Paylaş
*
Sekizli Final öncesi... Covid belası takımın yakasına yapışmış. Antrenöründen sporcusuna, menajerinden çalışanına ‘sağlam’ kimse kalmamış. Ligde maçlar ertelenmiş, Pınar Karşıyaka tam kadro çalışmaya hasret kalmış...
*
Sekizli Final’in ilk maçı... Daha maçın başı. Takımın temel taşlarından Dj Kennedy sakatlanmış, Kaf Kaf bir darbe daha almış...
*
Yarı final... Pınar Karşıyaka çift haneleri yakaladığı maçta 6 sayı geriye düşmüş. Üstüne üstlük son çeyrekte hakemlerden ‘sanki Kaf Kaf’ın fişini çekmek istercesine’, asla kabul edilmeyecek 3 düdük gelmiş.
*
Ama işte... ‘Şampiyon yüreği’ diye bir şey var. Söz konusu Pınar Karşıyaka ise her zorluğa bir çözüm var.
Çeyrek finalde, “DJ sakatsa, ben varım” dercesine üçlükleri sıralayan Metecan’da ‘şampiyonun yüreği’ var.
İnadıyla, cesaretiyle yarı final maçını çeviren Onuralp Bitim’de ‘şampiyonun yüreği’ var. En kritik bire birleri oynayan M’Baye’de, üçlükleri sıralarken bileği titremeyen Henry’de, Morgan’da ‘şampiyonun yüreği’ var.
Ve tabii ki.. Mavi gömleğiyle yeni bir tarih yazmaya hazırlanan Ufuk Sarıca’da ‘şampiyonun yüreği’ var.
Evet, rakip ‘makine düzeniyle oynayan’, maç başına 22.6 asist yapan, Karşıyaka’ya oranla çok daha derin bir kadroya sahip. Cook ve Rabaseda gibi Euroleague tecrübesine sahip yıldızlar, Benite gibi bir keskin nişancı, Rivero gibi bir pota altı canavarı çıkacak karşımıza.
Ancak tüm bu dezavantajlara karşı, gün ‘şampiyonun yüreğini’ bir kez daha ortaya koyma günü.
Haydi Kaf Kaf... Sonu kupa olsun...
Paylaş