Paylaş
YEŞİL KÜREYE TEŞEKKÜR ETMELİLER
Sosyal medya hesabından yeşil küre uygulamasını kaldıran Mahir Ünal, “40 günlük bir çalışmaydı, bitti” dedi. Peki bu uygulamaya neden ihtiyaç duyuldu? Mahir Ünal, “Amacımız dezenformasyonu, hakareti, küfrü görünür kılmaktı. Bence yeşil küreye teşekkür etmeliler. Yeşil küre hepsini görünür kıldı. ‘Mahir Ünal sosyal medyayı düzenlemeye çalıştı’ iddiası doğru değil, tüm amacım farkındalık yaratmaktı” açıklamasını yaptı.
SALGIN DİJİTALLEŞMEYİ ÖNE ÇEKTİ
Yeşil küre, AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı’nın yürüttüğü Dijital Dönüşüm ve Yeni Medya Düzeni çalışmasındaki Etik Farkındalık başlığındaki maddelerden biriydi. Etik Farkındalık, Dijital Farkındalık, Yerel ve Küresel Farkındalık fazlarını içeren çalışma, virüs salgınında dünyanın eve kapandığı süreçte yapıldı. Videokonferans yoluyla bilişimciler, hukukçular, sosyologlar başta olmak üzere ilgililer bir araya geldi. Amaç, dijital dönüşüm ve yeni medya düzenini anlamak ve bundan sonrası için bir yol haritası çıkarmaktı. Çünkü salgın dijitalleşmeye ilişkin tüm çalışma ve gelişmeleri 10 yıl erkene çekti. Çalışma Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da sunuldu.
Mahir Ünal, Hande Fırat'a 'yeşil küre', 'z kuşağı dijital seçim kampanyası' ve 'siber kıta sahanlığı'nı anlattı.
7 MİLYON Z KUŞAĞI SEÇMEN
Dijitalleşme ve bunun salgınla birlikte daha da hızlanması günlük hayatları değiştirdiği gibi, siyaseti, siyasetin dilini de değiştiriyor. Z kuşağı olarak tabir edilen 7 milyona yakın seçmen 2023’te ilk kez oy kullanacak. Mahir Ünal, salgın sürecinde kuşakların nasıl vakit geçirdiğinin de araştırıldığını söyledi. Genç seçmenin oy verme davranışında yeni medya düzeni en temel faktör. En büyük tehlike ise seçmenin dijital ortamda manipüle edilme ihtimali.
Diğer yandan Z kuşağının tamamen dijital ortamda olması, diğer kuşaklarda da bu oranın artması, siyasi partilerin seçmene ulaşma yöntemlerini değiştirmesine yol açıyor. AK Parti Dijital Medya Takip Sistemi’nde hem sosyal ağlardaki popüler konular/talepler belirleniyor, hem de oluşturulan stüdyo ile siyasetçilerden içerik oluşturması isteniyor. Belli ki önümüzdeki süreçte siyasetçiler, televizyonlardan daha çok dijital dünyadaki yayınlarda seçmenin karşısına çıkacaklar.
BENİMLE İLGİLİ BENDEN DAHA ÇOK ŞEY BİLİYORLAR
Mahir Ünal, madde madde yapılması gerekenleri anlatırken karşı karşıya olunan tehlikeyi de örnekleri ile sıraladı: “Google benim geçtiğimiz 15 yıl üzerinden yaptığım aramaların verisine sahip. Benimle ilgili benim bilmediğimi biliyor. WhatsApp benim eşimle tartışmalarımı biliyor. Instagram’da hangi resmin üzerinde kaç saniye kaldığım bilgisine sahipler. Bu insan beyninin hack’lenmesi gibi bir şey” dedi.
TWITTER’A: ‘GEL TÜRKİYE’NİN MUHATABI OL!’
Bu nedenle gerekli hukuki adımların atılmasının önemine dikkat çeken Mahir Ünal, Twitter’ın Almanya ve Fransa’nın egemenlik hakkını kabul ettiğini hatırlattı. Böylece Alman yasalarının Twitter tarafından kabul edildiğini hatırlatan Ünal, Twitter’a seslendi: “Biz de diyoruz ki, ‘Kardeşim, gel bizim muhatabımız ol. 55 milyon vatandaşımız senin kullanıcın! Yasal yükümlülüğü olan temsilcilik aç, bizim muhatabımız ol.’”
SANAL DÜNYADA KITA SAHANLIĞI
Siber dünyada dijital çağın hammaddesi veri. Teknoloji ve veri kimin elindeyse güç onda. Çalışmadan satır başlarını ve Türkiye’nin atması gereken adımları Mahir Ünal şöyle anlattı:
“ Türkiye hava sahası ve deniz kıta sahanlığı gibi siber bir kıta sahanlığı oluşturmalıdır.
Türkiye bir karar aşamasındadır. Bir yol haritası ile milli ve yerli teknolojilerle siber vatanı korumalı. Kendi verisini bir hammadde olarak gören, buna uygun içerik üreten bir toplum olmalıdır. Aksi halde zihinleri veri sömürgeciliğinin bağımlısı olmuş gençler ortaya çıkacaktır.
Sosyal ağlarda vatandaşların haklarının, özel hayatın, kişisel verilerin, kimliğin ve değerlerin, siber sınırların, siber egemenliğin korunması gerekiyor. Bunun için gerekli hukuki çalışmalar başlatılmalıdır.
Avrupa ülkeleri, dijital ağlarda dezenformasyon ve terörle mücadele ediyor. Türkiye’de sosyal medyayı terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edecek şekilde nefret, tehdit, taciz, hedef gösterme gibi suçları işleyerek kullananlara karşı tedbirler öngören geniş bir kanun tasarısı hazırlama ihtiyacı vardır.”
Paylaş