Paylaş
Bu bilgi, geçtiğimiz Cuma günü Simon Cowell’in önümüzdeki sezonda X Factor’un İngiltere formatında jüri olarak devam edeceğini açıklaması üzerine ortaya çıktı.
Fox Yayın Grubunu’nun da desteklediği bu karar sonrasında X Factor’un Amerika serüveni 3 sene gibi kısa bir dönemde sona ermiş oldu. Fox Yayın Grubu adına konuşan Kevin Reilly, ‘Simon Cowell olmadan bir X Factor olmayacağını, bu sebeple de programın da yayınına son verdiklerini’ açıklamış. Diğer yandan 2002 senesinden beri Amerikan Idol ile başlayan Fox ve Cowell birlikteliği de 12 sene sonra noktalanmış oluyor.
Formatın Amerika versiyonu Simon Cowell’in ayrılmasıyla sona ererken, Türkiye versiyonu da dün gece yayına başladı. Emre Aydın, Ziynet Sali, Armağan Çağlayan ve Ömer Karacan’dan oluşan jüri üyelerinin yaptığı aday elemeleri bakalım ilk gecesinde beklenen reytingleri yakalayacak mı?
SOFAR’DAN SÜRPRİZ KONUKLAR
Sofar Sounds Istanbul bu haftasonu 3. buluşmasını gerçekleştirdi. No Land, The Yarns, Stornoway ve Suli Breaks Sofar’ın Şubat ayı konuklarıydılar.
No Land ile başlayan konser akşamı nerdeyse ayakta duracak yer kalmayan evin her köşesinde müziği merakla dinleyen herkesi keyiflendirdi. Özellikle Kamil Hajiyev'in kendine has vokaline hayran oldum. Kendilerine ayrılan zaman sona erdiğinde gerçekten No Land gitmesin, daha çok şarkı söylesin çok istedim.
No Land sonrası The Yarns evin salonundaki sahnede yerini aldı. Aslında 4 kişiden oluşan The Yarns, Sofar için iki kişi olarak İstanbul’da sahne aldılar. Grubun vokali John McManus tüm şarkı aralarında Türkçe konuşmaya çalışarak hepimizi çokça gülümsetti. Kendi şarkılarının yanı sıra Orhan Gencebay’ın ‘Batsın Bu Dünya’ şarkısını da teklemeden cover’layan The Yarns, muhtemelen gecenin en eğlenceli anlarını bize yaşattı.
Sıra Stornoway’e geldiğinde, artık evi dolduran kalabalık iyiden iyiye ortama ve Sofar’ın samimi havasına alışmıştı. Oxford’dan gelen ekip bir önceki gece Salon İKSV sahnesinde başarılı bir konser vermiş, İstanbul’a doyamamış bir de Sofar’da gelip şarkılarını dinleyecek olanlarla paylaşmak istemişler. Hem bu kadar mütavazi olmaları, hem de müziğe ve Sofar’a böylesine önem vermelerinden ötürü kendilerine daha fazla sempati duydum. Sofar’ın son konuğu Silu Breaks belkide şimdiye kadar ilk defa dinlediğim farklı, şiirsel türde bir performansla geceyi tamamladı.
Tıpkı ilk iki Sofar konserlerinde olduğu gibi, misafir olduğum evden dinlediğim nefis müzikler sayesinde büyük bir keyifle ayrıldım. Organizasyonun özellikle yurtdışından katılan sanatçılar üzerindeki etkisini gördükten sonra artık daha eminim, Sofar bu sene İstanbul konserleriyle global alanda ismini daha çok duyuracağa benziyor!
REZONANS İLE FARKLI BİR PAZAR AKŞAMI
Arkadaşlarım sayesinde ilk defa ‘Rezonans’ı bu Pazar akşamı izleme şansına sahip oldum. Tecrübeli koristlerden oluşan topluluk; 2010 senesinden beri Borusan Müzik Evi, Aya İrini Müzesi gibi birçok prestijli mekânların yanı sıra birçok koro festivalinde ve Türkiye’nin farklı şehirlerinde performans veriyor.Biletleri tükenen konserin davetiyesinden, konserin verildiği mekan olan Santa Maria Draperis Kilisesi’ne kadar, tüm akşam baştan sona çok etkileyiciydi. Burak Onur Erdem’in şefliğindeki Rezonans’ın ‘Sonsuzluk Tınıları’ adıyla verdiği konser koronun 2014 senesindeki ilk konseriydi. ‘Sonsuzluk Tınıları’ konseri yakın geçmişteki birçok önemli bestecinin eserlerinden oluşan bir yelpazeyle bir saate yakın sürdü. İlk defa izleme şansına sahip olduğum bu topluluğu bundan sonra daha çok takip etmeye söz vererek, konser mekânından ayrıldım.
BROODS
Lorde’nin açtığı yoldan, Yeni Zelanda’dan çıkan yeni bir müzik hareketi ile karşınızdayım. Broods geçtiğimiz senenin sonlarına doğru ‘Bridges’ single’ı ile müzik dünyasında ilgileri kendilerine toplamayı başarmış bir ikiliden oluşuyor. Georgia Nott ve Caleb Nott kardeşler müzisyen bir ailenin iki kardeşi olarak, eğitim hayatları boyunca müzikten kopmadan yollarına devam etmişler. Profesyonel olarak müzik yapmaya başladıklarında ‘The Peasants’ adlı indie rock grubuyla yol alıp, çeşitli müzik ödüllerini evlerine götürmüşler.2012 senesinde grubun dağılmasıyla iki kardeş bu yola birlikte devam etmeye karar verip Broods’u kurmuşlar.
Spotify’da yeni müzik aranırken denk geldiğim grubu ilk dinlediğimde Imogen Heap’in vokal yaptığını sandım. Araştırıp, grubu ve detaylarını öğrenince Lorde’nin hemşerisi olduklarını öğrendim. Hatta birçok müzik yayını ikiliyi şimdiden 2014’ün en iyi çıkışlarından biri olarak ilan etmiş bile. Ocak ayının sonunda yayınladıkları grupla aynı adı taşıyan EP albümleri 6 şarkıdan oluşup, tarz olarak elektronik havalarda esiyor. İkilinin Ağustos’ta yayınlamayı planladıkları albümleri öncesinde şimdilik yayınladıkları Broods Ep’si ve 6 şarkıyla idare etmemiz gerekiyor. Auckland’dan çıkmış Broods’a bir de siz kulak verin.
YILDIZLAR:
Never Gonna Change
Bridges
Sleep Baby Sleep
OSCAR’IMI VERDİM GİTTİ:
Coattails
Paylaş