Paylaş
Ne zafer pozlarının baş köşesinde ne şampiyonluk öykülerinin manşetlerinde göremezsiniz onları...
Ama biraz detaycıysanız, fotoğraflara biraz geniş açıdan bakabiliyorsanız kolaylaşır işiniz. İşte o zaman görürsünüz gizli kahramanların ayak izlerini...
Başarının geçtiği yolları takip etmeniz yeter de artar bile...
Gelin şöyle bir geriye gidelim... Türkiye’ye Avrupa’da en çok kupa kazandıran sporun, voleybolun Ege’ye yaşattığı heyecanları hatırlayalım...
İzmirspor’un 70’li yılların sonunda Türkiye’ye kafa tutan, gençlerde, yıldızlarda şampiyonluklara ambargo koyan voleybol takımının antrenörü kimdi biliyor musunuz?
Ardından Turgutlu Tukaş’la, Tekel’le 1.Lig’in eşiğinden dönen, Göztepe’ye voleybolda şampiyonluk tattıran antrenörü...
Sonrasında Söke Lee ile genel menajerliğe adım atan, Ege’nin küçücük bir ilçesinin takımını önce 1.Lig’e, sonra Türkiye 3.lüğüne taşıyan kişi o.
Arada İzmir Büyükşehir Belediyespor Genel Koordinatörü olarak erkek basketbol takımının 1.Lig’e çıkmasında oynadığı rolü atlamayalım tabi...
Ve sonrasında başlayan Arkas macerasıyla bir büyük voleybol markasının oluşmasına emek veren, hayat veren, renk veren... Genel koordinatörlüğünü üstlendiği Arkas ile 1 Avrupa Challenge Cup şampiyonluğu, 1 Şampiyonlar Ligi Final Four’u, 1 Cev Cup Finali, 4 Türkiye şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası gören bir gizli kahramandan söz ediyoruz.
Yaşar Ergün’den... Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi’nin beden eğitimi öğretmenliğinden yola çıkıp, voleybol camiasına adını kazıyan Yaşar Hoca’dan...
Hoca, yeni bir destan yazıyor yine sessiz sedasız.
Sezon başında Bursa Büyükşehir Belediyespor’un ligden çekilmesiyle Venüs Sultanlar Ligi’ne adını yazdıran Aydın Büyükşehir Belediyespor’u, apar topar kurduğu kadro ve oluşturduğu aile yapısıyla Avrupa finaline taşıdı Yaşar Hoca. CEV Challenge Cup belki Aydın’da gelecek. Bir önceki sezon 2.Lig’de yer alan bir Ege ekibinin ellerinde yükselecek...
Tüm bunları düşündüğünde, böyle bir gizli kahraman için bugüne dek neden tek bir yazı kaleme almadığına şaşırıyor insan!
Belki de gözümüzün içindeki değerleri görememek bunun adı. Oysa aynı başarıları, ‘ağabey’ sıcaklığını her zaman hissettiren bir büyüğümüz yerine bir yabancı elde etse, kimbilir ne tür destanlar yazıyor olurduk! Hele hele Türkiye’de spor sadece futboldan ibaret görülmese, belki de gizli kahramanlığın çok ötesinde olacaktı Yaşar Hoca.
Affet hocam...
Emeğinin, bitmeyen hırsının, insanlığının, başarı öykülerinin hakkını vermek bugüne nasipmiş belki de!
Başarıyı inşa etmedeki ustalığına şapka çıkarmak için çok geç kalmışız bir kere.
Affet bizi Yaşar Usta...
Paylaş