Paylaş
Son 3 yılda böylesine bereket görememiştik.
Göller, göletler, su kaynakları, barajlar tarihin en düşük seviyelerini görmüştü.
Bu durum İznik Gölü’nü de son derece etkilemiş, göl tabiri caizse tarihinin en fazla çekilmesini yaşamıştı.
İznik Gölü’ndeki çekilme neredeyse 50 metrenin üzerinde gerçekleşti.
Göl sahillerinde daha önce su ile dolu olan alanlar karaya dönmüş, su içindeki iskeleler dahi karada kalmıştı.
Ürkütücü görüntüler oluşmuştu.
*
Tabi İznik Gölü’ndeki bu tablo sadece bu yıl ya da kısa bir dönemde olmadı.
Bu durum son 3-4 senenin getirdiği bir sonuçtu.
Çünkü 3-4 yıldır ciddi kuraklık yaşanmıştı.
Yıllar yılı gelen bu durum ile de İznik Gölü tarihin en düşük seviyelerine ulaşmıştı.
Şimdi, şubat ayında yoğun kar, mart ayı boyunca da bol bol yağmur alan bölgede en fazla merak edilen husus İznik Gölü’ndeki su seviyesi.
İşin doğrusunu isterseniz İznik Gölü’nün su seviyesinde öyle hissedilir bir yükselişi olmadı.
Elbetteki kar ve yağmur yağışları ile başta toprak olmak üzere su kaynakları suya doymuş oldu.
Dolayısıyla da aynı şey İznik Gölü’ne de yansıdı.
Gözle görülür bir yükseliş olmasa da, geride kalan yıllarda ortaya çıkan su kaybı kısmen de olsa giderilmiş oldu.
*
Peki İznik Gölü’ndeki su seviyesinin düşüş yaşaması sadece kuraklıklarla izah edilecek bir konu mu?
Aslına bakarsanız tam olarak değil.
Son 10 yılda bölgede birçok şey değişim göstermeye başladı.
Örneğin, Orhangazi Ovas’ında tarım eskiden 6-8 ay yapılırdı.
Şimdi o bölgede 12 ay tarım söz konusu.
Zeytin bölgenin ana geçim kaynağı olmasına rağmen son yıllarda artan kivi üretimi, kış dönemlerinde seralarda üretilen sebze ve meyveler ile birlikte bölgede artık 12 ay tarım yapılınca, tarımsal sulama ihtiyaçları da arttı.
Bu da haliyle göldeki doğal dengeyi etkiledi.
Bununla birlikte İznik Gölü’nin Orhangazi yakasında geçmişte tek bir sulama sistemi yer alırken şimdi her iki yakada devasa sulama projeleri söz konusu.
Son 10 yılda hem Gölyaka hem Çamlık bölgesinde iki menderek inşa edildi,
Bu menderekler sayesinde de hem Gölyaka Karsak arasınf hem tüm ovaya İznik Gölü’nden su çekilerek sulama yapılıyor.
Yani bu noktada bir artış söz konusu ki, bu sulama projeleri ile birlikte ciddi tarımsal sulama yapılmaya başladı.
*
Burada akıllara şu soru gelebilir?
Bölgede tarımsal sulama artıyor da acaba tarımsal üretim artıyor mu?
Bu sorunun cevabı da aslında içinde gizli.
Bölgede yılın yarısında tarım yapılırken artık 12 ay tarım yapılabildiğine göre, tarımsal üretim de katbe kat artmış oluyor.
*
Elbette yine sıkça dile getirdiğimiz Gemlik Gübre fabrikasının gölden çektiği su.
Bu su miktarı aslında geçmişten bu yana her zaman aynı orandaydı.
Ancak göldeki su seviyesinin düşmesi ile birlikte Gemlik Gübre tarafından çekilen su hem göze fazla gelmeye başladı, hem gölün fiziki yapısını olumsuz etkilemeye başladı.
*
Göldeki su seviyesi ile ilgili yanlış bilinen bir gerçek de var.
Cargill fabrikası.
İznik Gölü’ndeki su seviyesinin düşmesi ile ilgili Cargill fabrikasının gölden su çektiği, dolayısıyla da gölün su seviyesine zarar verdiği hep söylenip durur.
Ancak işin gerçeği bu değil.
Bir ABD sermayesi olan ve açıkçası şahsen de hiç hazetmediğim Cargill fabrikası İznik Gölü’nden su kullanmıyor.
Cargill’in Karsak Mahallesi kavşağı yakınlarında bir sondaj istasyonu bulunuyor.
Bu sondaj Gürle Dağı arkasından gelip Karsan bölgesinden Gemlik Körfezi’ne kadar uzanan bir yeraltı nehrinden alınıyor.
Yani;
Cargill’in çekip kullandığı suyun İznik Gölü’ne hiçbir olumsuz yansıması yok.
Zaten fabrikanın elinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nden bu yönde alınmış raporlar da söz konusu.
Diyebilirsiniz ki yeraltı sularını kullandığı için İznik Gölü’ne doğrudan olmasa da dolaylı yönden olumsuz etkisi olur?
Bu da pek mümkün görünmüyor.
Çünkü Cargill’in sondaj noktası ile İznik Gölünün deniz seviyesi bakımından da farklılık var.
İznik Gölü deniz seviyesinden 135 metre yüksekte yer alırken, Cargill fabrikasının sondaj noktası 85 metrede yer alıyor.
Yani sondaj noktasındaki suyun İznik Gölü’nü beslemesi zaten söz konusu değil.
Tabii ki bunları söylerken Cargill fabrikasını aklamak gibi bir niyetim yok.
Cargill ekonomiye ve bölgeye az katkı sunan, çok zarar veren bir fabrika olmaya yine devam edecek.
*
Velhasıl bundan sonrası için görünen şu ki, İznik Gölü bugün gördüğümüz seviyelerini koruyacak.
Yıllık yağışlar normal seyrinde olursa, göldeki seviye de bu noktalarda kalacaktır.
*
Dünya Su Haftası’nı yaşadığımız şu günlerde yapmamız gereken tek şey var.
Tasarruf.
İçme suyunda da, sulama suyunda da tasarruflu olmaktan başka çaremiz yok.
Şayet tasarrufu elden bırakırsak, gelecek nesillere bırakacak su kaynağımız da sınırlı olacaktır.
Paylaş