Paylaş
Önceki hafta, sıradan sıcak bir İstanbul gününde, ben klima altında kendime serinlik ararken, Midlake’ten Eric Pulido da arabasından bağlanarak nefis bir söyleşi yaptık. Teksas’ta kurulan ve müzikal yolculukları yaklaşık 20 yıldan uzun süredir devam eden Midlake’in Avrupa turnesi kapsamında İstanbul’a da uğramaları bizi bir araya getirdi.
Grubun geçtiğimiz Mart ayında yayımladıkları ‘For The Sake of Bethel Woods’ Midlake’in 9 sene sonra çıkarttıkları 5. albümleri ile konuşmamıza başladık. Bu kadar zaman sonra bir albümle geri dönmenin duygu yoğunluğunu öğrenmek istedim. Eric Pulido arada geçen bu zamanın grubun tüm üyeleri için gerekli bir zaman olduğunu, kendi solo projelerine odaklandıklarını, sevdiklerine ve ailelerine zaman ayırdıklarını, özetle kişisel bir dönem olduğunun altını çizdi. Böyle bir dönemden sonra birlikte bir albüm kaydetmenin mutluluğunun tarifsiz olduğunu, onları çok iyi hissettirtdiğini belirtti. 9 yıl sonra yeniden birlikte şarkı üretmenin aslında bir anlamda bisiklete binmek gibi bir his olduğunu söyleyen Pulido, stüdyo sürecinin onlar için sürpriz olmadığını, kendilerine ek bir stress de eklemediğini, oldukça rahat çalıştıklarını aktardı. Eric Pulido arkadaşlarıyla birlikte müzik yapmanın, üzerlerinde herhangi bir baskı olmadan üretmenin tam anlamıyla bir yenilenme hissi yaşattığının önemini vurguladı.
Pandemi döneminde bir albüm yapmanın detaylarını sorduğumda Eric Pulido bunun bir anlamda onlar için umut ışığı olduğunu söyledi. Pandemi kısıtlamaları sebebiyle kapalı kalmanın zorunluluğu bir yana onların bu dönemde stüdyoda bir arada olmalarının kendileri açısından oldukça pozitif bir etki yarattığını belirtti. Tüm dünya nasıl bulacağını bilemediği bir umudu ararken bu dönemde müzik yapacak şansı yakalamış olmaktan ötürü çok şanslı olduklarını da eklemeden geçmedi.
Midlake'in beşinci albümü, Jess Chandler’in kısa süre önce vefat eden babanın yasını tutan, bir arada olmanın huzurunu vurgulayan ve dinleyicisini Woodstock’a götüren dokunaklı bir sanat eseri. Albümün kapağında Jess Chandler’ın babası Dave Chandler’ın yer almasının hikayesini bir de Eric’ten duymak istedim. Dave Chandler, 16 yaşındayken 1969 senesinde Woodstuck’a katılıyor. Kısa süre sonra o festivalden bir belgesel yayımlanıyor. Belgeselde Dave Chandler’ın Woodstock kalabalığı ve karmaşası içinde mutlu bir şekilde festival alanında kalabalıkta oturan görüntüsü yer alıyor. Bu kare grubun hafızasında senelerdir yer eden özel bir anmış. Dave ile hayattayken Woodstock deneyimini, 16 yaşında o alanda olmanın heyecanını konuştuklarını aktaran Eric, bu sohbetin hafızalarında her daim yer ettiğini aktardı. Dave Chandler’ın vefatından kısa bir süre sonra Jess’in rüyasında babasını görmesi, rivayete göre rüyada Dave’in Jess’e Midlake’in tekrar bir araya gelmesi gerektiğini ve müzik yapmaya yeniden başlamalarını söylemesi, ‘For The Sake Of Bethel Woods’un kıvılcımını yakıyor. Albümün kapağında Dave Chandler’ın Woodstock Festivali’nin belgeselindeki görüntüsüyle yer alması da bu duygusal durumun müziklerine de yansımasına sebep oluyor.
Eric yeni albümlerinin kendileri açısından oldukça kişisel bir yerde durduğunu anlatarak sözlerine devam etti. Albümün kapağına, üretimine ve ‘Bethel Woods’ şarkısına Dave Chandler ilham olduğu gibi, grubun davulcusu McKenzie Smith’in oğlunun yaşadığı nadir bir sağlık sorunundan ötürü ona da bir şarkı yaptıklarını söyledi. Hayatlarının şu an oldukları noktasında yaşadıkları bu kadar kişisel durumları dinleyicileriyle şarkıları üzerinden paylaşmaktan korkmadıklarını vurguladı.
İstanbul’a daha önce de birkaç kere gelen grup bir önceki performanslarında Neil Young’ın da sahne aldığı etkinlikte konser verdikleri için ne kadar mutlu olduklarını belirtirken, yeniden Türk izleyicisiyle bir araya gelecek olmalarından ötürü çok heyecanlı olduklarını belirtti. Türk izleyicisinin bunca zamandır gruba karşı hep yakın davrandığını ve ilgilerinin onlar için paha biçilmez bir değerde olduğunu aktaran Eric, 6 Eylül’deki Zorlu PSM konseri için gün saydıklarını söyledi.
20 yıllık bir geçmişten sonra, grup olarak yaşadıkları çalkantılardan, yayımladıkları albümlerden, çıktıkları turnelerden sonra nasıl bir yolda ilerlemeyi hayal ettiklerini öğrenmek istedim. Eric mümkün oldukça bir arada kalarak daha aktif olmaya çalışacaklarını söylerken, daha fazla ara vermeden sık üretimlerle dinleyicilerine ulaşmaya devam etmeyi istediklerinin müjdesini verdi.
Nick Cave ile İKSV 50 Yaşında!
50 yaş kutlaması için olabilecek en güzel anlardan biri geçtiğimiz Pazar günü Parkorman’da yaşandı. İKSV’nin 50. yılına özel olarak Parkorman’da Nick Cave & The Bad Seeds konseri vardı.
Konser biletleri çıktığında tükenmesinden endişelendiğim için hemen biletimi almıştım. Aylar önce biletleri alınca sanki o vakit hiç gelmeyecek gibi hissediyor insan. Günler, aylar geçti nihayet o dev gün geldi. Pazar günü Parkorman’da sanırım tanıdığım herkesi gördüm. Adeta toplu bir buluşma günü gibiydi. Nick Cave konseri için eminim birçok hayranı yaz planlarını bu performansa göre ayarlayıp Pazar günü alanda yerini almıştı. İstanbul’un kültür ve sanat hayatına yön veren İKSV’yi böylesine unutulmaz bir konser ile kutlamak ve hafızalara kazımak, o kalabalıkla birlikte bu özel geceyi yaşamak gerçekten çok özel bir deneyimdi.
Nick Cave & The Bad Seeds’in bundan dört sene önceki İstanbul konserini kaçırdığımdan beri o anlatılan ama bir o kadar da anlatılsa da tam olarak ne olduğunu anlayamadığım bu etkileyici performans o günden beri gerçekten her konser sohbetinde önüme çıkan bir konuydu. Sonunda bu özel deneyimi ben de yaşadığım için çok mutluyum.
Bu senenin muhtemelen merakla beklenen birkaç etkinliğinden biri olarak bu özel gecede Nick Cave & The Bad Seeds yaklaşık 3 saatlik efsane bir performans ile bir saniye bile yerinde durmadan izleyenleri büyüledi. 64 yaşındaki Nick Cave sahneden daha çok sahne ile izleyiciler arasındaki o ince demirler üzerinde, kimi zaman izleyicilerin üzerinde ya da çoğunlukla aralarında, onlardan destek alarak olduğu yerden doğrularak ya da mikrofonun onlara verip performansına daha da derinlik katan vücut diliyle anlatması zor ama akıldan çıkmayan büyülü, çok özel bir gece yaşattı.
Paylaş