Herkesin aklında aynı soru: Ya yapılmasaydı

Kurban Bayramı ile ilgili yapılan tespite göre ülkede yaklaşık 40 milyon kişi yer değiştirmiş.
Yani 40 milyon vatandaş tatili, ama yakın, ama uzaklarda farklı kentlerde geçirmiş oldular.
Tabii bu tür 9 günlük bayram tatillerinin ekonomiye de farklı katkıları oluyor.
Ve daha da önemlisi bu tür uzun tatillerde Türkiye’nin dört bir yanındaki otoyollarda çok ciddi trafik yoğunlukları da yaşanıyor.
Bunu da zaten günlerce televizyonlardan ve gazetelerden izledik.
Tatilin başladığı 24 Haziran Cumartesi günü metropol şehir İstanbul’dan Anadolu’ya doğru adeta bir akın başlamıştı.
Hem tem Bolu otoyolu, Hem de Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunda uzun araç kuyruklarına şahit olduk.
Bu öylesine bir akındı ki, neredeyse ülkenin her otoyolunda da aynı görüntü vardı.
***
Mesleğimizi icra ederken, bazı hususlarda öncesi ve sonrası yada geçmişle bugünü de her alanda kıyaslama şansımız oluyor.
Örneğin, Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu yapılmadan önce özellikle hafta sonu ve daha da önemlisi bayram tatillerinde Topçular İskelesi’nden başlayıp, Yalova, Orhangazi ve Bursa’dan Karacabey ve İzmir istikametine doğru araç trafiği kilitlenme noktasına gelir, Yalova Topçular İskelesi’nden Karacabey’e varışı 6-7 saatlik süreleri bulurdu.
Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu yapılmadan önce İstanbul’dan tatil için yada memleketine gitmek için yola çıkanların Yalova-Bursa bağlantısından geçmesi adeta çileye dönerdi.
Otoyol yapıldıktan sonra bu trafik biraz daha rahatladı.
Buna bir de günden güne artan araç trafiğini eklediğinizde otoyolun ne kadar önemli ve gerekli bir yatırım olduğunu da hep birlikte görmüş oluyoruz.
Örneğin, Kurban Bayramı tatilinin başladığı 25 Haziran günü Osmangazi Köprüsü’nden geçen araç sayısının 111 bin 770 olduğu resmi olarak açıklandı.
Tatil dönüşünün yaşandığı 1-2 Temmuz tarihlerinde ise bu rakamın daha da yukarılara çıktığını gözlemledik.
Bu tür rakamlar açıklanınca akıllara otoyolların araç geçiş garantileri de akıllara geliyor.
Aslına bakarsanız Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu için artık araç geçiş garantisini konuşmak yersiz.
Çünkü artık bu yolda günlük araç geçiş garanti rakamının üzerine çıkılmış durumda.
Dolayısıyla artık olayın bu kısmını konuşmak çok da doğru değil.
***
Osmangazi Köprüsü ve Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun araç geçiş garanti rakamlarına bakacak olursak...
Osmangazi Köprüsü’nün günlük araç geçiş garantörlüğü 40 bin, otoyolun Altınova-Bursa bağlantısı 40 bin araç.
Geçmişte Ulaştırma Bakanlığı’nın bu rakamlar ile ilgili yaptığı resmi açıklamalara bakacak olursak, araç geçiş garantisi rakamlarının üzerine çoktan çıkılmaya başladı.
Sadece bayram tatillerinde değil, normal günlerde de artık Osmangazi Köprüsü ile otoyolun geçiş garantisinin üzerine çıktığını söyleyebiliriz.
Yine otoyol yap-işlet-devret sözleşmesine göre de, otoyolda araç geçiş garantisinin üzerine çıkılan her araçtan elde edilen gelirin yüzde 30’u da hazineye devrediliyor.
Dolayısıyla devlet her iki durumda da bu konuda kazançlı.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmangazi Köprüsü ile ilgili de yeni bir rakam paylaştı.
7 yıl önce hizmete giren Osmangazi Köprüsünde 7 yılda geçen araç sayısının 70 milyonun üzerine çıktığını da Erdoğan’ın açıklamasından öğrendik.
Bu yıllık ortalama 10 milyon araç geçişi anlamına geliyor.
Bu rakamlar gerçekten çok ciddi rakamlar.
Hatta şöyle hafızanızda canlandırdığınızda rakamların korkunç boyutlarda olduğunu söyleyebiliriz.
Olayın bir diğer boyutu ise köprü ve otoyollar ile elde edilen zaman ve yakıt tasarrufunun ekonomiye katkısı.
Bu noktada da ciddi avantajlar sağlandığını görebiliyoruz.
***
İşte tüm bu rakamlar ışığında can alıcı soruyu bugünlerde herkes birbirine soruyor;
“Ya Osmangazi Köprüsü ve İstanbul-İzmir otoyolu yapılmamış olsaydıb”
Evet, bugünkü araç trafiği ve trafikteki araç sayısını göz önüne aldığımızda, bırakın bayram tatilini, normal günde dahil İstanbul’dan Bursa’ya ulaşabilmek için en az 7-8 saatlik bir yolculuğu göze almanız gerekirdi.
Ya da bölge için konuşacak olursak...
Yalova’dan Orhangazi’ye geliş en az 1b5 saat, Orhangazi’den de Bursa’ya ulaşmak en az 3 saatlik bir yolculuk anlamına gelirdi.
İstanbullunun hafta sonu ya da bayram tatillerinde İstanbul’dan çıkıp tatil beldelerine gidebilmesi ise bugünkü koşullarda neredeyse imkansız hale gelebilirdi.
Dolayısıyla yapılan bu yatırımların ne kadar doğru ve yerinde olduğunu bu zamanlarda daha iyi görmüş oluyoruz.