Paylaş
Türkiye’nin ilk konser filmi olma özelliğinin taşıyan ‘Tamiri Mümkün’ün yönetmenliğini Recep Yılmaz üstlenmiş. Konser filminin ilk önce dijital platformlarda değil sinemada vizyona girmesini önemli buluyorum. Ev konforunda izlemek ile sinemada kalabalık bir grupla konseri izlemenin yaratacağı enerji bambaşka olacaktır. Konserin özellikle pandemi sonrası içimizde kopan umut, bir arada olma hissini tamir etmesi vizyona girdiği haliyle görevini sürdürmeye devam edecek diye düşünüyorum. Bugün 42 şehirde ‘Tamiri Mümkün’ konser filmi vizyona girdi. Bu tarihi konseri o gece izleyemeyenler şimdi vizyonda kaçırmaması dileğiyle.
Evdeki Saat İle Kısa Kısa...
Evdeki Saat, yani Eren Alıcı ile Zorlu PSM konseri öncesinde bir araya geldik.
Geçtiğimiz yıl ‘Huzursuzluğun Meyvesi’ albümünü yayımlamasıyla sohbete başladık. Albüm sonrası yaşadığı duygu durumunu öğrenmek istedim. Uzun zaman sonra albüm çıkarmış olmanın verdiği rahatlığını anlatarak sözlerine başladı Eren. Dinleyicilerden de gelen güzel yorumlar onu daha çok üretmeye motive ettiğini belirtti. Pandemi konusu hayatımızdan çıkmış olsa da o döneme dair neler yaşadığını da sormadan geçmedim. Eren, pandemi döneminde zamanının büyük çoğunluğunu prodüksiyonla haşır neşir geçirdiği için kendisi adına bu zamanı avantaja çevirmiş olabileceğini aktardı. İlk zamanlardaki gergin dönemden sonra evde olup rahat üretme halini, daha çok çalışabilmeyi de beraberinde getirdiğini sözlerine eklerken, bu dönemin başındaki haliyle çıkışındaki arasında kendisi için oldukça büyük bir fark olduğunu söyledi.
Yaptığı yeni şarkıları için ‘tamam oldu bu’ kararını nasıl aldığını öğrenmek istedim. Bir de dinlettiği, yorumlarını aldığı birileri olup olmadığını sordum. Eren Alıcı, demolarını çok yakınındaki insanlar haricinde kimseye dinletmediğini söyledi. Daha önceleri bunu yaptığını ama insanların düşüncelerinden etkilendiği için bu gerçekle yüzleştikten sonra içinde bir şeyler değişene kadar dışarı çok fazla açmama kararı aldığını belirtti.
Eren, bazı şarkıların kendilerini hemen belli ettiğini, ‘hadi yaz beni’ diye kendisine seslendiğini, bazılarının da daha inat ettiğini, kendilerini bulmak için çaba sarf etmesinin gerektiğini söyledi. Her şarkının çıkış hikayesi ve süreci bu sebeple birbirinden farklı olduğunu belirtti.
Yaratıcılığını etkileyen, pozitif anlamda onu yukarı çıkartan durumları öğrenmek istedim. Eren Alıcı, sözler konusunda konfor alanından bambaşka bir yere gitmek veya bambaşka bir insanla vakit geçirmek yaratıcılık kanallarını açan iki unsur olduğunun altını çizdi. Bu durum müzik noktasında ise güvendiği prodüktörlerle vakir geçirdiğinde kafasında yeni kapıları açtığını aktardı.
Şimdiye kadar yayımladığı şarkılar arasında üretim anlamında onu en zorlayan şarkıyı sorduğumda ‘Hiç Uyanmasam’ cevabını verdi. Hem sözlerini yazmasının zor olduğunu, hem de bu kadar negatif bir şarkıyı uzun bir süre dinlemek zorunda kaldığı için küçük çaplı bir depresif dönem yaşadığını belirtti. Şarkının hikayesinin varlığının veya yokluğunun dünyada bir şey değiştirmeyeceğine dair olduğunu, gerçekten de kapkaranlık bir havası olduğunu sözlerine ekledi.
Sahnede Evdeki Saat’i ne etkiliyor dediğimde, İzmir konserlerinin birinde ‘bizi eğlendir artık hadi’ diyen bir dinleyicisiyle yaşadığı diyaloğun onu etkilediğini söyledi. Önce hissettiklerine, sonra hissettirdiklerini unutamadığını aktardı.
Eren Alıcı’nın hayatında müzik haricinde hobi olarak neler var merak ettim. Kendisi genelde evde olduğunu, müzik dışında görsel konularda içerikler üretmeyi sevdiğini söyledi. Çeşitli illüstrasyonlar denediğini, üç boyutlu kısa videolar oluşturduğunu sözlerine ekledi. Her konu hakkında az çok bilgi sahibi olmaktan hoşlandığını, halk arasında ‘nerd’ dediğimiz tiplemeye yakın olabileceğini söyledi.
‘Uzunlar’ın rekor dinlemesinin daha sonra şarkı üretirken ondaki baskısını sorduğumda zaman zaman bu tarz kaygı dönemlerinin geldiğini kendi içinde kabul ettiğini aktardı. Yine de geçtiğimiz birkaç ayda daha fazla rahatladığını söyleyen sanatçı, bu durumu ne reddettiğini ne de kaygı seline kapıldığını söyledi. Kısacası her şey olması gerektiğine vardığını belirtti.
20 Ocak Cuma günü Zorlu PSM konserinde bizleri neler bekliyor diyerek sohbetimizi sonlardırdık. Eren, hem görsel hem de işitsel açıdan yine değişik bir şeyler denediklerini, bu deneyimi hep birlikte yaşamak için herkesi konsere davet etti.
Paylaş