Paylaş
Dile kolay 50 yıllık bir dönemde hem Türkiye’den hem de dünyanın pek çok farklı ülkesinden 45 bin sanatçı ve topluluğu 3.5 milyonu aşan izleyici ile bir araya getiren İstanbul Müzik Festivali müziğe ve müziksevere yaptığı yatırımını durdurmadan son sürat devam ediyor.
Bu sene 12 farklı mekanda ‘İstanbul’ temasıyla 3 hafta sürecek nefis bir festival bizleri bekliyor. 50. İstanbul Müzik Festivali’nde 65’in üzerinde solist, topluluk ve orkestra sahne alacak. İstanbul Müzik Festivali kapsamında hafta sonları İstanbul’un farklı park ve mekanlarında ücretsiz hafta sonu konserleri yer alırken, İKSV Alt Kat işbirliğiyle gerçekleştirilen Müzikli Bir Hafta Sonu etkinlikleri ile çocuklar ve gençlere yönelik atölyeler de düzenlenecek.
50. İstanbul Müzik Festivali, 6 Haziran akşamı AKM Opera Salonu’nda düzenlenecek açılış töreni ve konseriyle başlayacak. Festivalin açılışını şef Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası yapacak. Deutches Symphonie Orchester Berlin, Tekfen Filarmoni Orkestrası, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası gibi önemli toplulukların yanı sıra Anna Prohaska, Gautier Capuçon, Alice Sara Ott gibi yıldız solistler de festivalde yer alıyor. Fazıl Say 7 Haziran’da AKM’de ‘İstanbul’ senfonisi ile festivalde yer alıyor. Say ayrıca 8 bölümden oluşan ve her bölümü ayrı bir Türk aydınına adanan piyano ve flüt için son eseri Portreler’den İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın kurucusu, Dr. Nejat Ferit Eczacıbaşı’nı andığı bölümü de bu performansta yer alacak.
Damla Durakçay ile ‘Tam Zamanında’
Çok yakın bir zaman önce Damla Durakçay’ın yeni şarkısı ‘Tam Zamanında’ yayımlandı. Damla ile aslında uzun süredir konuşmak, müziğine biraz daha yakından tanık olmak istiyordum. Yeni tekliyi fırsat bilip bir araya geldik. Müziğe ilk adım attığı zamanı öğrenmek istedim konuşmanın başında. Aslında ilköğretim yıllarında okulun korosunda, caz grubunda yer alıp hatta saksafon da çaldığı yani çok da müzikten uzak olmadığı bir çocukluktan geliyor. Damla daha sonra üniversitede iletişim tasarım okuyup reklamcılık alanında çalışmalarına devam ediyor. 2017 senesinde yakın arkadaşları Ceren Atasoy, Cenk Şen ile müzik yaptıklarını bunun kendinin solo olarak müzik yapmasına adım atma sebebi olduğunu ve o zamandan beri de şarkılar yayımladığını söyledi.
Dinlemeyi sevdiği tarzda şarkılar yapmaya özen gösterdiğini söyleyen Damla, şu an olduğu yerde ve özellikle de ‘Tam Zamanında’ ile içine sinen işler yaptığı için çok mutlu olduğunu belirtti. Damla’nın şarkılarını üretme halinden biraz örnek vermesini istedim. Kimi zaman beste tek başına çıkarken, bazen sadece sözlerle ilerleyip üzerine bestelerini yaptığı dönemlerin de olduğunu, bazen de her ikisi aynı anda can bulduğu şarkılar da yaptığını aktardı. Bu konuda çok planlı bir işleyişi olmadığını belirtirken, birlikte çalışmaktan keyif aldığı müzisyenlerle üretmenin keyfinin de bir başka olduğunun altını çizdi. Şarkılarında kimi zaman kendi hayatına değindiğini belirten sanatçı, bazen de okuduğu bir kitap, izlediği bir film ya da dizi hatta hayatın akışından bir olayı alıp bir kurguyla şarkıya dönüştürdüğünü belirtti. İlk şarkısı ‘Biber’in yayımlandığı zaman onu da eğlendiren ve mutlu eden dinleyici yorumlarını aldığını söyleyen Damla, daha sonraki şarkılarının yayımlanmasından sonra bunların insanların birbirleri arasında mesaj gruplarında paylaşıldığını duyunca çok mutlu olduğunu belirtti. Muhabbet seven bir toplum olduğumuzu vurgularken insanların bir arada olmasını ve paylaşmasının verdiği mutluluğu anlattığı şarkılar yazmanın kendisine de büyük sevinç yaşattığını söyledi.
Müzik sektöründe içerik üretmenin ve yayınlayıp yenilerini üretme prensibinde ilerlerken bu hayatın kolay ve zor yanlarını konuştuğumuzda, müzik sektöründe tek başına iş yapabilmenin de mümkün olduğunu ancak hiç de göründüğünü gibi olmadığını belirtti. Üreten kişiyi olduğu gibi kabul eden, işine karışmayan hatta onun işiyle gurur duyan, yorum yapan, destekleyen bir yapım şirketiyle çalışmanın sanatçıya nasıl pozitif bir ortam oluşturduğunun altını da özellikle çizdi.
‘Tam Zamanında’ya tekrar döndüğümüzde şarkının hayatı akışına bırakan ve korkunun içinden cesurca geçen bir kadının hikayesini yazdığını belirtti. Sözü ve bestesi Damla Durakçay’a ait şarkının düzenlemesi Efe Yemez’e ait. 80’lerin ışığı ve synth zengini yeni şarkı dinleyen herkesi dansa davet ediyor. ‘Tam Zamanında’ Damla Durakçay’ın devamında gelecek iki şarkısı için de bir anlamda ipucu barındırıyor. Bu teklilerden sonra yaz aylarında bir EP’ye bağlanacak olan bu şarkılar Damla Durakçay’ın çıktığı bu yolda müziğiyle bizleri nereye doğru sürükleyeceğini de şimdiden işaret ediyor.
Yeni Çıkış
Ah! Kosmos, Melis Güven – Bildiğim Yere
Hayran olduğum iki özel isim: Ah! Kosmos ve Melis Güven nefis bir şarkıda bir araya geldiler. Geçtiğimiz hafta yayımlanan ‘bildiğim yere’ karanlık ama dinlerken sizi de bildiğiniz, tanıdık olduğunuz bir hisse doğru yönlendiren çok özel bir şarkı olmuş.
Ah! Kosmos’un tüm şarkıdaki dokunuşu daha ilk notadan kendini belli ederken, Melis Güven’in içe işleyen vokali nefis uyum sağlamış. Müziği Başak Günak’a, sözleri Melis Güven’in imzasını taşıyan ‘bildiğim yere’nin prodüksiyonu Ah! Kosmos tarafından yapılmış. İstanbul ve Berlin’de kayıtları gerçekleştirilen şarkının mastering’i İngiltere’de Mark Dobson imzasıyla bize ulaşıyor. ‘bildiğim yere’nin kapak çizimi ve videosu şarkıdaki beni etkileyen bir başka detay oldu. İstanbullu 3D sanatçısı Uğur Baltepe’nin imzasını taşıyan video ve kapak çizimi şarkıdaki karanlık ama o tanıdık hissi görsellerdeki detaylarla çok etkileyici bir yol ile yansıtmış. Şarkının kapak grafik tasarımını ise Suat Can Beldek gerçekleştirmiş.
Ozan Tekin – Anarya II
Geçtiğimiz sene Mayıs ayında ‘Anarya I’ EP’sini yayımlayan besteci ve prodüktör Ozan Tekin bu özel albümün ikinci bölümünü ‘Anarya II’ Gülbaba Records etiketiyle geçtiğimiz hafta yayımladı. Geriye doğru bir göç hikayesini anlatan sanatçı albümün ilk bölümünde Almanya’da başlayan bu yolculuğun ikinci bölümünde rotasını İstanbul’a çeviriyor. İlk albümü yayımladığı zaman da bu çalışmanın ilham kaynağı olan hikayesini aktarmıştım, yinelemek istiyorum.
Ozan Tekin şans eseri karşısına çıkan hasarlı bir 65 yaşındaki duvar piyanosu bu çalışmanın esas kıvılcımını yakıyor. Bu piyanoyu onarırken uzun zamandır yazdığı piyano kompozisyonlarını onunla kaydetmeye karar veriyor. 2 EP ve 1 albümden oluşan bu çalışmanın şu an ikinci durağındayız. Anarya II’nin künyesine baktığımızda müzik ve prodüksiyon Ozan Tekin’in hünerli ellerinden çıktığını görüyoruz. Albümdeki kemanlar Hanitra Wagner, mix ve mastering ise Emre Malikler imzasıyla tamamlanmış. Nefis albüm kapağı çalışması ise Başak Ünal eseri olarak bize ulaşıyor. Albümde yer alan ‘Troubled Nest’, ‘Life Blooms in Concrete’ ve ‘The Fall’ tekrar tekrar dinlediğim inciler. Ozan Tekin’in notalarıyla yeniden hayat kattığı bu piyano dünyası beni büyülemeye devam ediyor.
Paylaş