Geçen yıl ‘Unut Bakalım'ı yayınladınız, şimdi de yeni single 'İçimdeki Deli'. Önce biraz yeni single ile ilgili konuşalım, kimdir bu içinizdeki deli? Yeni şarkınızın hikayesini sizden dinleyelim.
Aslında içimizde sürekli var olan, ama korkmuş, yorulmuş, bastırılmış, kızılmış, dövülmüş çocuğun hikayesi. Kadın, çocuk cinayetlerinin, tecavüzlerinin, hala bir lokma okuma hakkı olmayan insanların, evlerine ulaşmak için saatlerce bir aracın içerisinde sıkış pıkış ayakta, yollarda olanların, bir lokma ekmeğe muhtaç olanların, özgür olabilmek için şarkı söylerken sesi kısılanların ve say say bitmez dertlerden deliye dönmüş insanların şarkısı. Sıradan bir pop parçası değil ‘İçimdeki Deli’.
"Ben buralardan göçerim bu düzeni üzerim, aklımdan vazgeçerim neyse borcu öderim" derken de bir isyanın sesi olmak istiyor ama bas basta "isyannnn" diye bağırınmıyor. Herkese bir tavsiyede bulunuyor dostça.
‘İçimdeki Deli’nin klibinde farklı bir Bora Duran var sanki. Klibi sahilde çekmişsiniz, ‘Unut Bakalım’ı Gümüşlük’te çekmek isteyip çekemediğinizi okumuştum, ordan kalan bir istek miydi bu?
Tamamen klibin senaryosuyla, vermek istediği mesajla alakalıydı. Bir kadın, bir erkek hepimizi temsilen, ikisi de kendine ait dertlerden şişmiş, bir nefes almak için bir deniz kenarına geliyor. Ve içlerindeki deliyi, çocuğu özgür bırakıyorlar. Bu duyguyu hissettirecek en doğal ortam da bir deniz kenarıydı bizce. Gökhan Özdemir ile hayal ettiğimiz ve çok da hayal ettiğimiz gibi olan bu klibi o yüzden deniz kenarında çekme kararı aldık. özgürlüğü daha çok hissetmemiz için.
Okulların açılmasına sadece günler kalmış, şehir hayatı yine kendi rutinine dönmek üzere geri sayıyor ve yaza dair hatıralar yine şarkılarla aklımıza yer etmiş vaziyette. Geçtiğimiz yaz mevsiminin bendeki anımsatıcılarından olan Deeperise feat. Jabbar’ın ‘Raf’ şarkısı az sonra okuyacağınız satırların başrolünde.
Yazın hit’lerinden olan ‘Raf’ın arkasındaki iki isim DJ prodüktör Deeperise (Mesut Yılmaz) ve vokal Jabbar'ı (Mücahit Turan) ile şarkının başarısını kendi hikayelerini konuştuk. Son ana kadar Deeperise ve Jabbar ile planladığımız bu buluşmaya Deeperise maalesef kulağındaki bir rahatsızlıktan ötürü uçağa binemediği için İstanbul’da olamadı. Biz de Jabbar ile söyleşimizi gerçekleştirdik. Deeperise ile de bir sonraki single çalışmalarında bir araya geliriz diye şimdiden buraya not düşünüyorum ve sizleri bu yazın vazgeçilmez şarkısının mimarlarıyla başbaşa bırakıyorum:
‘Raf’ bu yazın en sevilen şarkılarından biri oldu. Bu ikili nasıl bir araya geldi? Mücahit: ‘Raf’ ilk olarak akustik bir versiyonla, daha minimal bir halde ortaya çıkmıştı. Zaman içerisinde ev stüdyomda şarkıyla uğraşmaya devam ederken minimal de olsa bir elektronik versiyonunu yaptım, ardından da şarkıyı Soundcloud’a yükledim. Beklemediğim bir beğeni yakalayınca şarkıyı Soundcloud’dan kaldırdım(gülüyor).
Çok sevdiğim DJ/Prodüktör olan Tolga diye bir arkadaşım var. Tolga da şarkıyı dinleyip çok beğenmişti, sonrasında da şarkıyı Mesut’a dinletmiş. Mesut da şarkıyı dinler dinlemez etkilenmiş ve bir proje çıkabileceğini hissetmiş. Böylece Tolga ve ‘Raf’ bizi Mesut ile nam-ı diğer Deeperise ile araya getirdi. Şarkı üzerinde birlikte çalışıp ‘Raf’ı şu anki haline getirmiş olduk.
‘Raf’ı ilk yaptığınızda kaç versiyon hazırlamıştınız?M: İlk önce biraz da olsa daha uzun bir versiyonu vardı. Daha sonra süre olarak radyo formatında bir hale getirdik. Bu da zaten nihai hali oldu. ‘Raf’ı ilk etapta çok fazla versiyonlamadık. Olduğu haliyle yayınlamak istedik.
Ağustos’un son haftası yayınladığı yeni single’ı ‘Look What You Made Me Do’ ile Taylor Swift 77. sıradan girdiği Billboard 100 listesinde 1 hafta içinde 1 numaraya yükseldi. Swift, adeta intikam yemini etmişcesine ezeli rakibi Katy Perry’i listelerde sarsarak geri dönüşünü dünyaya ispatlar halde ilerliyor. Şimdi kasedi biraz başa sarıp, bu rekabet hikayenin azıcık mazisinden bahsetmek istiyorum.
Hatırlarsınız Haziran ayının başında Katy Perry’nin yayınladığı yeni albümü ‘Witness’ ile Perry Swift savaşı PR malzemesi olarak yeniden hortlamıştı. Katy Perry son turne döneminde dansçılarını Taylor Swift ile paylaşılamamasından ötürü aralarının bozulduğunu belirtmişti. Hatta Perry yaptığı açıklamalarda, Taylor Swift’in bu olanlardan ötürü düşmanca yaklaşım içinde olmasını yadırgadığını, konuşmak için iletişime geçtiğinde cevapsız kaldığını, bundan ötürü de kendisine kırgın belki de biraz kızgın olduğunu söylemişti. Şans o ki bütün bunlar ne hikmetse Katy Perry’nin ‘Witness’ albümü zamanı su yüzüne çıkmıştı.
‘Swish Swish’ İle Gönderme
Perry yeni albümünden yayınladığı ‘Swish Swish’ şarkısı üstü kapalı olsa da direk olarak Taylor Swift’i hedef alması, hem magazin dünyasını hem de müzik medyasını bir hayli heyecanlandırmıştı. Bütün bunlar olurken Taylor Swift yakasından bu sataşmalara herhangi bir cevap gelmezken, Katy Perry’nin yeni albümünün yayınlandığı gün Taylor Swift stratejik bir adımla bu savaşı kızıştırdı. Swift ‘1989’ albümünü stream’e iki yıldır açmayıp, Katy Perry’nin yeni albümünü yayınladığı gün dijital olarak dinlemeye açması bu rekabetin ne kadar canlı olduğunu gözler önüne serdi. 1.5 ay kadar Katy Perry yeni albümü tanıtımını Taylor Swift söylemleriyle sürdürse de Ağustos’a kadar gelen bu direniş sonunda farklı bir yöne ilerlemeye başladı.
18 Ağustos’ta Taylor Swift’in sosyal medyasındaki tüm içerikler silinip, deyim yerindeyse zifiri karanlığa dönüşmesi tüm sosyal ağlar bu durumu konuşur oldu. Birkaç gün sonra sosyal medya profilinde karanlıkta yavaş yavaş beliren bir yılan videosunu paylaşan sanatçı, 23 Ağustos’ta bu garip sessizliğini yeni şarkısı ‘Look What You Made Me Do’ ile bozdu. Söz konusu şarkı sanatçının Kasım ayında yayınlayacağı ‘Reputation’ adlı yeni albümünün de öncüsü olurken single’ın yayınlandığı gün Katy Perry’nin ‘Swish Swish’ şarkısının klibi de yayınlanması herhalde tesadüf olmasa gerek.
Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan ‘Ya Bu İşler Ne’ şarkısı öylesine yenilik kokan, farklı bir çalışma olmuş ki, Mabel’deki değişimin ayak seslerini bize ipucu olarak taşıyor. ‘Ya Bu işler Ne’ sayesinde Mabel ile bir araya geldik. Hem yeni single’ı, hem pişmekte olan yeni albümü, hem de bütün bunların Mabel’deki yansımalarını en ince ayrıntısına kadar konuştuk.
Sürprizlerle hazır olalım, yepyeni bir Mabel Matiz geliyor, detaylarını şimdi Mabel’den dinleyelim:
‘Ya Bu İşler Ne’ ne kadar harika bir şarkı olmuş. Ne zaman yazdın, şarkının hikayesini biraz senden duyalım.
‘Ya Bu İşler Ne’ zannediyorum geçen kış yazdığım bir şarkıydı.. Yeni albümün esas repertuarı da bu son 9 ayda ortaya çıktı zaten. O vakte kadar ahlayıp vahlanıyordum. Nasıl bir albüm olacak, şarkı yazamıyorum, ne anlatacağım diye düşünürken arka arkaya 5-6 tane çok önemli şarkı yazdım. ‘Ya Bu İşler Ne’ bunlardan biriydi.
Grubun 12 sene sonra yepyeni bir albüm yayınlayacak olması beni harekete geçirdi. Henüz albümün yayınlanmasına birkaç hafta kalmışken, Vega’nın kalbi Deniz ve Tuğrul ile geçmişten bugüne geçen zamanı ve yeni albümü konuşma fırsatı buldum.
Benim için çok özel bir yere sahip olan bu röportaj umarım Vega’yı merakla bekleyen herkesin yüreğine su serper, benim kadar herkesi mutlu mesut eder.
Uzun bir aradan sonra Vega’nın tüm merak edilen detayları ve yeni albümünden ipuçları şimdi sizlerle:
En son 2005’te ‘Hafif Müzik’ albümünü yayınladınız. 12 sene geçti üzerinden. Nasıl geçti bu 12 sene? Biraz sizden bu dönemi duymak isteriz.
Sonbahar’ın habercisi Salon’un yeni programı ilk olarak Alman synthpop prodüktörü Marius Lauber’in solo projesi Roosevelt ile 22 Eylül Cuma akşamı başlayacak. Eylül ayında klasik müziğin yeni nesil temsilcilerinden olan Zoe Keating ise 27 Eylül’de Salon sahnesinde olacak. Eylül ayının bir diğer dikkat çekici performansı olarak yakında yayımlayacakları altıncı albümleriyle ‘Chemistry and Math’ ile Norveç’ten Flunk 29 Eylül’de Salon İKSV sahnesinde sevenlerine seslenecekler.
Eylül ayının programına yakın bir mercek tutmuş olsam da Salon’da daha birçok özel performans yeni sezonda bizleri bekliyor. Yeni sezonda aralarında Nathan Fake, Douglas Dare, Com Truise, Washed Out, Anthony Strong, Mammal Hands, Wild Beasts, Hidden Orchestra ve Sleep Party People’ın da bulunduğu daha birçok sanatçının performansı Salon İKSV sahnesinde olacak.
Yeni sezona dair son olarak bir önemli not daha vermek gerekirse; 10 Ağustos’ta Salon’un yeni sezon konserlerinin biletleri satışa çıktı. Salon’un 2017-2018 döneminde biletler tükenince bu özel performanslardan mahrum kalmamak adına, merakla beklediğiniz performansların biletlerini önceden almakta fayda var, benden söylemesi.
PEYOTE CENNET BAHÇESİ’NDE GÜN BATIMI
19 Ağustos Cumartesi Burgazada’daki Peyote Cennet Bahçesi özel bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Red Bull Music Academy Sunset kapsamında İngiltere’nin gözde DJ’lerinden Ewan Pearson güneşi Burgazada’da müzikseverlerle birlikte batıracak.
Bu özel partide İngiliz ikili
Geçen hafta Onurr’un ilk stüdyo albümü ‘Bir Kahramanlık Hikayesi’ni dinlemek için Sony Music’in ofisinde buluştuk. Bir albümü herkesten önce, piyasaya çıkmadan dinlemek kesinlikle acayip heyecanlı bir durum. Onurr ile birlikte yeni şarkılarını bangır bangır tek tek baştan sona dinledik. Sakin’den beri yakından takip ettiğim, Alper Narman ile yaptıkları tüm şarkıları merakla incelediğim Onur’un ilk stüdyo albümü tahminimden de harika bir iş olmuş. Onun adına ben de heyecanlanıyorum ve gurur duyuyorum.
‘Bir Kahramanlık Hikayesi’ 11 Ağustos Cuma günü yayınlanıyor. Albümde o kadar nefis şarkılar var ki, yayınlanmamış bir albümü size anlatmak, bu heyecanı bir üste taşımak da bu röportajın ana amacı. Albümün aranjörlüğünü Selim Çaldıran’ın oğlu Batu Çaldıran üstlenmiş. Onurr yeni bu albümde içinden ne geldiyse o kadar özgür çalışmış. Söyleşimizde aktardığına göre bazı şarkılarda aranjör Batu Çaldıran bile bu kadar farklı yönlere gideceğini tahmin etmiyormuş.
Lafı uzatmadan ‘Bir Kahramanlık Hikayesi’nin şampiyonu Onurr’u sizlerle baş başa bırakıyorum:
Onurr’un solo hikayesini biraz başa saralım. Nasıl oldu da solo albüm yayınlama kararı verdin?
Bu seferki heyecanımın sebebi Sertab Erener’in merakla beklediğim performansıydı. Geçtiğimiz kış İş Sanat Sahnesi’nde ‘Sertab’ın Oda Müziği’ performansını kaçırdığıma epey üzülmüştüm. Her ne kadar kışın bu performansı kaçırmış olsam da, Sertab Erener’in Açık Hava Sahnesi’ndeki performansının bir bölümünün ‘Sertab’ın Oda Müziği’ performansını da içeriyor olması Pazartesi gecesinin en güzel sürpriziydi.
Bu sene 25. sanat yılını kutlayan Sertab Erener, Harbiye Açık Hava Sahnesi için özel bir program hazırlamıştı. Sanatçı, 3 bölümden oluşan konserde yaklaşık 3 saat boyunca sahneden inmedi. Konserin ilk bölümü benim merakla beklediğim ‘Sertab’ın Oda Müziği’ bölümüydü. Çağrı Sertel’in düzenlemeleriyle yeniden hayat bulan Sertab’ın şarkıları bambaşka bir naiflikle, püfür püfür esen bir İstanbul akşamında Harbiye Açık Hava Sahnesi’nde bir biri ardına aktı gitti, bizleri resmen mest etti.
Repertuarında sıra ‘Sertab Gibi’ albümünden şarkılara geldiğinde Sertab Erener bu albüm ile ilgili bir açıklamalarda bulundu. Sanatçı, ‘Sertab Gibi’ albümünün yayınlandığı dönem önceki albümlerine kıyasla az satan bir albüm olduğu için ekonomik olarak zorlandığını söyledi. ‘Sertab Gibi’ albümü benim için o kadar özeldir ki bu habere oldukça şaşırdım. Deyim yerindeyse başucu albümlerinden olan ‘Sertab Gibi’den seslendirdiği ‘Aslolan Aşktır’ ve ‘İncelikler’ performansları bence konserin en özel anlarındandı.
Sertab Erener’in prenses eteğiyle süzüldüğü konserin ilk bölümü bittiğinde Harbiye’de herkes ara verildiğini sansa da, sanatçı 2-3 dakika sonra değiştiği kostümüyle sahneye geri döndü. Yarı ayakta, yarı merdivenlerde bu ana tanık olan müzikseverler tekrar yerlerine koşarken Sertab Erener ‘Yanarım’ şarkısını akustik bir şekilde sahneden inip izleyenlerin arasında gezerek tamamladı. ‘Yanarım’ ile başlayan konserin ikinci ve akustik bölümü bir anlamda potpuri gibiydi. Sevilen birçok şarkısını akustik olarak seslendiren sanatçı konserin esas arasını bu bölümden sonra verdi.
Aranın hemen ardından Açık Hava Sahnesinin dekoru yeniden değişti ve Sertab konseri adeta bir müzikale dönüştü. Sertab Erener konserin bu bölümünde sahnede daha kalabalık bir müzisyen topluluğuyla şarkılarını seslendirmenin yanı sıra, bir süredir birlikte çalıştığı Beyhan Murphy'nin koreografi ve sahne yönetimi ile profesyonel dansçılar eşliğinde dinamik bir müzikal gösteri sundu.