Paylaş
Grup geçtiğimiz haftalarda yeni şarkıları ‘Fool’s Crown’ı yayımladıklarında bir söyleşi ihtimali yeşerdi ufukta. Tekli yayımlandığı zaman bir araya gelemesek de, geçtiğimiz hafta yayımlanan EP’leri Unlimited Lunch Pack için bir araya gelip konuşma fırsatı bulduk. Bilmeyenler için The Ringo Jets’in kısa tarihçesi; yaklaşık 10 sene önce Tarkan Mertoğlu’nun o dönem grubu olan Kraker’ın davulcusu askere gidince Lale Kardeş grup durmasın diye yardım etmek için gruba giriyor. Zaman içinde gruba ikinci bir gitarist olarak Deniz Ağan ekleniyor ve üçlü aslında bu şekilde ilk defa o dönemde çalıyorlar. Daha sonra Lale grubun bateristi askerden gelince görevini tamamlayıp ayrılıyor. Ama bu üçlünün yakaladığı enerji orada kalmıyor, birlikte çalmanın keyfini unutmayan ekip birlikte müzik yapmayı isteyip bir prova yapıyorlar ve oradan sonra da bugüne kadar çalmaya devam ediyorlar. Lale o dönemi anlatırken, 2011 yazındaki heyecanları neyse bugün de aynı şekilde devam ettiğini belirtmem gerekiyor. Türkiye’de özellikle de İngilizce Rock Müzik yapmak, bunu bugüne kadar getirmek aslında o kadar da kolay olmadığı için, geçen 10 seneyi düşününce ‘hayat insanı çok güzel tokatlıyor ve beklememeyi öğreniyorsun’ diye ekliyor Lale. ‘Müzik yaparken çocuk gibi oluyoruz’ diyen Lale, kendi ürettikleri her şarkıda ilk günkü gibi büyük heyecan duyduklarının altını çiziyor.
Grubun 2011 senesinde çıkarttıkları ilk EP’leri ‘The Lunchpack’in yayımlandığı dönemi anlatırken Lale, o albümü kendilerinin cd’ye kaydettiğini, jelatinlerinin hepsini tek tek elleriyle hazırlayıp sınırlı sayıda bastıkları posterle tanıtım yaptıkları o dönemi anlatırken ben dahil hepimiz o zamana ışınlandık. Şimdi aynı EP daha önce yayımlanmamış olan ‘Fool’s Crown’ ile birlikte dijital olarak karşımızda. Yeni yayımlanan EP, hem geçmişe bir merhaba, hem de geleceğe yeni bir adım anlamına geliyor. The Ringo Jets ‘Unlimited Lunch Pack’i her zaman yapmayı sevdiğini şeylere tekrar döndüklerinin gösteren bir sinyal olarak görüyor. Özellikle yeni EP’deki ‘Tease’ grubun ilk yayınladığı orijinal hali olması belki de bu albümü en özel kılan detaylardan birisi.
Geçirdikleri 10 sene içinde neleri yapmak isteyip, neleri yapmak istemediklerini çok net anladıklarını belirten grup, geçtiğimiz kış onlarca şarkılık demo kaydettiklerini fısıldadılar. Grup üyeleri kaydettikleri yeni demolar hakkında oldukça heyecanlı oldukları için, ben de bu şarkıların detayları hakkında ne söylerlerse pür dikkat onları dinledim. Özellikle 2 sene önce yayımladıkları ‘Yadigâr’ EP’lerinden sonra Türkçe şarkı yapma konusundaki motivasyonlarını sorduğumda yeni demoların yarısının Türkçe, yarısının İngilizce kayıtlarla dolu olduğunu belirttiler. ‘Sağ gösterip, sol vurmamız bizim alametifarikamız’ diyen Lale, albüme giden yolda neler olacağını kendilerinin de merakla beklediklerini ekledi. Yaz boyu yeni şarkıların kayıtlarıyla meşgul olacaklarını belirten The Ringo Jets yeni şarkılarını muhtemelen bu sene bitmeden dinleyicisiyle paylaşmayı hedefliyor. O zamana kadar da yeni EP’leri ‘Unlimited Lunch Pack’ bizi yeni şarkılara hazırlayacak.
Yeni Çıkış
Armageddon Turk - Anadolu Lo-fi
Geçtiğimiz hafta Garaj müzik etiketiyle nefis bir albüm yayımlandı: Armageddon Turk – Anadolu Lo-fi. Armageddon Turk, Orkun Tunç ve Zag Erlat’ın yarattığı bir müzikal birliktelik. Albümün temeli pandeminin ilk günlerinde atılıyor. İstanbul ve Londra’daki evlerinde prodüksiyon üzerine çalışarak, Anadolu türküleri ve anonim eserlerin lo-fi hiphop, chillbeat tarzlarında yeniden yorumladıkları 10 şarkılık ‘Anadolu Lo-fi’ albümünü tamamlamışlar. Albümün gitar kayıtlarında Kaan Çelik Metin, trompette Ege Cengiz, kemençede Nevbahar Özel, tarda Nevcivan Özel ve piyanoda ise Gonca Feride Varol eşlik etmiş.
Zag Erlat ve Orkun Tunç ile bu proje albüm için bir araya geldik ve detaylarını konuştuk. Bu albümü yapmayı hem Orkun, hem de Zag birbirlerinden habersiz bir şekilde her zaman isteklilermiş. Bir gün Orkun ekip arkadaşını arayıp aklındaki bu projeden bahsedince ikisi de gözlerinin önündeki hazineyi bulmuşçasına büyük bir heyecanla repertuar hazırlığına girişmişler.
‘Anadolu Lo-fi’daki müziklerin aslında biz olduğumuzun altını çizen Armageddon Turk, bizleri bir arada tutan, birbirimizi daha sıkı bağlayan melodiler olduğunun altını çiziyor. İkili bu projeyi yaparken bir yandan da bu melodilerin bir anlamda miras olduğunu vurgulayarak, bunun gelecek jenerasyonlara bir armağan olmasını istediklerini belirtiyorlar.
Albümdeki şarkılardan hangisi sizin için daha farklı dediğimde seçimler farklı farklı oldu. Orkun, bir gün Chet Baker plağı dinlerken ‘Gamzedeyim Deva Bulmam’ı Chet Baker çalsaydı nasıl olurdu?’ diye hayal ettiğini söylüyor. Bu şarkıyı o bakışla düzenleyip Ege Cengiz’in trompet kaydıyla nefis bir hale getirmiş. Dolayısıyla bu şarkının kendisi için yeri bambaşka olduğunu belirtiyor. Zag Erlat ‘Dere Geliyor Dere’yi seçiyor. Lisedeyken bu şarkıyla bir yarışmaya katıldıklarını aktarıyor. Ne zaman bu şarkıyı duysa 19 yaşındaki o heyecanlı günlere ışınlandığını belirten Zag, bu sebeple ‘Dere Geliyor Dere’ üzerinde başka bir tutkuyla çalıştığını o yüzden de kendisi için yerinin özel olduğunu söylüyor.
Dinleyicinin yorumunu çok merak ettiğim için nasıl bir karşılık bulduklarını sorduğumda ikisinin de yüzleri gülüyor. Özellikle genç kitleden hiç ummadıkları kadar pozitif yorum ve mesaj aldıklarını belirten Orkun ‘amacımıza ulaştığımızı görüyoruz’ diyor. Bu şarkıların birçok versiyonu daha önceden defalarca yapıldığını belirten ikili, kendi dokunuşlarıyla gençlerin de bu müziklere ilgi göstermesine katkı sağlamak istediklerini belirtirken, şarkılara gelen yorumlarla bu hedefe ulaştıkları için çok mutlu olduklarını gizlemiyorlar.
‘Anadolu Lo-fi’ albümü yolda giderken, çalışırken, bir şeyler okurken yani aslında günün her anına rahatlıkla eşlik edecek dinlerken de dinlendiren, hatta farkında olmadan ana odaklanmanıza katkı sağlayan nefis bir proje olmuş. Şu sıra yayınlamak üzere oldukları klipleri üzerinde çalışan Armageddon Turk ‘Anadolu Lo-fi’ albümünün bir başlangıç olduğunun müjdesini verirken, bu projeye nokta değil virgül atıp, devamında sürprizlerle gelebileceklerini belirtiyorlar.
Yıldızlar: Hey Onbeşli, Havada Bulut Yok, Burçak Tarlası, Çökertme
Oscar’ımı Verdim Gitti: Gamzedeyim Deva Bulmam, O Yar Gelir, Dere Geliyor Dere
Merve Çalkan – Tekinsiz
Haftalardır bu şarkıyı bekliyordum. Bir önceki teklisi olan, Mabel Matiz’in hünerli ellerinden çıkan, ‘Aşkı Bana Getir’ yayımlandığında beni yaz günlerine götürüp orada bırakmıştı. ‘Aşkı Bana Getir’ yayımlandıktan bir süre sonra yolda yepyeni bir şarkısının da olduğu sinyalini veren Merve Çalkan geçtiğimiz hafta yeni şarkısı ‘Tekinsiz’i yayımladı.
‘Aşkı Bana Getir’in hepimize aşıladığı disko ruhunu bir yanda dursun, Pose Records etiketiyle geçtiğimiz hafta yayımladığı ‘Tekinsiz’ de Merve Çalkan şarkıları arasında çok özel bir yere sabitlenecek diye düşünüyorum.
Söz ve bestesi Mabel Matiz imzalı ‘Tekinsiz’i ilk defa dinledikten sonra şarkı beni Mabel Matiz’in ‘Yaşım Çocuk’ albümüne götürdü. Mabel’in edebiyatı o kadar ince detaylar içeriyor ki, ‘Yaşım Çocuk’ albümü benim için bu anlamda hep çok değerlidir. Merve’nin içe işleyen zarif vokaliyle, Mabel’in kaleminden çıkan ‘Tekinsiz’ büyülü bir şarkıya dönüşmüş. Bu ikilinin uyumu dilerim daha çok meyve verir. Düzenlemesini Volkan Karaman’ın yaptığı şarkının klibini ise Volkan Yıldız çekmiş. Merve Çalkan’ın arayı açmadan ‘Tekinsiz’ ile yoluna devam etmesi bir dinleyici olarak beni çok mutlu ediyor. Bakarsınız yaz sonu, ya da belki de sonbahar, Merve bize yeni bir şarkı daha fısıldar diye kendi kendime umutlanıyorum.
Paylaş