Paylaş
Her ne kadar aşı çıktığında herkes gibi festival ve organizasyon işlerinde çalışan birçok kişi sevinse de, tam da eski normale hemen dönemeyeceğimizi biliyorduk diyerek başladı Harun konuşmaya. Festivalin Temmuz’da olmasını istesek de doğru zamanın bu sene açısından Eylül olduğuna karar verip planlamaları bu dönem için yapmışlar. Garanti BBVA sponsorluğu ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenecek olan 28. İstanbul Caz Festivali’nin tamamı bu sene açıkhava sahnelerinde gerçekleştirilecek. Festivalin sürekliliğinin ve festival ruhunu yaşamanın öneminin altını çizen Harun İzer, izleyicilere olabildiğince günlük kaygılardan uzaklaşabilecekleri keyifli etkinlikler sunmak amacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. Pandemi döneminde her ne kadar izleyici alışkanlıkları değişmiş olsa da, yine de insanların önceden olduğu gibi sosyal hayatlarına kurallar çerçevesinde bile olsa devam etmek istediğini belirten Harun, Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü hızlı aşılama programı sayesinde insanların daha güvenli bir şekilde etkinliklere katılabildiğinin altını çizdi.
Festival programında farklı ve yeni iş birliklerine yer vermek isteyen organizasyon ekibi bu sene 24 Eylül’de çok özel bir konsere ev sahipliği yapacak. Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Sahnesi’nde gerçekleştirilecek olan Mabel Matiz ile Hollandalı Niels Broos özel performansı muhtemelen önümüzdeki dönemde diğer önemli dünya festivallerini gezmeye aday bir proje olduğunu belirten İzer bu tarz iş birliklerine odaklanabildikleri için çok mutlu olduklarını belirtti.
Kenan Doğulu, Arlo Parks, Altın Gün, Karsu ,Angelique Kidjo ve Stefano Di Battista gibi büyük isimlerin yer aldığı 40’a yakın konserle İstanbul Eylül ayı boyunca Açıkhava sahnesine dönüşeceğini büyük bir heyecanla belirten Harun İzer, festivalin Parklarda Caz, Gece Gezmesi, #İstanbulBirSahne etkinliklerinin detaylarını paylaştı.
Her sene biletsiz etkinliklerin sayısını arttırmak için büyük çaba sarf ettiklerini belirten Harun, bu konuda 24 yıldır sponsor olarak Garanti BBVA’nın festivale katkısının çok önemli olduğunu belirtiyor. Festivalin Parklarda Caz bölümüne olan ilgilin her geçen sene giderek artmasının organizasyon ekibini de oldukça mutlu ettiğini söyleyen İzer, bu sene Parklarda Caz’ın 4 ilçede gerçekleşeceğini de sözlerine ekliyor. Festivaldeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür A.Ş. ile iş birliği yaptıkları #İstanbulBirSahne’nin de bambaşka bir platforma dönüştüğü için büyük mutluluk duyduklarını söylüyor. Pandemi döneminde zor durumda olan sanatçıları desteklemek adına başlatılan bu girişimin önümüzdeki senelerde de devam ettirmek istediklerini belirtiyor.
Festivalde geçtiğimiz yıllarda Kadıköy’ün birbirinden güzel mekânlarında düzenlenen Gece Gezmesi, farklı sahnelerde bu sene Beykoz Kundura’da hayat bulacağını söyleyen Harun, özellikle Beykoz Kundura’nın otantik havasının festivale ve burada düzenlenecek olan konserlere çok yakışacağı konusunda çok umutlu.
İstanbul Caz Festivali’nde konserler kadar beni bir o kadar heyecanlandıran bir diğer konu ise festivalin Genç Caz projesi olduğunu belirtmeliyim. 19 yıldır devam eden Genç Caz projesi bu sene Mehmet Uluğ Fonu ile daha da güçlü bir adım atıyor. Harun İzer, bu sene ilk defa Genç Caz konserlerine seçilecek isimlerin içinde yer aldığı özel bir albüm hazırlanacağını belirtti. Mehmet Uluğ Fonu desteğiyle, Sony Music Türkiye ve İKSV iş birliğiyle dijital platformlar yayımlanacak olan bu albümün Kasım ayında çıkması planlanıyormuş.
Yazın son günlerini yaşarken, Eylül’e çok fazla bir vakit kalmadı. Dopdolu programıyla 1-24 Eylül tarihlerinde İstanbul’un Caz dolu havasına katılmak için şimdiden sabırsızlanıyorum.
Can Baydar’dan Bir Yaz Güzelliği: ‘Yine’
Can Baydar iki hafta önce nefis bir şarkı yayımladı. Tam da bu yazın ihtiyacı olan pozitiflikte bir şarkı olan ‘Yine’ dijital platformlarda yerini buldu ve fakat aynı gün Türkiye’deki orman yangınları gündemi hayatımıza girmişti. ‘Yine’ yayımlandığı zaman Can ile yeni şarkısı üzerine konuşmak istemiştim ama o zor gündemden başka gündeme savrulduğumuz için ancak şimdi şarkıyı konuşabildik.
‘Yine’nin dinlemeleri neyse ki güzel gidiyor ve dinleyicisiyle harika bir buluşma yaşıyor. Can’a şarkı hakkındaki tüm aklımdakileri sordum. Aslında şarkının girişindeki gitar melodisi 6-7 yıldır Can Baydar’ın evde çaldığı bir melodiymiş. Bir önceki single’ı ‘Ateş’in kayıtlarından sonra stüdyoda ilk yaptığı şarkılardan biri ‘Yine’ olmuş. Hatta ‘Yine’yi kaydedip bitirdiğinde, Can Baydar daha sonra kaydedeceği şarkıları için aradığı enerjiyi bu şarkıyla birlikte yakaladığı için de ‘Yine’nin yerinin ayrı olduğunu söylüyor. ‘Yine’nin ona verdiği bu enerjinin hepimizin uzun zamandır pandeminin de getirdiği zor günlere bir nebze iyi gelmesini, dinleyicinin bu şarkıyla hayatlarına pozitif bir enerji almasını dilediğini belirtiyor. ‘Yine’ Can Baydar’ın önceki çalışmalarına göre daha hareketli, yüksek bir tempoda, tür olarak indie pop sularında gezinen, gerçekten de yaz enerjisini dinleyiciye veren bir şarkı olmuş.
Can Baydar ile ‘Ateş’i yayımladığı zaman konuştuğumuzda aslında albüm hazırlığının neredeyse sona geldiğini söylemişti. Şimdi ‘Yine’ yayımlandığı için acaba albüme bir adım daha yaklaştık mı diye sormadan edemedim. Kendi sevdiği müziği dinleyicileriyle paylaşmak istediğinin altını çizen Can Baydar albümün ne zaman yayımlanacağını net olarak bilmese de bunun yine de çok da uzak olmadığını belirtiyor. Ülke ve dünya gündemi her anlamda müzik sektörünü de etkilediği için albümün yayımlanma zamanının mümkün olabildiğince daha sakin bir dönemde yapmak istediğini söylüyor. Diğer yandan da albüm bitmiş bile olsa, hala stüdyoda yeni şarkılar kaydettiğini söyleyen sanatçı, üretmenin ona özellikle bu dönemde çok iyi geldiğini belirtiyor. Mümkün olduğunca sık aralıklarla yeni şarkılar paylaşacağını belirten Can Baydar’dan, cayır cayır gitarlı, enerji dolu şarkıların yolda olduğunu duymak bir dinleyicisi olarak beni de ziyadesiyle sevindiriyor.
Paylaş