dinler oldum, sadece o enerji dolu girişi bile yeter de artar)

How Big, How Blue, How Beautiful
Hiding (Benim için albümün incisidir, Florence’in hiç bilmediğim farklı bir pop yönünü var bu şarkıda)

KARIŞIK KASET

Haziran ayının yeni single’ları ile liste şimdiden dolmaya başladı, ‘Karışık Kaset by Haziran 2015’ olarak listeyi takip etmekte fayda var.
Keyifli dinlemeler…

1) Florence+ The Machine – Third Eye
2) CAZZETTE – Together
3) MKTO – Bad Girls
4) Jamie XX feat. Oliver Sim – Stranger In A Room
5) Air Traffic Controler – On The Wire
6) Lola MArsh – You’re Mine
7) Beirut – No No No
8) Muse – Reapers
9) Steve Angello feat. Mako –Children Of The Wild
10) SOAK – Reckless Behaviour
11) Gallant – Learn To Fly
12) Dawes – Things Happen
13) The Maccabees – Marks To Prove It (Public Service Broadcasting Remix)
14) Rationale- Fast Lane
15) Woolfs and The Wondershow-Cages
16) Neon Indian – Annie
17) Above & Beyond – Peace Of Mind
18) Superwalkers- Judge Me
19) FIDLAR -40oz on Repeat
20) Kins- Young
21) Melanie Martinez – Pity PArty
22) Mas Ysa –Margarita
23) Billy Currington – Summer Forever
24) Leona Lewis – Fire Under My Feet (Benny Benassi Remix)
25) RAC feat Nate Henricks – Back Of The Car
26) Natalie La Rose feat. Fetty Wrap – Around The World
27) Young Empires – Sunshine
28) Bob Moses – Talk
29) Foxes – Body Talk
30) The Weeknd – Can’t Feel My Face