Paylaş
Su Kolektifi ile ilgili internette biraz araştırma yaptım.
Karşıma çıkan şey şu;
Bursa’da Su Kolektifi grubu her ayın 21’inde Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü önünde bir araya gelip, su kaynaklarının yok olması ile ilgili basın açıklaması yapan sonrasında dağılan bir grup.
Su Kolektifi’nin Ocak 21’de yaptığı açıklamada öne çıkan olgu İznik Gölü’ydü.
Konu İznik Gölü olunca ben de daha bir dikkatle okudum; karşıma biraz karmaşık, karmaşık olduğu kadar da çelişkilerle dolu bir açıklama çıktı.
Açıklamada Orhangazi Ovası ve İznik Gölü etrafındaki endüstri tesislerinin ihtiyacı olan suyun göl havzasından alıp kullanarak atık sularının da çevredeki dere ve akarsulara deşarj edildiğine vurgu yapılıyordu.
Su Kolektifi’nin açıklamasındaki bir paragrafı olduğu gibi paylaşıyorum.
“İznik’te bulunan Marmara Birlik Zeytin İşleme tesisleri, Orhangazi’deki İspak endüstri tesisleri ile Orhangazi mezbahası bu kirlenmede önemli rol oynamaktadır.”
Bu paragraftan anladığım; Su Kolektifi iş olsun diye toplanmış, iş olsun diye açıklama yapmış gibi.
Çünkü Orhangazi’de ne İspak tesisleri var, ne faal durumda mezbaha.
İspak’ın faaliyetlerini durdurmasının üzerinden en az 25 yıl geçmiş, mezbahanın kullanım dışı bırakılması hatta binasının dahi yıkılmasının üzerinden en az 5 yıl geçmiş durumda.
Yani Su Kolektifinin bahsettiği Orhangazi’deki İspak ve mezbaha yok.
Olmayan bir şeyin de ovayı ya da gölü kirletmesi zaten mümkün değil.
*
Aynı paragrafta yer alan Marmarabirlik İznik tesisleri iddiasını da Marmarabirlik Genel Başkanı Hidamet Asa’ya sordum.
‘Gerçekten İznik tesislerinden göle herhangi bir zararlı atık salımı var mı?’ diye.
Marmarabirlik Genel Başkanı Hidamet Asa, ne İznik ne Orhangazi tesislerinden ovaya ya da göle herhangi bir deşarjın söz konusu olmadığını belirtti.
Hatta bu konuda Marmarabirlik’in uluslararası kaliteye sahip çevre faaliyetlerini de anlattı.
Örneğin, Orhangazi-Gemlik ve Mudanya Kooperatifimizden kaynaklanan atıksular Başköy/ Merkez arıtma tesisine vidanjör ile taşıtılarak arıtılıyor.
Ve Birliğin arıtma tesisi ile ilgili de şu bilgileri aktardı Hidamet Asa; “Arıtma tesislerimiz Bakanlık MELBES sisteminden gelen yetkili laboratuavarlar tarafından 3 ayda bir iç izleme (Merkez arıtmamız ayda bir) ve muhtelif zamanlarda Bakanlık tarafından anlık denetimler yapılmaktadır. Kooperatiflerimizin yıllık su tüketimi ve oluşan atıksu miktarları farklı sektörlerde tüketilen su ile oluşan atıksu miktarlarının 20 kat altındadır. Kısaca 1 ayda kullandıkları su ve oluşturdukları atıksu miktarını kooperatiflerimiz bir yılda oluşturmaktadır.”
Asa birliğin bu konudaki durumunu ise şu şekilde özetledi; “Tehlikeli ve tehlikesiz atık yönetimine dair olarak Marmarabirlik Entegre Tesisler ve Bağlı Kooperatifler Sıfır Atık Belgesi almışlardır. Marmarabirlik ve Bağlı Kooperatifler su, toprak ve hava ortamını kirletmesi söz konusu değildir.”
Hidamet Asa bu konudaki resmi çevresel belgeleri de bizzat paylaştı.
*
Şu halde Su Kolektifinin bu iddiası da çürütülmüş oldu.
Tabii ki grubun dikkat çektiği hususların bazıları da gerçeği yansıtıyor.
Örneğin İznik Gölü’nde yaşanan su çekilmesi tarihin en korkutucu boyutuna ulaşmış durumda.
Evet göldeki kirlilik bizleri her geçen gün daha da korkutuyor.
Zirai ilaçlamadan kaynaklı kirlilik de her geçen gün artıyor.
Bu konular hem çiftçi temsilcileri, hem İznik Gölü konusunda söyleyebilecek sözü olan her kişi ve kurum tarafından dile getiriliyor.
*
Bölgede son dönemlerde etkili olan kar yağışı İznik Gölü ve bölge için kısmen de olsa umut oldu.
Ve bu yağışların mevsimsel olarak devam etmesi de en büyük dileğimiz.
Kar yağışı hem yeraltı sularına, hem İznik Gölü’ne hem de sulama göletlerine etki etti. Kar yağışı başta çiftçilerimiz olmak üzere, bölge halkının da yüzünü güldürdü.
Paylaş