Paylaş
Billie Eilish ve Finneas yine o kadar nefis bir iş ile karşımızda ki, özellikle de ağabey kardeş olarak tüm dünyayı etkileyecek kadar güzel bir sanatla bir araya gelmeleri tarifi zor bir mutluluk veriyor. Yeni albümden ilk yazdıkları şarkı ‘My Future’ geçen yıl Haziran ayında yayımlanmıştı. Sanatçı bu şarkının kendisi için yepyeni bir başlangıcı da simgelediğini söyleşisinde belirtmiş. Ve aslında devamında yayımladığı şarkılar da bu yeniliğe bizi bir adım daha yaklaştırdı.
Billie, ikinci albümü ‘Happier Than Ever’ın baştan sona dinlendiğinde bir durumu ve duyguyu anlatmasını istemiş. Dahası ağabeyi Finneas ile birlikte canlı çalmaktan keyif alacakları bir albüm yapmak istemişler. İlk albümünün turnesi henüz biterken Covid-19 dünyayı sardığı için, konser verme hevesi yarıda kalan sanatçı yeni albümünü hayat normale dönünce doyasıya müzikle ve canlı performanslarla kutlamak istemiş.
Albümün genel konsepti, Billie’nin saçlarını sarıya boyaması ve styling’i şarkılar tamamlandıktan, albüm bittikten sonra Billie’nin tek tek ilgilendiği konular olmuş. ‘Happier Than Ever’ın Billie’nin ilk albümüne tek bağlanabilecek yanı, kendisine getirdiği bu büyük şöhreti nasıl sindirdiği ve buradan çıkarttığı yeni şarkılar olarak özetlenebilir.
Albümdeki dev başrolü Billie ile ağabeyi Finneas de paylaşıyor. Tüm şarkıları birlikte yapmaları bir yana ve albümün yapımcılığını ağabeyi Finneas’ın üstlenmesi, aslında bize gerçek Billie’yi duymamıza imkân veren kişi. Pandemi döneminde bir albüm yapmayı pek de düşünmeyen ikili, annelerinin önerisiyle yeniden şarkı yazma moduna girmişler. İlk albümden farklı olarak Finneas’ın ufak odasında değil, kendi evindeki stüdyosunda yeni şarkıları yapmışlar. İlk albümde korkularından bahseden Billie, bu albümde bence daha çok itiraf eder bir moda bürünmüş. 16 şarkılık albüm tür bakımından bence oldukça akışkan, bir önceki albüm kadar zengin ve dahası bence bu albümde Billie’nin vokal becerisi ilkine göre çok daha iyi.
‘Happier Than Ever’ yayımlanalı henüz 10 gün geçti, albümün fiziksel kopyaları 250 bin adetten daha çok satmış durumda. Özellikle plak satışı ile 1991 senesinden bu yana en çok satış yapan ikinci albüm ünvanını kazanmış. Ve tabi ki beklenen gerçekleşti, Billie Eilish’in ikinci albümü ‘Happier Than Ever’ Billboard 200 albüm listesinde bu hafta bir numaraya yerleşti.
Böyle dolu dolu bir albümle karşılaşınca gerçekten en ince ayrıntısına kadar öğrenmek istiyorum. Tüm şarkıları ayrı ayrı defalarca dinleyip, sözlerine daha da dikkat kesiliyorum. Albümün çıkışını müjdeleyen aynı isimli şarkı ‘Happier Than Ever’ kesinlikle benim için de birçok kişi gibi Billie’nin en özel şarkılarından biri olma mertebesine şimdiden erişti. Şarkının sakin açılışından sonra devamındaki alevli kapanışı o kadar çok hoşuma gidiyor ki, klibindeki yağmur altındaki Billie’nin haykırışlarına sanki benim için söylüyormuşçasına yükseliyorum. Keşfetmeye, dinlemeye doyamadığım, Billie Eilish’in kendi kariyerinde sağlam adımlarla ilerlemesine tanık olacağımız bu nefis albümü kaçırmamanız dileğiyle.
Yıldızlar: Oxytocin, NDA, Lost Cause, GOLGWING, Male Fantasy
Oscar’ımı Verdim Gitti: Happier Than Ever, Everybody Dies, My Future, Your Power
İngiltere’den özel bir ses: Janset
İki hafta önce İngiltere’den Janset ile kısa bir söyleşi yaptık. Kuzey Londra’da doğup büyüyen Janset, 80’lerde Türkiye’den Birleşik Krallık’a göç eden Türk ve Çerkes bir ailenin çocuğu.
Yakın zaman önce yayımladığı teklisi ‘Oh Yes!’ bizi bir araya getirse de müziğe ilk adım attığı günlerden başlayarak günümüze kadar konuştuk. Küçük yaşlarda sözler yazdığını belirten Janset, dinlediği Eminem, Miss Elliot gibi isimlerden de ilham aldığını belirtiyor. İngiltere’de okurken o dönem çevresinin de etkisiyle rap müziğine doğru çekildiğini söylüyor.
Kadın MC olmanın, İngiltere ve Türkiye’de farkını nasıl hissettiğini sorduğumda, Janset aslında böyle bir ayrımı kendisinin hiç düşünmediğini söyledi. Kadın erkek ayrımının dünyadaki her işte olduğu gibi bu alanda da yer aldığını bilse de, kendisi özellikle de müzik için böyle bir ayrımın olmasının çok anlamsız olduğunu, hiçbir zaman aklına gelmediğini belirtti.
Pandeminin etkilerini herkes gibi o da çok sert yaşadığı belirten Janset, aslında müziğinin bu dönemde çok da üretken bir zaman yaşamadığını belirtiyor. Ancak ne zaman ki yeni şarkılar üretmek için tekrardan yazmaya başlamış, o zaman da üretmenin keyfini yeniden hissettiğini söylüyor. ‘Oh Yes!’in pandemi döneminde yazdığı ilk şarkı olması açısından, hayatta ne olursa olsun mutlu kalmayı anlatmasından ötürü yaşadığımız bu zor dönemi çok doğru yansıtıyor.
Janset, Rap müziğinin herkesin kendi algısında, yorumunda hep farklı yorumlar ve yanıtlar yarattığını belirtiyor. Bu müzik türünde kaliteli bir üretim yapabilmek için zaman ve tecrübenin çok önemli olduğunun altını çiziyor. Ayrışmanın ancak ve ancak orijinallikten geçtiğini belirttiğini, bunun da aslında geçmişi daha iyi bilerek yapılabildiğini sözlerine ekliyor. Şarkılarında Türkçe ve İngilizce’yi birlikte kullanarak kendisini daha iyi ifade ettiğini belirten Janset, aslında önemli olanın şarkının dinleyicisine verdiği duygu olduğunun altını çiziyor. Çalışmalarına devam eden Janset müzik yapmanın kendisini mutlu ettiğini ve üretmeye devam edeceğini söylerken, yakın dönemde yeni şarkılarla dinleyicisiyle buluşacağının müjdesini veriyor.
Paylaş