Sıradışı

Ya da genel anlamıyla kalite...

Sezon başındaki Göztepe için “Acil transfer yapılmazsa bu takım düşer” derken, altını çizdiğimiz temel nokta da buydu zaten!

Göztepe, orta alandaki teknik kalite eksikliği nedeniyle oyunun direksiyonunu ele alamıyor, kanatlardaki verimsizlik nedeniyle üretemiyor, forvetteki beceriksizlik nedeniyle de bitiremiyordu!

Emek vardı ama ‘kalite’ eksiği tüm çabayı çöpe atıyordu!

İşte o ‘kalite’ katkısının neleri değiştirebileceğini dün sıradışı bir maçla gördük ilk kez. Mesela Mossoro’nun! 36’lık maestro dün bir kez daha hatırlattı bize yeteneğin ölmediğini, formun geçici, klasın kalıcı olduğunu. Orta alanda direksiyonu ele alması skordan bağımsız hem oyunun kalitesine hem de topun Göztepe’de kalış süresine etki etti. Örneğin... Belki istatistiklere geçmeyecek ama Göztepe’nin attığı 3. golü bir kez daha izlerseniz, Brezilyalı’nın Serdar’a attığı ve bence golün yaratıcısı olan harika pasına şapka çıkaracaksınız. Orta alanda Mossoro’yu anlatırken, bu bölgenin diğer ‘üreticisi’ Soner’in de 1 gol, 1 asistle oynadığını hatırlatalım!

İlk 6 haftada bence en büyük sorun olarak öne çıkan kanatların dün üretime katılması da maçın anahtarı oldu. Düne kadar 2 gol atan takımın 90 dakikaya 4 gol sığdırmasında en önemli dokunuş kanatlardaki ikiliden Serdar’ın 1 asist, Napoleoni’nin 2 golle oynamasıydı.

Bu arada Jerome’u unutmayalım! Evet, orta alan ‘şefini’ buldu, kanatlar üretmeye başladı ama santrfor bölgesindeki ‘beceri’ eksiği ikinci sezonda da devam ediyor!

‘Kalite’ye saygımızı sunduktan sonra bir büyük emekçinin önünde ceketimizi ilikleyerek bitirelim.

Ön libero oynadı, takımın dinamosu oldu. Sağ bek oynadı, ciğerini sahaya koydu. Geçen yılın son haftalarından bu yana stoper oldu, oraya da damgasını vurdu.

Alparslan Öztürk... Sen harika bir detaysın.