Paylaş
Biletleri geçtiğimiz Aralık ayında satışa çıkan ve dakikalar içinde tükenen bu olay konser için 7.5 aydır büyük bir sabırsızlıkla bekliyordum. Bilet satışını başarıyla tamamlayıp aylardır konser gününü beklerken bir yandan da göz ucuyla grubun turnesinde gittiği diğer ülkelerdeki konser performansını, hangi şarkıları seslendirdiğinin detaylarını takip edip İstanbul konserine adım adım hazırlandım.
Placebo denince benim için akan sular duruyor. Daha önce İstanbul’da verdikleri Rock’n Coke, Park Orman, Kuruçeşme Arena gibi efsane konserlerinden deneyimle bizi nefis bir akşamın beklediğini bildiğimden heyecanım konser günü geldiğinde en üst seviyeye ulaştı. Pandemiden sonra çıktıkları yeni turnelerinde İstanbul’a da gelmiş olmaları, benim için bu senenin en güzel anlarından biri oldu.
İngiliz grup bu sene mart ayında sekizinci stüdyo albümleri ‘Never Let Me Go’yu yayımlamıştı. 26 senedir hayatımızda olan, şarkılarıyla acılara biber katan, üzüntüleri körükleyen, melankolinin rock temalı prensleri her biri inci güzelliğindeki 7 albümden sonra nefis bir yeni albümle bu sene müzikseverlerin karşısında çıktı. Pandeminin kasveti ve zor geçen 2 yılın ardından Placebo’nun yepyeni bir albüm ile geri dönmesi, üzerine de yeni turnesi kapsamında İstanbul’a da gelmeleri hayranları için herhalde en güzel hediye olsa gerek. Konserde ön grup olarak Hedonutopia’nın yer alması benim için ayrı bir mutluluk sebebiydi. Placebo’yu sabırsızlıkla bekleyen kitleyi daha iyi sakinleştirecek bir grup düşünemiyorum.
18 Temmuz akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde konser veren Placebo hazırladığı setlist’te 18 şarkıyla bizleri mest etti. Sonda söyleyeceğimi şimdi yeri geldiği için söylemek istiyorum, grup enerjisinden gram kaybetmemiş. Belki daha cool olduklarını söyleyebilirim ama performans kalitesi bakımından bence sanatlarının altın dönemindeler. Deyim yerindeyse cayır cayır çalıp söyledikleri bu gecede, onları izlediğim en ilk konserlerindeki kadar enerjik ve heyecanlılardı.
Konserde 8 şarkının son albümleri ‘Never Let Me Go’dan olmasına rağmen kalabalığın şarkılara eşlik etmesi grubu da ziyadesiyle mutlu ettiğini düşünüyorum. Konser başlamadan önce sahneye yansıtılan uyarı mesajıyla performans sırasında cep telefonuyla çekim yapılmamasını, onun yerine konser anının tadının çıkartılması konusunda dinleyicisini uyaran ingiliz grup bu mesajı konser sırasında sözel olarak da tekrarladı.
Sanırım beşinci ya da altıncı şarkıdan hemen önce cep telefonuyla konser sırasında görüntü alan izleyenlerine oldukça sert bir çıkış yapan grubun vokali Brian Molko ‘beni kızdırmayın’ diyerek hepimize ayar verdi. Bu tavrını gereğinden fazla sert ve gereksiz bulduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim. Konserin o anından sonuna kadar bendeki endişe balonu hiç inmese de yine de grubun performansı beni fazlasıyla memnun etti. Sahneye oldukça yakın bir bölgeden takip ettiğim konserde etrafımdaki herkes arkasındaki kişi konseri rahat görebiliyor mu diye çeşitli kibarlıklar yaparken bunun şoku bir yana Brian Molko’nun cep telefonu kullanmayın azarı benim için bu geceye dair hatıralarımda özel bir yer etti.
Etkinlikte kalabalığın koptuğu anlar elbette eski şarkıların sırasının geldiği bölümlerdi. ‘Special K’yi çalmış olmaları benim için sürpriz olduğu gibi ‘Every Me Every You’yu çalmamaları da bir o kadar şok ediciydi. Konser setlist’i çıkışta duyduğum yorumlara göre bir kısım izleyiciyi üzmüş olsa da, yeni şarkıların canlı performansını izlediğimiz için ayrıca mutlu olduğumu belirtmeliyim. 'Fix Yourself’ ve ‘This is What You Wanted’ı da çalsalardı sanırım mutluluğum daha büyük olurdu. Kapanış Kate Bush cover’ı ‘Running Up That Hill’ ile olması beni bundan 16 sene önce Rock’n Coke performansına ışınladı. O konserin de kapanışını ‘Running Up That Hill’ ile yaptıklarında kalabalık bugün olduğu kadar dev bir sevgi göstermemişti. Sanırım bunda ‘Stranger Things’in payı büyük olsa gerek. Dizide de olduğu gibi konserin bu son en yüksek anında, Zorlu PSM’deki Placebo aşkı hepimizi tüm korkulardan ve kötülüklerden uzaklaştırıp bizi en saf ve mutlu olduğumuz o anda askıda bıraktı.
Paylaş