Paylaş
En son geçtiğimiz yaz One Love Festival’da Park Orman’da izlediğim Mogwai 10 gün sonra Volkswagen Arena’da sahne almak üzere İstanbul’a geliyor.
Pozitif Live’ın organizasyonuyla 3. kez Türkiye’de konser vermeye hazırlanan Mogwai’den Barry Burns ile konser öncesi çok keyifli bir söyleşi yaptık. Bu yazıyı tamamen Mogwai’ye ayırmak istedim bu yüzden.
Kendinize bir iyilik yapın, 13 Şubat akşamı Mogwai konserine gidin derim. Canlı performansıyla sizleri büyüleyeceklerine eminim!
Yakın zaman önce “Music Industry 3. Fitness Industry 1.” isimli bir EP çıkardınız. Albümün adına bakılırsa müzik endüstrisi savaşı kazanıyor diyebilir miyiz? Sahi, bu isim nereden aklınıza geldi?
Barry Burns: Muhtemelen alkolün su gibi aktığı konser sonrası partilerinden birinde ortaya çıktı. Aslında kimse hatırlamıyor, ama sanırım "akşamdan kalmışlığın ertesi sabah otelin spor salonuna gitmeye karşı elde ettiği zaferden" çıktı.
Şarkılarınızın çoğunda söz olmadığını biliyoruz, ‘Teenage Exorcists’te de söz olmasaydı aynı video klibi çeker miydiniz?
Barry Burns: Muhtemelen "evet". Belli bir anlamı veya müzikle ilgisi olan video klipler hiç çekmemiştik. Bu sefer çektiğimiz gerçekten iyi ve anlamlı olmuşsa bu harika.
Geçen yaz İstanbul'daydınız ve One Love Festivali'nde sahne aldınız. İstanbul'a daha önce de gelmiştiniz, son geldiğinizde aldığınız tepkiler nasıldı? Hayranlarınız Şubat'ta sizi yeniden görmek için sabırsızlanıyor.
BB: Son geldiğimizde harika vakit geçirmiştik. Hem konser muhteşemdi hem de İstanbul'u gezmekten büyük keyif almıştık. İstanbul biraz Tokyo'ya benziyor, duygulara hitap eden bir şehir. Yapacak çok şey, gezecek çok yer ve dost canlısı harika insanlar var.
‘The Fountain’ bende etkisi büyük olan filmlerden biri. Mogwai hakkında bilgi toplarken, filmin orijinal soundtrack'ine katkıda bulunduğunuzu öğrendim. O projede çalışmak nasıldı? Özellikle de bir Darren Aronofsky filmi için beste yapmak?
BB: Aslında sözleri de ona ait olan bir Clint Mansell bestesini yorumlamıştık. Hit filmlerin nasıl çekildiğini ve ne kadar insanın görev aldığını görmek bizi şaşırtsa da harika bir deneyimdi. Sarf edilen emek gerçekten inanılmaz.
Arkadaşlarıma en sevdikleri Mogwai albümünü sorduğumda farklı yanıtlar aldım. Aynı albümü söyleyenlerin sayısı çoğunlukta değildi. Hayranlarınızın bu kadar farklı bakış açılarına sahip olduğunu hiç düşünmemiştim. Sizce bunun nedeni her albümün farklı unsurlarını ön plana çıkaran geniş bir müzik hayranı kitlesine sahip olmanız mı?
BB: Sanırım öyle. Dinleyici kitlesinin yıllar içerisinde değiştiğini gözlemliyoruz ve hem insanlar hem de yaş grupları sürekli değişiyor. Bizim için de sadece belli bir demografik kitleye hitap etmemek harika.
Bir makalede Stuart'ın ‘Okyanustaki köpekbalıkları gibiyiz’ dediğini okumuştum. Aralıksız çalışmaya ve üretkenliğe dayalı müzik yaklaşımınız nedeniyle böyle söylemişti. Yakın zaman önce EP albümünüzü çıkardığınıza göre yeni albüm de yolda diyebilir miyiz?
BB: Evet, yeni albüm için söz yazmaya başladık (daha doğrusu "başladım"), ayrıca birkaç soundtrack üzerinde de çalışıyoruz. Bu kesintisiz bir süreç, ne de olsa "müzik yapmayan bir müzisyen nedir ki?"
Mogwai farklı bir müzik tarzına sahip. Daha önce hiç yapmadığınız bir şeyler denemeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız bunun tarzı ne olurdu?
BB: Kendi tarzımızı bozmadan farklı şeyler denemeye çalışıyoruz. Aniden hip-hop veya operaya geçiş yapmak anlamsız olurdu diye düşünüyorum. Belki “Mogwai'nin farklı projeleri” şeklinde karşınıza çıkabilir.
Şarkılarınızda genelde söz yok. Şarkı adına nasıl karar veriyorsunuz? Üstelik şarkılarınızın adları oldukça orijinal. Örneğin ‘Remurdered’ ve ‘Master Card’ın hikâyesi ne?
BB: Remurdered, dövülerek ölüme terk edilen biri hakkında bana hikâye anlatan bir tanıdığımın karanlık bir hikâyesi. Bu olayda adamı gömmek üzere geri döndüklerinde adam orada yokmuş ve onu arayıp tekrar bulduktan sonra gerçekten öldürmüşler. Mastercard'ın ise diğer pek çok şarkı adı gibi hiçbir anlamı yok.
Çocukluğunuzu düşündüğünüzde, müzik hakkında hatırladığınız ilk şey nedir?
BB: Bob Dylan, Abba ve Diana Ross... Bir de hatırladığım ilk müzikal olan Amerika'da yayınlanan The Incredible Hulk isimli TV programı.
Müzik kariyerinizde 20. yılınızı doldurdunuz. Tüm kayıtlarınıza baktığınızda, geçmişte yaptığınız bir şarkıyı değiştirebilme fırsatınız olsa bu hangi şarkı olurdu?
BB: Sanırım hiçbir şarkıyı değiştirmezdim, çünkü kötü olanlar dahil hepsi o anda düşündüklerimizin birer enstantanesi. İnsanlar daha değersiz işlerle de barışık olmalı ve hepsinden farklı bir fayda sağlayabilmeli bence.
Siz son zamanlarda kimleri dinliyorsunuz? Sizce 2014'ün en başarılı albümü hangisi?
BB: “Run The Jewels 2” ve Richard Dawson'dan “Nothing Important” muhteşemdi. Plaid'in geçen yıl çıkardığı “Reachy Prints” isimli uzunçalar da bence harikaydı.
‘Rock Action’ isimli bir plak şirketiniz var. Müzik endüstrisinin ticaret tarafında bulunmak farklı bir şey mi? Kendi plak şirketinizle albüm yapacağınız yeni yetenekleri nasıl seçiyorsunuz?
BB: Diğer plak şirketlerinde şimdiye kadar sahip olamadığımız kontrolü elimizde bulundurmak iyi bir şey … Doğru ve yanlış tüm kararların kontrolünü elimizde bulundurmak. Müziklerini beğendiğimiz gruplara albüm çıkarmaya karar veriyoruz. Çok küçük bir şirket olduğumuzdan aslında o kadar üretken bir plak şirketi değiliz, ancak şimdiye kadar gayet iyi gittik ve büyük keyif aldık.
Bu röportaja zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim, eklemek istediğiniz bir şey var mı?
BB: Ekleyeceğim bir şey yok, İstanbul’da hayranlarımızla buluşmak için sabırsızlanıyoruz sorularınız için ben teşekkür ederim!
KARIŞIK KASET
Mogwai’nin önceki hafta İsviçre’de Antigel Festivali’nde verdiği konserin setlist’ini Karışık Kaset bölümünde sizlerle paylaşmak istedim. Muhtemelen İstanbul konserinde de benzer bir şarkı listesiyle karşılaşacağız.
1) Heard About You Last Night
2) Friend of the Night
3) Cody
4) Rano Pano
5) Ex-Cowboy
6) I'm Jim Morrison, I'm Dead
7) New Paths to Helicon, Pt. 2
8) White Noise
9) How to Be a Werewolf
10) New Paths to Helicon, Pt. 1
11) Remurdered
12) We're No Here
Bis:
13) Hunted by a Freak
14) Mogwai Fear Satan
Paylaş