Yeniden vaka sayısı ve önemi

Türkiye, salgında bir süredir izlediği “hasta sayısını açıklama” politikasından vazgeçerek, tüm dünya ülkeleri gibi “günlük vaka sayısı açıklama” politikasına döndü. Bir süredir her ne kadar bilim adamlarının açıklamalarından yola çıkarak kafamızda vaka sayısına ilişkin öngörülerde bulunmaya çalışsak da, bizzat Sağlık Bakanı’ndan resmi günlük vaka sayısını, yani “28 bin 351” rakamını duymak açıkçası beni korkuttu. Kişisel tedbirler başta olmak üzere çok daha dikkatli olunması gereken bir döneme girdiğimiz aşikâr.

Haberin Devamı

Son durumu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ile konuştum. Mehmet Hoca’ya önce “Sadece hasta sayısını açıklamanın ne zararı vardı?” sorusunu yönelttim. Yanıtı şöyle oldu:

“İlki, dünya ile bir karşılaştırma yapamıyorduk. Tüm ülkeler vaka sayısını açıklarken, hasta sayımızla dünyada yerimiz nedir, salgında hangi aşamada olduğumuzun tespitini ortaya koyamıyorduk. İkincisi ise tüm dünyada alınacak tedbirler vaka sayısına göre belirleniyor. Bu nedenle tedbirlerimizi de doğru belirleyememek riski ile karşı karşıyaydık.”

SALGININ EN YOĞUN SEYRETTİĞİ ÜLKELERDEN BİRİYİZ

Şimdi şeffaf bir şekilde vaka sayısını öğrendiğimize göre, mesele artık salgında hangi aşamada olduğumuz ve alınması gereken tedbirlerde. Bu iki önemli başlığı da Mehmet Hoca ile konuştuk:

Haberin Devamı

“Açıklanan vaka sayısı doğrultusunda nüfusa göre dünyada dördüncü, Avrupa’da birinci ülkeyiz. Yani salgının en yoğun seyrettiği ülkelerden biriyiz. Hesaplama ile tespit edilemeyenleri de dahil ederek milyonun üzerinde kişinin şu anda virüs bulaştırma riski taşıdığını söyleyebiliriz. Günlük vaka sayısının açıklanması tedbirlere uyulması açısından bile etkili olacaktır.”

Mehmet Hoca içinde bulunduğumuz tabloyu bu sözlerle anlattı. “Salgında başa çıkılması zor bir dönemdeyiz” diyen Mehmet Hoca’ya göre mevcut tedbirlere yenilerinin ilave edilmesi de şart:

“Eğer bir kapama yapılmayacaksa, mutlaka vakit kaybetmeden ilave tedbirlerin alınması gerekiyor. Üstelik bu tedbirler artık tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde alınmalı. Kademeli ve esnek mesai tüm Türkiye’ye yayılmalı. Özel sektörün de buna uyması sağlanmalı. Zorunlu haller dışında şehirlerarası seyahat sınırlandırılmalı. Toplu taşıma araçlarında kişi sayısı azaltılmalı. Kişilerin toplanmalarına da sınır konulmalı. Örneğin ‘Kapalı alanlarda şu sayıda kişi, açık alanlarda ise şu sayıda kişi bir araya gelebilir’ denilmeli. Açıkçası şu anda kapalı alanlarda üç-beş kişiden fazla sayıda insanın bir araya gelmesi sakıncalı. Kalabalıklaşmaya yol açan her alanda önlem alınması gerekiyor.”

Haberin Devamı

TEDBİR ALINMAZ VE UYULMAZSA KAPATMA ZORUNLU OLUR

Sağlık Bakanı da Bilim Kurulu üyeleri de tedbirlere uyulmaması durumunda daha ileri seviyede önlem alınması gerekeceğini belirtiyorlar. Mehmet Hoca da aynı görüşte. Yeni tedbir alınmaz ve uyulmasına gerekli hassasiyet gösterilmezse, “Gideceğimiz yer çok belli, bir süre tamamen kapatma uygulanmak zorunda kalınır” diyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, olası bir kapatma ile ilgili tartışmalara da değindi:

“Bunun 14 gün ya da 21 gün olması gerektiği gibi bazı tartışmalar yapılıyor. Ancak bir şey yapılacaksa doğrusu 28 gün, yani iki kuluçka dönemidir. Aksi halde faydası yok. Herkesin eve kapanması durumunda tespit edilemeyen pozitif hastalar da ev içlerinde bulaştırmaya devam edecekler. Kısa dönemli bir kapatma da bu kez onların tam bulaştırma döneminde sokağa çıkması anlamına gelecektir.”

Haberin Devamı

Mehmet Hoca asıl çözümün bir kez daha maske-mesafe ve hijyen olduğunun da altını çizdi. Kendi maskemiz kadar karşımızdakinin de maskesini doğru takması hayati önem taşıyor. Özellikle de karşımızdakinde virüs var ise... Mehmet Hoca, “Uyardınız, karşınızdaki maskesini düzgün takmıyorsa orayı mutlaka terk edin” dedi.

Yazarın Tüm Yazıları