Paylaş
Geçen yıl ‘Unut Bakalım'ı yayınladınız, şimdi de yeni single 'İçimdeki Deli'. Önce biraz yeni single ile ilgili konuşalım, kimdir bu içinizdeki deli? Yeni şarkınızın hikayesini sizden dinleyelim.
Aslında içimizde sürekli var olan, ama korkmuş, yorulmuş, bastırılmış, kızılmış, dövülmüş çocuğun hikayesi. Kadın, çocuk cinayetlerinin, tecavüzlerinin, hala bir lokma okuma hakkı olmayan insanların, evlerine ulaşmak için saatlerce bir aracın içerisinde sıkış pıkış ayakta, yollarda olanların, bir lokma ekmeğe muhtaç olanların, özgür olabilmek için şarkı söylerken sesi kısılanların ve say say bitmez dertlerden deliye dönmüş insanların şarkısı. Sıradan bir pop parçası değil ‘İçimdeki Deli’.
"Ben buralardan göçerim bu düzeni üzerim, aklımdan vazgeçerim neyse borcu öderim" derken de bir isyanın sesi olmak istiyor ama bas basta "isyannnn" diye bağırınmıyor. Herkese bir tavsiyede bulunuyor dostça.
‘İçimdeki Deli’nin klibinde farklı bir Bora Duran var sanki. Klibi sahilde çekmişsiniz, ‘Unut Bakalım’ı Gümüşlük’te çekmek isteyip çekemediğinizi okumuştum, ordan kalan bir istek miydi bu?
Tamamen klibin senaryosuyla, vermek istediği mesajla alakalıydı. Bir kadın, bir erkek hepimizi temsilen, ikisi de kendine ait dertlerden şişmiş, bir nefes almak için bir deniz kenarına geliyor. Ve içlerindeki deliyi, çocuğu özgür bırakıyorlar. Bu duyguyu hissettirecek en doğal ortam da bir deniz kenarıydı bizce. Gökhan Özdemir ile hayal ettiğimiz ve çok da hayal ettiğimiz gibi olan bu klibi o yüzden deniz kenarında çekme kararı aldık. özgürlüğü daha çok hissetmemiz için.
‘Unut Bakalım’ şarkısı için de Gümüşlük'ten daha güzel mekan yoktu bana göre, ama Nihat Odabaşı farklı bir konseptte çalışmak istedi, beni de ikna etti.
Bundan sonra sırada yine single mı var yoksa albüm mü geliyor?
Albüm zor iş, önceden de zordu ama şu an daha da zor. 7 senede 2 albüm yapmışım, 5 tekli. Çok çalışkan biri gibi gözükmüyor olsam da düzgün yaşamaya ve öğrenmeye çalışan biri olarak benim ritmim böyle akıyor demekki. Ortaçgil de 5-6 senede bir albüm yapıyor ama yıllarca dinleniyor. Sık sık ve gelip geçici şeyler yapmaktansa, az ve öz üretmeyi tercih ediyorum.
Röportaj öncesi araştırma yaparken gördüm ki Gülben Ergen ile en son yaptığınız düet 'Kalbimi Koydum' şarkısını sizin de söylemenizi istiyor dinleyiciler, böyle bir planınız var mı?
Ekiple çalıp söylediğimiz bir performansı paylaşmayı düşünüyorum. Bir proje gibi değil de, maksat benden de dinlemek isteyen dinlesin diye.
Hangi şarkıyı başkasına, hangisini kendinize kullanacağınıza dair bir planınız var mı, böyle mi işliyor?
Çok planlı olmuyor. Ama bazen bir şarkı yapıyorum, mesela Funda Arar'ın albümünde yer alan "Gamsız" gibi. Şarkıyı yaparken Funda Hanım'ın sesi kulaklarımdaydı ve söylese ne güzel olur diye düşündüm. Febyo ile paylaştığımda o da direk öyle düşünmüş ki hemen sahiplendiler şarkıyı. Hep denk geldi, doğal gelişti bu olaylar.
Birkaç röportajınızı okudum, hüzün ve melankoli ile alakalı şarkıların size daha çok yakıştığını söylemişsiniz.Yaşlı bir ruhunuz olduğunuzu belirtmişsiniz aynı söyleşi de, bu ruhu neyle besliyorsunuz? Size ne şarkı yazdırıyor?
Ne yazdırmıyor ki. Her şey var hayatın içinde acı, tatlı. Şair olmamak, yazıp çizmemek imkansız neredeyse. Sen yazmak istedikten sonra ömür yetmez yazıp, söylemeye. Melankoli ve hüzün bu toprakların, bu coğrafyanın mayası sanırım, doğuştan var bünyede. Biraz da zor bir çocukluk geçirdim, erken büyümek zorunda kaldım sanırım. O yüzden yaşlı bir ruhum.
Bora Duran'ı biraz daha detaylı tanımak istese dinleyenleri, onlara bilmediği neyi söylemek isterdiniz kendinizle ilgili?
O çok romantik hüzünlü görünen adamın içinde aslında çok neşeli ve hep çocuk kalmak isteyen bir deli var, tanımalarını isterim.
Müzik haricinde Bora Duran’ı ne mutlu eder?
Kendimi özgür, güvende ve dostça, sevgi dolu hissettiğim her ortamda mutlu olurum ben. İyi bir film izlemek ise en mutlu eden şeylerden biri sanırım.
En son 2013 senesinde ‘İnsan’ albümünüz yayınlanmıştı. 4 senelik bir vakit geçmiş, albümler arasındaki bu zamanı isteyerek mi veriyorsunuz yoksa kendi içinizden geldiği sürede mi stüdyoya giriyorsunuz?
Dediğim gibi benim bir ritmim var. Dinlenmem, beslenmem, yaşamam ve öğrenmem gereken bir dönem daha sonra üretime dönüşüyor. Ve ben bu durumla ne kadar barışık olursam, sakin kalırsam ve de anın içinde olursam, o kadar üretken oluyorum. Aceleye ve çok fazla hırsa gerek yok. Hayatın tadını çıkarmalı.
Funda Arar, Mahsun Kırmızıgül, Gülben Ergen, Işın Karaca, Linet, Atiye gibi birçok sanatçı şarkılarınızı söylemiş. Hayalinizde başka kim var sizin şarkınızı söylemesini istediğiniz ?
Sezen Aksu’nun ‘İnsan’ şarkısını söylemesini çok isterim misal. Dinleyip çok sevdiğini de biliyorum!
MORRISSEY’DEN YENİ ALBÜM GELİYOR!
Morrissey yakasından gelecek herhangi bir haber başlı başına bir heyecan kaynağı. 2014 senesinde yayınladığı ‘World Peace Is None Of Your Business’ albümü piyasaya çıktığı dönemde plak şirketiyle yaşadığı sıkıntılardan ötürü iplerini kopartmış ve albüm hakkıyla tanıtılmamıştı. Plak şirketlerine ve yaptıkları tanıtımlara dair stratejilerden memnun olmadığını belirten sanatçı aklına yatan bir plak şirketi bulana kadar yeni bir albüm yayınlamayacağını duyurmuştu aynı dönem. Anlaşılan o ki 3 yıl içerisinde bu kızgın ve kırgın dönem geride kalmış, Morrissey yepyeni bir albüm ile Kasım ayında geri dönüyor!
‘Low In High School’ adıyla yayınlanacak olan yeni albüm Joe Chiccarelli prodüktörlüğünde Fransa’daki La Fabrique ve Roma’daki Ennio Morricone’s Forum stüdyolarında kaydedilmiş. 17 Kasım’da yayınlanacak olan 12 şarkılık albümün ilk single çalışması ‘Spent the Day In Bed’ dün tüm dijital platformlarda yayınlandı.
LADY GAGA BELGESELİNE GÜNLER KALDI
‘Joanne’ albümüyle farklı bir Lady Gaga kimliğiyle tanışmıştık. Önceki hallerine kıyasla daha sakin, hatta Rockstar bir Gaga doğmuştu ‘Joanne’ albümüyle. Şaşırtmakta üzerine olmayan Lady Gaga’nın tüm şeffaflğıyla hayatını anlattığı belgeseli Gaga: Five Foot Two 22 Eylül’de Netflix’te yayınlanmak için artık geri sayıyor.
Söz konusu belgesel için şimdiye kadar paylaşılan tanıtım fragmanlarında Lady Gaga’nın müzik kariyeri ve kişisel hayatına dair kendi açıklamaları yer alıyor. Sanatçının uzun zamandır yaşadığı sağlık sıkıntılarına da yer veren bu belgesel ilginç bir dönemde yayına giriyor.
Gaga son albümü için çıktığı dünya turnesinde adım adım ilerlerken dün turnenin Avrupa ayağını iptal etmek zorunda olduğunu duyurdu. Bu iptalin sebebi belgeselin fragmanlarında da belirttiği kronik ağrıları olduğunu belirtmiş. Sanatçı konserlerin iptalini kendi sosyal medya profilerinde üzülerek açıklarken, turnenin Avrupa bacağının 2018’in ilk aylarında tekrarlanacağı bilgisi paylaşılmış. ‘Joanne’ turnesi yeniden başlayana kadar Lady Gaga’yı daha yakından tanımak, onu bu kadar üretken, inişli çıkışlı, kendine has bir sanatçı yapan her şeyin perde arkası için ‘Gaga: Five Foot Two’ izlemek şu sıralar yapılacak en iyi şeylerden birisi.
Paylaş