Paylaş
Hafta sonu 55. Antalya Film Festivali’nde ilk defa izleyicisiyle buluşan bu özel belgesel, son senelerde müzik üzerine yapılan en içten ve doğal işlerden biri olmuş. Bu özel proje sayesinde Erkan Güleryüz’ü de tanımış oldum. Erkan, müzik aşkıyla içi içine sığmayan, pozitif ve sürekli yeni bir proje üretmek isteyen çok özel bir sanatçı.
Bu özel gecenin ardından, üretim süreci yaklaşık 1.5 yıla uzanan ‘Sezen Sokakta’ üzerine konuşmak için Erkan Güleryüz ile bir araya geldik. Hem Sezen Sokakta projesinin ortaya çıkış hikâyesini, hem de Erkan’ı yakından tanıma fırsatı buldum.
Söyleşimizin detayları için buyurun:
Erkan Güleryüz'ü kısaca tanıyabilir miyiz?
Merhaba Hikmet’cim öncelikle bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim. 1975 yıllında Almanya’da doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi Aydın’da tamamladıktan sonra müzik eğitimim için İ.T.Ü. Türk Müziği bölümüne başladım.
Kariyerim ile ilgili dönüm noktası 1995 yılında katıldığım müzik yarışması POPSHOW 95 oldu. O gece iki şarkı ile birden dereceye girdim. Yarışma sonrası 1996 Eylül ayında ilk albümüm “İstanbul Bekliyor” yayınladım. O zamandan bu zamana halen müzik sektöründe şarkıcı, besteci söz yazarı, prodüktör olarak çalışmalarıma devam ediyorum.
Erkan Güleryüz’ün yayınlanmış 3 tane albümü, 4 single’ı var. Son albümünüz 'Organik'te Sezen Aksu ile birlikte söz ve müziklerinde imzanız var. Sezen Aksu ile nasıl bir araya geldiniz?
Evet ‘İstanbul Bekliyor’, ‘Yegane’ ve ‘Organik’ full albümlerim. Bunların yanı sıra, ‘5’te Beş’, ‘İstanbul Bekliyor Remix’, ‘Beni Yollara Yazmışlar’ ve ‘Hoş geldin’ single albümler diye biliriz. Benim Sezen Hanım’la tanışma hikâyem ‘Yegane’ albümü ile başladı. ‘Yegane’ Sezen Hanımın şarkısı ve bu şarkıyı almak için girişimlerde bulunduk. Bir uçak yolculuğu esnasında Sezen Hanımın ekibinden Çağdaş bey; “bakın ‘Yegane’ böyle yorumlandı deyip” beni dinletmiş.
Böylece yorumum ve benim hakkımda fikri oluşan Sezen Hanım ile müziği araç olarak kullanıp bir bağ oluşturduk. Daha sonrasında bir konser sonrası kuliste tanışma ki o gün inanın hayatımın en heyecanlı günlerinden biriydi. 10 dakikalık mini bir sohbetten bir ay sonra telefonum çaldı. Bir dizi müziği için hazırladığı ‘Esmer’ şarkısını benim sesimden, yorumumdan duymak istemiş Sezen hanım. Şarkı çok beğenildi ve böylece müzik hayatımda Sezen’li yıllar profesyonel olarak da başlamış oldu.
Sezen Hanım ile çalışmak nasıl bir duygu?
Valla şöyle söyleyeyim öncelikle gurur verici bir deneyim ve de Sezen Hanım ile birlikte çalışmak hiç bitmesini istemeyeceğiniz bir üniversite gibi diyebilirim. Onun olağanüstü tecrübelerinden faydalanmak bir müzisyenin başına gelebilecek en kıymetli şeylerden.
'Sezen Sokakta' projesi nasıl ortaya çıktı?
‘Sezen Sokakta’, özünde pop sektöründe kısır döngüye ve tekelleşmeye bir başkaldırı diyebilirim. Bu isyan beni daha özgün ve daha önce yapılmamış bir şeye doğru itti. Sevgili Sezen Aksu’nun menajeri Çağdaş Bey ile tam da bu konuları masaya yatırdığımız bir öğlen yemeği yedik İstiklal’de. Yurt dışındaki işlerin özgünlüğü ve doğallık kavramının üstüne saatlerce sohbet ettiğimiz bir yemekti. Yemek sonrası vedalaştık ve ben İstiklal ‘de yürümeye başladım. Aklımdaki deli düşüncelerle an kendi düşünce hızıma yetişemiyor gibi hissettim. Bir anda karşıma İstiklal ’de çalan bir sokak müzisyeni çıktı ve her şey o an da bir film şeridi gibi gözümün önünde belirdi. Aklıma ilk gelen cümle şu oldu “Sezen On The Street’ ve gerisi zaman içinde oluştu olgunlaştı bu halini aldı.
Bu özel projedeki grupları nasıl seçtiniz, kaç grupla görüştünüz?
Projeyi başlatmaya 2017 Nisan ayında karar verdik ve iki kişilik sokak müzisyeni araştırma ekibi oluşturduk. Başta İstanbul olmak üzere birçok ilden müzisyen videoları gelmeye başladı. Anladık ki hem sokakta çalanlar, hem de sokakta çalıp artık bu müziğini farklı yerlerde icra edenler de var. İnternet üzerinden yaptığımız araştırmalar da eklenince projeyi üç ana başlıkta oluşturmaya karar verdik.
Buna göre halen sokakta müzik yapanlar, sokakta müzik yaparak müzik kariyerlerine başlayıp kendilerine oluşturdukları kitleler ile kendi özgün konserlerini vermeye başlayanlar ve son olarak da hiç sokakta çalmamış ama bu proje için sokakta müzik yapmanın doğallığını Sezen Aksu şarkıları ile deneyimlemeyi aşkla kabul eden profesyonel müzisyenlerden oluşan nefis bir kadro oluşturduk.
Çekimler çok özel mekanlarda gerçekleştirilmiş, yönetmen Bedran Güzel ile çalışmak nasıldı? Çekimler ne kadar zaman aldı?
Çekimlerin yerleri gerçekten de çok özel oldu. Burada projenin yazarı olarak şarkıların hissiyatına göre alanlar ve yerler seçmeye özen gösterdik. Örneğin projeye Fransa’dan katılan hanım sanatçımız Eleonore, ‘Sezen Sokakta’da ‘Ben Annemi İsterim’ şarkısını söyledi. Karadeniz kadınını anlatan bu Sezen şarkısının çekimlerini Trabzon’da gerçekleştirdik.
Bedran’a gelince zaten son yıllarda tüm projelerimin video kliplerini Bedran çekmişti. Hem eskiden beri gelen dostluğumuz, hem de olağanüstü yakaladığımız birlikte çalışma uyumu bu projeyi ilk olarak Bedran ile paylaşmama sebep oldu. Projeyi ilk anlatırken ve grupları bilgisayar üstünden tanıtırken ki Bedran’ın yüzünde gözünde ve kalbinde olan heyecanı hiç unutamıyorum. Zaten olağanüstü yetenekli olan Bedran proje için oluşturduğu sinema dili ile ne kadar özel bir birliktelik yaptığımızın kanıtı oldu. İyi ki sevgili Bedran ile birlikte oluşturduk bu projeyi. Ön hazırlık sekiz ay, çekimler dört ay, geri kalan dönemde post prodüksiyon aşaması dersek on sekiz aylık bir çalışma oldu diyebiliriz.
Belgeselde seslendirilecek Sezen şarkılarını nasıl seçtiniz? Onlarca şarkı arasından bunlara karar vermek çok zor olsa gerek.
Bu projede ki en önemli özelliklerinden birisi de bu soruya vereceğim cevap olacaktır. Tüm katılım gösteren müzisyenler kendi Sezen şarkılarını kendileri seçtiler. Biz hiçbir şeye müdahale etmedik ne şarkı seçimine ne de düzenlemesine. Sadece projeye Fransa’dan katılan Eleonore için şarkıyı ben seçtim. Hem Fransız olması, hem de Sezen Hanım’ın ‘Işık Doğudan Yükselir’ albümünden haberi olmayabilir düşüncesi ile proje içindeki “Ben Annemi isterim” benim seçimim oldu.
10 grubun da performansı ayrı güzel, özellikle Kapadokya'daki performans çok etkiledi beni. Biraz onun hakkında sizin duygularınızı öğrenmek isterim.
Kapadokya çekimleri bir rüya gibiydi. Öyle bir havayı yakalamak için iki gün bekledik ve şansımız da yaver gitti. Muhteşem bir gün doğumunda, balonların eşliğinde Demircan Demir’in kendi yapımı olan ’Dertbaz’ adlı enstrüman ile ‘Vazgeçtim’i olabilecek en sade şekilde seslendirdik. Şarkının etkisi zaten çok yüksek, yönetmenimiz Bedran da muhteşem bir görsel şölene dönüştürdü.
Antalya Film Festivali'nde filmin ilk defa gösterime girmesi de çok önemli, festivale nasıl dahil oldu film?
Ben 19 yıldır Antalya’da şarkı söyleyerek müzik kariyerimi devam ettiriyorum. Filmi elimize alınca bu değerli projenin uluslararası bir film festivalinde ilk gösteriminin olmasını çok hayal ettim. Gerekli tüm görüşmeleri yapıp filmi izlettikten sonra zaten arkası geldi.
Ne mutlu bana ki izleyen herkes de aynı etki aynı duygu ve hissiyat oluşuyor. Filme gösterilen bu ilgi müziğin birleştirici gücünün doğal yansıması. Bu durum ancak ve ancak Sezen Aksu şarkıları ile olabilirdi.
Sezen Sokakta diğer festivalleri de gezecek mi?
Bu benim ilk festival tecrübem ama Sezen Sokakta’yı mümkün olan her yerde hem film, hem de konser etkinlikleri ile tanıtmak istiyorum. Projenin ana sponsoru fizy ile birlikte planlamaya devam ediyoruz. Önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Paylaş