Paylaş
Kendisinin bu festivalde hangi performansı merakla beklediğini sorduğumda cevabı çok netti ‘Men I Trust’. Prodüksiyon niteliklerinin ilgisini çektiğini belirtirken, canlıda bu müziği nasıl yansıtabildiklerini çok merak ettiğini ekledi.
Can Güngör ile en son geçtiğimiz Ocak ayında konuşmuştuk. Aradan geçen 7-8 ay sonra, pandemi sonrası, ekonomik krizler, dalgalı gündemler derken hayatın nasıl aktığını ondan duymak istedim. Hayatının tamamen müzik ve üretim dolu bir dönemde geçtiğini belirten Güngör, bu dönemde birçok şarkı yaptığını belirtti. Büyük Ev Ablukada’nın Yangın / Akvaryum’unu yaptıklarını, şimdilerde albüm üzerine çalıştıklarını aktardı. Hayatının epey yoğun ve üretim dolu olduğunu söyleyen Can Güngör, uğraştığı bütün müziklerin çok güzel ve ilham verici olduğunu, bu sebeple de gündeme kendini kaptırmadan işlerine gömüldüğünü belirtti.
Pandemi herkesin hayatında bir şekilde değişimin kaynağı oldu. Can Güngör’de bu yansıma nasıl olduğunu sorduğumda, kendisi de müzik üretim biçimini biraz değiştirmek istediği bir dönemden geçtiğini belirtti. Daha önceleri stüdyo odaklı çalıştığını, pandemi sonrası daha çok evde çalıştığını aktardı. Kimi zaman bir prodüksiyonun %80’i evde bitmiş olması, evde pijama-terlik halindeyken gelen ilhamı yakalamanın verdiği mutluluğun altını çizdi. Özetle eskiye nazaran daha hızlı ve akışkan olmaya çalıştığını beilrten Can Güngör bunun pandemide kendisine koyduğu meydan okumalardan birisi olduğunu da vurguladı.
Geçenlerde bir plak dükkanında gezinirken ‘Silik Düşler’in plağını gördüm. Söz konusu albüm benim hayatımda çok farklı bir dönemde bana iyi gelen özel bir müzik kutusuydu. Bu duygudan yola çıkarak, Can Güngör’e kendi şarkılarında iyileşme, ürettikçe şifalanma halinin olup olmadığını sordum. Şarkı yapmanın kendisinde bir çeşit rahatlama, elektrik boşaltma gibi bir his olduğunu belirtti. İçine kapanık büyümüş birisi olduğunu söyleyen sanatçı, dışavurumun gücünü çok sonra öğrendiğini sözlerine ekledi. Özellikle müzik; tanımını yapamadığı şeylerin de dışarı çıkmasını sağladığını belirtti. Müzik odağında yaptığı tüm uğraşlar hem kendisini keşfetmesine hem de dışavurmasını sağladığını aktardı.
Müzik sektöründe dijital platformların ve yeni dünyanın getirdiği tüketim alışkanlıkları hakkındaki düşüncelerini öğrenmek istedim. Can Güngör müzik sektöründe oyunun sürekli değiştiğini belirtirken, son yıllarda hızın çok arttığının altını çizdi. Kullan-at mantığının daha önceden de olduğunu ama belki hız beklentisiyle birlikte müzisyenler içerik üreticilerine dönüştüğünü söyledi. Durumu dergilere benzeten sanatçı, her ay bir şarkı, her hafta bir video, sürekli yeni bir şeyin insanlara verilmesinin; görünür olmanın, sürekli olmanın, her şeyi paylaşmanın, tiktok, twitter, bereal gibi mecraların artmasının bunlara olanak sağladığını ekledi. Yine de kendisi bu oyuna katılamayacağını fark ettiğini ya da lehine çevirip, kendi dilinde bir şeyler yapacak kadar yaratıcı enerjisinin olmadığını belirtti.
Ekşisözlük’te Can Güngör’ü arattığımda yazarların çoğunlukla hep pozitif hatta saygıyla karışık, farklı bir hayranlık beslediğini gördüm. Kendisinden daha çok şarkı dinlemek istediklerini satır aralarında yazdıklarını ama yine de çok da fazla şarkı yapan diğer isimler gibi olmamasını da istedikleri enteresan bir dengeleri vardı. Can Güngör bu durumu benzer enerjilerin birbirini çekmesine benzetti. Kendisini dinleyip, beğenenlerin; az, öz ve demlenmiş şeylerin pelinde olduklarını düşündüğünü söyledi. Kimi zaman üzerinde çalıştığı bir söz için, bir düzenleme fikri ya da iyi tınlayan bir miks için aylarca uğraşabildiğini belirten sanatçı, üreten kişinin zamana ihtiyacı olduğunu vurguladı. Delice hız gerektiren bu dönemde bu denge nasıl sağlanır, hala kendisinin bunun yöntemini bulamadığını aktardı.
Geçtiğimiz Mayıs ayında yayımladığı ‘Genetik’ hakkında konuşmak, kendisinden yeni şarkısına dair detayları öğrenmek istedim. ‘Sular Dar’ albümünün pandemiye denk gelmesinin kendisini iyi etkilemediğini söyleyerek sözlerine başladı. Yaklaşık 3 yıl uğraştığı ‘büyük eser’inin kutlamasını yapamadığını, ödülünü alamadığını, ama herkes gibi onun da ev hapsinde olduğunu söyledi. Tam bu sırada, o duygu haliyle bir sürü şarkı yazmış. Kendisine başka müzikal hedefler koymuş. Orkestral tatlar barındıran, çok bölümlü ve büyük müzikler yapma fikrine ‘Sular Dar’ ile doyduğunu belirten Can Güngör, daha minimal ve net şarkılar yapma dürtüsünün oluştuğunu aktardı. Bu dürtü ve varoluşsal sorgulamalar ‘Genetik’i doğurduğunu sözlerine ekledi.
2022’de izleyip onu en çok etkileyen performansı sorduğumda bu sene her ne kadar çok konser izleme şansı olmasa da Tony Willams Quintet’in 1980’lerdeki konser videolarına çok heyecanlandığını söylemeden geçmedi. Çok üst düzey müzisyenlik ve ansambl olmasının, 5 kişinin çıkarttığı enerji ve sesin onu çok etkilediğini söyledi.
Yakın gelecekteki planlarıyla söyleşimizi kapatmak istedim. Neler var önümüzde ondan duyacağımız diye sorduğumda, heybede çok şarkı olduğunu ama şu sıra önceliklerinin biraz değiştiğini söyledi. Prodüksiyonlar çok vaktini aldığı için bir albüm çerçevesi oluşturacak hedef koymadığını belirtti. Aralarda single çalışmalar yayımlayıp, farklı şeyler denemek istediğini aktardı. Yakında tek gitar ve vokal ile kaydedeceği bir şarkısının olduğunu ve onu yayımlamak için heyecanlı olduğu müjdesiyle söyleşimizi sonlandırdık.
MIX Festival 7-8 Ekim tarihlerinde Zorlu PSM’de gerçekleşecek. Festivali programı şu şekilde;
7 Ekim: Men I Trust - 3pillie - Can Güngör - Kardelen - Kit Sebastian - Klor - MFY b2b Ali Özel – Seda Erciyes /Tuğçe Şenoğul (DJ Set) - The Away Days - Thomas Guerlet
8 Ekim: Ceza - Bangoverz - Futuro Pelo - Geeva Flava - Gülinler - Hedonutopia - Hünkar - Opus Kink - The Ringo Jets - Second
Dünyanın En İyi B-Girl ve B-Boy’ları Dünya Finalinde Yarışacak!
Geçtiğimiz yıl dünya finali Polonya’nın Gdansk şehrinde düzenlenen dünyanın en prestijli breakdans yarışması Red Bull BC One’ın 2022 Dünya Finali bu sene New york’ta düzenlenecek. Bu finali geçen yıl yerinde izleyen şanslı biri olarak belirtmem gerek ki daha önce izlediğiniz hiçbir yarışmaya benzemiyor, kendinizi dans pistindeki kapışmalara kaptırıyorsunuz. Bu sene 19. kez düzenlenecek olan Red Bull BC One Dünya Finali’nde, aralarında Türkiye’yi temsilen “Mer-C” ve “Jester”ın da bulunduğu dansçılar 12 Kasım 2022 tarihinde sahneyi danslarıyla sallayacaklar.
2022 yılı Dünya Finali, Manhattan Center'daki Hammerstein Balo Salonu'nda gerçekleşecek nefes kesici kapışmada Türkiye’yi B-Girl Merve “Mer-C” Can ve B-Boy Oğuzhan “Jester” Karademir temsil edecek. Final öncesinde de 30'dan fazla ülkenin birincileri ve özel davetli dansçılar, Dünya Finali aşamasına geçerek en iyi 32 dansçıdan biri olmak için yeteneklerini sergileyecek. Red Bull BC One Dünya Finali Red Bull TV’den takip edilebilecek.
Paylaş